Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen "2024 Yılı Değerlendirmesi 2025 Yılı Beklentileri" programına katılarak konuşma yaptı.
Şimşek, iş dünyasının hükümetten beklentilerini; finansmana erişim, kalifiye eleman ve işgücü maliyetleri, konkordato ve iş hukuku uygulamaları, piyasa gözetim ve denetimi, vergi konuları ve Avrupa Birliği ile vize konuları olarak sıraladı.
Kendilerinin de iş dünyasından beklentileri olduğunu belirten Şimşek, "Biz sizden para kazanmanızı bekliyoruz, daha çok para kazanmanızı istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz" dedi.
Şimşek, iş dünyasının daha çok para kazanması için katma değeri yüksek ürünler üretmesi, ihracata odaklanması, markalaşması, yeşil dönüşüm ve dijitalleşmeyi ihmal etmemesi gerektiğini vurguladı.
'HAYAT PAHALILIĞININ EN ÖNEMLİ BİLEŞENİ KİRA'
Başta kiralar olmak üzere hizmet enflasyonundaki katılığın, enflasyonda hedeften birkaç puanlık sapma olmasına neden olduğunu belirten Şimşek, kirada yüzde 25'lik tavanın kaldırılması sonrası beklediklerinden çok daha yüksek artışlar gördüklerini söyledi.
"Şu anda hayat pahalılığının en önemli bileşeni yüksek kiralardır. Bunu para politikası üzerinden çözemeyiz. Ancak ve ancak konut arzını artırarak çözebiliriz" diyen Şimşek, başta sosyal konut olmak üzere konut arzını artıracak adımlar atacaklarını söyledi.
'AB VE YAKIN COĞRAFYADA BÜYÜME HIZLANACAK'
Kısa vadede dünya ekonomisinde Türkiye ekonomisi açısından önemi olan ve ülkeyi etkileyen konulara değinen Şimşek, 2025'te Avrupa Birliği ve Türkiye'nin yakın coğrafyasında büyümenin hızlanmasının beklendiğini anımsattı.
Türkiye'nin ihracatının yaklaşık yüzde 76'sının Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'ya, yani yakın coğrafyaya gittiğine işaret eden Şimşek, buralarda 2025'te öngörülen büyümenin 2024 ve 2023'e göre çok daha olumlu olduğunu söyledi.
Şimşek, bunun gerçekleşmesi durumunda dış talep, ihracat açısından bunun olumlu bir trend olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bu durum, Türkiye'nin programını, büyümesini, ihracatını destekleyici bir trend. Avrupa ve ABD'nin ekonomi politikalarında belirsizliklerde bir artış var, önemli ölçüde siyasi dinamiklerden kaynaklanıyor, küresel enflasyondaki düşüş ise bizim için destekleyici. Daha uygun kısa vadeli finansal koşullar, OVP'yi de ekonomik aktiviteyi de destekleyici nitelikte. Bizi en yakından ilgilendiren petrol, doğal gaz gibi emtia fiyatlarında bugün itibarıyla reel artış öngörülmüyor."
'DÜNYA ÖNEMLİ SORUNLARLA KARŞI KARŞIYA'
Şimşek, "Özetle kısa vadede nispeten Türkiye'nin arkasından esme ihtimali olan rüzgarlar söz konusu. Kısa vadede Türkiye ekonomisi ve OVP'yi destekleyici bir ortam var." ifadelerini kullandı.
Uzun vadede dünyanın önemli sorunlarla karşı karşıya olduğunu ifade eden Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dünyada ticarette bir parçalanma, korumacılık söz konusu. Dünyada küresel borç milli gelire göre oldukça yüksek seviyede. Uzun vadeli faizlerin yüksek olduğu bir ortamda bu bir sorun kaynağı. Dünya nüfusu yaşlanıyor. Dünya bir taraftan dönüştürücü, yani verimliliği arttıracak bir taraftan da yıkıcı teknolojik konularla karşı karşıya, yapay zekadan bahsediyorum. İklim değişikliği diğer önemli bir konu. 2. Dünya Savaşı sonrası dünya ticaretinde kural bazlı, çok taraflı mekanizmalar oluştu fakat bugün gelinen noktada bu kural bazlı, serbest ticaretten uzaklaşma söz konusu."
'ABD'NİN TİCARET POLİTİKALARININ BİZE ETKİSİ BÜYÜK OLABİLİR'
ABD ve Çin arasında yaşanan jeostratejik rekabet nedeniyle küresel ticarette parçalanmanın yeni normal olduğuna dikkati çeken Şimşek, ticaretteki sınırlamaların Çin-ABD merkezli olarak ciddi boyutlara ulaştığını dile getirdi.
Şimşek, son 2 yılda çok sayıda sınırlama söz konusu olduğunu belirterek, "Küresel imalat sanayi üretiminin üssü kaydı. Çin'in küresel imalat sanayindeki payı yüzde 8,6'dan yüzde 30'un üzerine çıktı. Aynı dönemde Avrupa Birliği, ABD, Japonya gibi birçok ülke, gelişmiş bölge, gelişmiş ülke, küresel imalat sanayi katma değerindeki paylarında ciddi düşüş yaşadı." diye konuştu.
Buradaki kaymanın yeni trendler oluşturacağına işaret eden Şimşek, dost ülkelerden tedarikin şu anda çok önemli bir trend oluşturmaya başladığını vurguladı.
Şimşek, "Dost ülkelerden tedarik, önemli bir trend olmaya devam edecek. Küresel ticaret politikaları belirsizlik endeksi, ciddi boyutlara ulaşmış durumda, yakın tarihin en yüksek düzeyinde. 20 Ocak sonrası ne tür adımlar atılacak, gümrük tarifelerinde ne tür değişiklik olacak burada belirsizlik var. ABD'nin ticaret politikası belirsizliklerinden bazı ülkeler çok, bazı ülkeler az etkilenecek, bizim nispeten az etkilenmemiz beklenir çünkü ABD'ye karşı ticaret fazlamız yok, ayrıca yüksek gümrük tarifeleriyle zaten şu an da karşı karşıyayız. Çin ihracatının rota değiştirmesi nedeniyle bu alanda ise ABD'nin yeni ticaret politikalarının bize etkisi büyük olabilir. Eğer yeni ABD yönetimi seçim öncesi söyledikleri ile amel ederse bu bizi dolaylı olarak ciddi şekilde etkileyebilir." değerlendirmesini yaptı.
ABD-Çin ekseninde yaşananlar ve yaşanacaklarla ticaret savaşlarının hız kazanabileceğini dile getiren Şimşek, doların küresel bir para birimi olması dolayısıyla, doların değerinin de tüm dünyayı etkilediğini hatırlattı.
Şimşek, "Mesela paritedeki dalgalanma bizi etkiliyor çünkü ham maddeyi dolarla ithal ediyoruz ama ihracatı avro ile yapıyoruz, paritedeki değişiklik bizim rekabet gücümüzü etkiliyor." ifadesini kullandı.
Lüks otomobilde satış rekoruOtomotiv
Türkiye'deki KFC ve Pizza Hut restoranları kapanıyorEkonomi