AKP Samsun Milletvekili Mehmet Muş'un başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Savunma Bakanlığı 2026 bütçesi, kesin hesabı ve Sayıştay raporları ile Akaryakıt İkmal ve NATO Pol Tesisleri İşletme Başkanlığı Sayıştay raporları görüşülüyor.
AKP'Lİ VEKİLİN SÖZLERİNE TEPKİ
AKP Ankara Milletvekili Orhan Yeğin'in konuşması esnasında, "Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleriyiz" sloganı atan teğmenlerle ilgili "Devam ediyorlar konuşmalarında, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz diyen teğmenleri tasfiye edip Atatürk düşmanlarını Silahlı Kuvvetler bünyesinde tutuyorsunuz' diyorlar. Arkadaşlar, geçen sene de bu konuyu burada işledik. Kimse 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diye orduyla ilişiği kesilmedi. Bu defalarca konuşuldu. Ordunun temelinde disiplin var" ifadeleri üzerine muhalefet sıralarından eleştiriler yükseldi. Bunun ardından Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, şunları söyledi:
- "Bir, geçen sene atılan teğmenlerimizin hiçbirisine, 'Atatürk'ün askerleriyiz' dediği için hiçbir soru sorulmadı. İki, 'neden kılıç çektiniz' diye hiçbir soru sorulmadı. Tören bittiği anda bütün aileler orada kendi çocuklarıyla sarılıp öpüşmek için tören alanına girdi.
- Bu tören bittiği anda, tören bittiği anda bütün aileler orada kendi çocuklarıyla sarılıp öpüşmek için tören alanına girmiş durumda. Bu vaziyetteyken birinci olan kız teğmenimiz geliyor mikrofonun başına, 'Aileler lütfen tören alanını terk edin'. Böyle bir hakkı var mı? Oradaki ailelerin ve çocukların..."
Muhalefet milletvekillerinin eleştirileri üzerine Güler, "Bunlar düşünüldüğü için bizim terörle mücadele 45 sene sürer, bilmem ne başka bir olayda olursa 55 sene sürer. İşte bu oradaki bir teğmenin orada beş yıldır bekleyen annesinin, babasının, çocuklarının yanından çağırma hakkı var mı" dedi.
Bir milletvekilinin, "Konunun özü Mustafa Kemal Kemal'in askerleriyizdir. Bunların kenarında dolaşmayın" demesi üzerine Güler, "Değildir" yanıtını verdi. Başka bir milletvekili ise, "Bunun terörle bitmemesi ile ne alakası var" sorusunu yöneltti.
"ORDUNUN KÜLTÜREL KİMLİĞİ VE KENDİ EĞİTİM MODELİNİ ÜRETME KAPASİTESİ MAALESEF HER GEÇEN GÜN ZAYIFLIYOR"
İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, Yaşar Güler'in Kuleli Askeri Lisesi mezunu olduğunu belirterek, "Bunlar sadece okul değil, Türk ordusunun ruhu, terbiyesi, gelenekleri gerçekten bu kurumlarda şekilleniyordu. Bugün acı bir gerçek var ki, ordunun kültürel kimliği ve kendi eğitim modelini üretme kapasitesi maalesef her geçen gün zayıflıyor gibi gözüküyor. O yüzden bu liselerin de açılmasını biz önemli buluyoruz. Askeri mahkemelerin kapatılması da kesinlikle yanlış" dedi.
Deniz Kuvvetleri’nin bütçesinin Doğu Akdeniz ve Adalar Denizi'ndeki mücadele ile uyumlu olmadığını söyleyen Türkeş Taş, "Karadeniz'de son derece tehlikeli, karmaşık ve endişe verici gelişmeler yaşanırken ve yaşanması da devam edecek görünürken Doğu Karadeniz'de neden bir askeri üssümüz yok? Sürmene'deki üs çalışmaları neden hala sonuçlanmadı" ifadelerini kullandı.
"HAVA SAHASINI TERK ETMEK, VATAN SAHASINI TERK ETMEK ANLAMINA GELMİYOR MU?"
