1972 yılında inşa edilen, depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yıkım kararı verilen Antalya Arkeoloji Müzesi, bilindiği üzere 16 Temmuz'da ziyarete kapatıldı.

Müze içerisindeki 200'ü büyük heykel ve lahitler olmak üzere toplamda 100 bin eser tek tek paketlenip 30 dönümlük müze bahçesinde oluşturulan konteynerlere yerleştirildi. Tarihi eserlerin zarar görmemesi için iklimlendirme sistemleri de uygulandı.

ESKİ BİNALAR TAMAMEN YIKILDI

13 Eylül itibarıyla müzedeki tüm tarihi eserlerin taşıma işlemi tamamlandıktan sonra gece yarısı 4 ekskavatörle başlatılan çalışmalarda, ilk olarak kuzey bölümdeki Restorasyon ve Konservasyon Merkez Bölge Müdürlüğü'nün kullandığı ofisler, yemekhane ve idari personel ofislerinin bulunduğu iki katlı yapı yıkıldı.

13 bin 500 metrekare büyüklüğündeki ve 11 bloktan oluşan müze binasının diğer alanlarının yıkımı ise bugün itibarıyla tamamlandı ve moloz temizleme işlemi başlatıldı.

ANTALYA ARKEOLOJİ MÜZESİ HAKKINDA

I. Dünya Savaşı’nın ardından 1919 yılında İtalyanların Antalya'yı işgali sırasında açıkta bulunan eski eserlerin İtalyan Konsolosluğu’na taşınmak istenmesi üzerine Antalya Lisesi öğretmeni Süleyman Fikri Erten, 15 Ekim 1919’da Antalya Mutasarrıflığı'na başvurarak kendisini fahri Asar-ı Atika memuru olarak tayin ettirdi.

Müze kurma çalışmaları bu tarihte başladı.

İlk olarak Antalya Merkez’deki eski eserler, Tekeli Mehmet Paşa Camii karşısındaki terk edilmiş Bayraktar Baba Türbesi’nde toplanarak geçici bir depo müze oluşturuldu.

TÜRKİYE'NİN İLK ÖDÜLLÜ MÜZE BİNASI

1922 yılında bu eserler, mübadele sonrasında boş kalan Panaya Kilisesi’ne (Alâaddin Camii) taşındı ve burada ilk müze binası kuruldu. 1937 yılında müze, Yivli Minare Camii’ne; 1972 yılında ise hâlâ kullanılan modern binaya taşındı.

1988 yılında 'Avrupa Konseyi Yılın Müzesi Özel Ödülü'ne layık görüldü.

30 bin metrekarelik bir alana yayılan müzede kapalı sergi salonları, açık hava galerileri, çocuk bölümü, modern sanatlar sergi salonu, konferans salonu, kafeterya ve video gösterim alanı bulunuyordu.

Müze koleksiyonu, Alt Paleolitik Çağ’dan Bizans dönemine kadar geniş bir zaman dilimini kapsıyordu.

Doğa Tarihi ve Prehistorya Koleksiyonu, bölge kazılarından elde edilen eserler, Roma dönemi çömlekleri, Perge kökenli mitolojik heykeller, lahitler, takılar, mozaikler, ikonalar, madeni ve cam eserler koleksiyonun öne çıkanları.

Alt Paleolitik Çağ'dan Bizans Dönemi'ne uzanan geniş yelpazede birçok eserin sergilendiği, özellikle Perge'de bulunan Roma Dönemi heykeltıraşlık eserleri ve kaçırıldığı yurt dışından geri getirilen Yorgun Herakles Heykeli, Herakles Lahdi, 100 yılın Hazinesi Elmalı Sikkeleri, Aziz Nikolaos'un kemikleri gibi parçalarla dünyanın en önemli müzeleri arasında sayılıyor.