KKTC'nin Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki en önemli stratejik dayanak olduğunu vurgulayan Türkeş Taş, sözlerini şöyle sürdürdü:
- "Lefkoşa'da, Magosa'da, Girne'de Türk varlığı sadece Ada Türklerinin değil, Türkiye'nin güvenlik sigortasıdır. Biz Kıbrıs'ta geçici değil, tam yetkili egemen askeri üstler kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle hükümete bir kez daha güçlü bir çağrıda bulunuyoruz: KKTC'de deniz üssü, istihbarat noktası, lojistik üs ve sabit komuta karargahları kurulması artık ertelenemez bir devlet görevidir.
- Doğu Akdeniz'de KKTC’nin de Kıbrıs Adası’nın etrafındaki tüm sularda hakkı olduğu Türkiye'nin bir diplomatik söylemidir. Biz neden bu söyleme sahip olup GKRY’nin yaptığı hiçbir harekete müdahalede bulunmuyoruz? Karasularımız 6 mil iken doğal olarak hava sahamız da 6 mil olması gerekiyor. Yunanistan hava sahasının Yunanistan ama hava sahasını 10 mil olarak uyguluyor.
- Türk Hava Kuvvetleri de geçen yıla kadar 10 millik hava sahasının tabiatıyla tanımayıp 6 mil kadar uçuş yapıyor idi ve Yunanistan'da bunu hava sahası ihlali olarak ifade ediyordu. Ama son 1,5 yıldır bu hava sahası ihlalleri protestolarını Yunanistan'dan duymuyoruz. Yunanistan hava sahası ihlali yaptı diye Türkiye'yi protesto etmiyor ve Yunan basında Türk savaş uçaklarının 10 mil girmediğine dair birtakım söylentiler var. Acaba bu doğru mudur? Doğruysa Yunanistan'ın 10 mil hava sahasını tanıyoruz anlamına gelmez bu Sayın Bakanım. Hava sahasını terk etmek, vatan sahasını terk etmek anlamına gelmiyor mu?"
"VATANIN EVLATLARININ EMANETİ SİZDE"
DEVA Partisi Adana Milletvekili Sadullah Kısacık ise İskenderun'da bulunan Deniz Er Eğitim Alay Komutanlığı'ndaki iki askerin şehit olduğu olaya değindi. Kısacık, şunları kaydetti:
- "Olayı şimdi burada anlatmayacağım. Olayı biliyorum. Bu tür bizim yöneticilerden de komutanlardan da artık eğitimle mi olur, anlatmayla mı olur veya cezayla mı olur...
- Gerçekten de yazık yani maalesef ellerine kına yakarak askere gönderilen çocuklar orada bazı komutanların egolarına teslim edilmemeli. Ben olayı biliyorum. Olay çok acı yani, olay çok acı. 'Aman egomu tatmin edeceğim, egomu şey yapacağım' diye böyle bir ceza verme yöntemi olmaz.
- Onlar emanet yani. Onlar, vatanın, bu askerlerimiz tamam, 'Eti senin kemiği benim' derler. Askeri disiplin önemlidir. Komutana itaat her yönüyle önemlidir. Ama aynı zamanda da orada vatanın evlatlarının emaneti sizdedir."
"KABAHAT, SİZİN BUNA TENEZZÜL EDİYOR OLUŞUNUZ"
CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp, milli bayramlar ve anma günlerinde Anıtkabir’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili atılan sloganlara değindi. Konuralp şöyle konuştu:
- "Bu vatandaşlarımız, Tayyip Bey'in Anıtkabir'den ayrılmasının hemen ardından, bayrak direğinin bulunduğu taraftaki merdivenlerden aşağıya inmeye başlıyor. Yani 19 Mayıs, 29 Ekim veya 10 Kasım sabahlarının erken saatlerinde, Anıtkabir'e gelen bu vatandaşlarımız, Atatürk'ün mozolesine dahi çıkmadan Anıtkabir'den ayrılıyor.
- Yaptıkları Tayyip Bey lehine slogan atmak. Yapmadıkları, Büyük Atatürk'ün mozolesini ziyaret etmeden Anıtkabir'den ayrılmak. Yaptıkları ve yapmadıklarını birlikte düşünerek soruyorum:
- Arkadaşlar, buna neden tenezzül ediyorsunuz? Her resmi bayram ve anmalarda, Anıtkabir'e bir öncekinden çok daha az sayıda vatandaşımızı ve aslında partilinizi taşımayı ve orada Tayyip Bey lehine slogan attırtmayı ve slogan atanların Büyük Atatürk'ün mozolesine bile çıkmadan Anıtkabir'den ayrılmalarının 'İyi bir şey' olduğunu sanma yanılgısından neden kurtaramıyorsunuz kendinizi?
- Orada slogan atan ve mozoleyi çıkmadan Anıtkabir’den ayrılan vatandaşlarımızın, partililerinizin bir kabahati yok bence. Kabahat, sizin buna tenezzül ediyor oluşunuz. Bu yapılandan medet umuyor, bu yapılanın iyi bir şey olduğunu düşünüyor oluşunuz. Ve Sayın Milli Savunma Bakanı, defalarca Anıtkabir'deki törenlere katıldım. Törenler sırasında, bir slogan atanlara bakıyorum, bir de sizin yüzünüze bakıyorum. Yüzünüzde bir mahcubiyet yok. Yapılandan duyulan rahatsızlığın yansıdığı bir vücut dili olur o da yok.
- Ama neden rahatsız olmadığınızı, bugünkü bütçe konuşmanızdan ve bizlere dağıttığınız bütçe sunuş kitapçığınızın görsel içeriğinden anlıyoruz. Atatürk somut olarak değil, bir siluet, bir arka fon olarak bile kitapçıkta yok. Ve ismi tek bir cümlede geçiyor; 'Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken… nokta nokta nokta…. Fatih Sultan Mehmet'ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e bugüne kadarki tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı saygıyla anıyorum'.
- Hadi pek çok bakanlığın bütçe sunuşlarında özel olarak Atatürk’ü anmamanın haklı ya da haksız gerekçeleri sıralanabilir. Ancak ömrü hayatı Türk Silahlı Kuvvetleri ile özdeşleşmiş Mustafa Kemal Atatürk’ün sizin bütçe sunuş konuşmanızda özel olarak anılma ihtiyacı duyulmaması ile Anıtkabir’de yaşananlardan rahatsızlık duymamanız arasında özel bir ilişki olduğunu düşünüyorum.”
DEM PARTİLİ VEKİLİN SÖZLERİ TANSİYONU YÜKSELTTİ
DEM Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz’un sözleri üzerine komisyonda gerginlik çıktı. İYİ Partili milletvekilleri Boz’a tepki gösterirken, İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş ellerindeki dosyaları masaya vurarak "Kabul etmiyorum. Türk ordusuna diyemez, diyemez" şeklinde konuştu.
Konuşmasına devam eden Boz'un ifadeleri üzerine komisyonda tansiyon tekrar yükseldi. Plan ve Bütçe Komisyonu Katibi Nilgün Ök, "Türkiye hukuk devletidir. Eğer bir bireysel suç varsa, hukuk karşısında gereği yapılır ama bunu Türk askerine Türk ordusuna mâl etmek doğru bir şey değildir. Geri almanız doğru olur. Bunu genellemeyin" dedi.
Araya giren TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş ise şunları kaydetti:
- "Herhangi bir kişi suç işlemişse hukuk bunun gereğini yapar. Bunun sistematik bir şekilde yapıldığını iddia etmek ve bunu Türk Silahlı Kuvvetleri'ne atfetmek bizim kabul edebileceğimiz bir şey değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri 5 bin yıllık bir ordudur.
- Ne geçmişinde ne yakın tarihinde ne uzak geçmiş tarihinde bahsettiğiniz suça en küçük bir ima dahi bulunmaz. Şerefli bir ordudur. Ordumuzla alakalı bu iftiraları kabul etmem söz konusu değil.
- Böyle bir açıklamayı, böyle bir konuşmayı ifade özgürlüğü olarak da değerlendirmem. Türkiye'nin güvenliğinin teminatı evlatlarımızın oluşturduğu Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bu şekilde konuşmayı kabul etmem. Bireylerin yaptığı hatalar ve eksikliklerden dolayı bir orduyu, bir ulusal yapıyı suçlayamazsınız."
Japon deprem uzmanından Manisa uyarısıGündem
Zehirlenme salgını tam gaz: 19 öğrenci daha hastanelik olduGünün İçinden