Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras'a yönelik ‘adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçundan yürütülen soruşturma tamamlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, şüpheliler Turan ve Aras'ın içeriğini bilmedikleri siyasi, hukuki, adli ve idari olaylar ile ilgili değerlendirmede bulundukları savunuldu.
Bilindiği üzere iki isim 19 Şubat'ta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerine "Yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz" diye seslenmesinden birkaç saat sonra polis eşliğinde sorguya götürülmüştü.
İş insanlarının kollarına polislerin girdiği görüntüler büyük yankı uyandırmıştı. Üç saate yakın ifade veren sermaye temsilcileri, yurt dışına çıkış yasağıyla bırakılmıştı.
Yargılama sürecini başlatan sözleriyse şöyleydi:
- "Yangın çıkabilir ama 78 kişi ölmez. Ölüyorsa nedeni usulüne uygun yapılmayan binalar ve denetimsizliktir."
- "Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyum atanıyor"
- "Mehmet Şimşek'in politikalarına destek versek de her şeyin yolunda olduğunu söyleyemeyiz."
- "Sanayici kan ağlıyor, ithalatın cazibesi artıyor. Bu ortamda işimizi nasıl devam ettireceğiz? Hem sanayici hem işveren hem de çalışan mutsuz."
- "Her şeyi zamana bıraktık ama artık zamanımız var mı? Artık enflasyonla mücadelede kalıcı başarıyı sağlayalım, sanayici nefes alsın. Sussak gönlümüz razı değil."
- "Eleştirel ifadelere ve habercilik faaliyetlerine açılan soruşturma haberleri çok sıklaştı. 10 küsur seneki olaylara şimdi yeni soruşturmalar açılıyor. Tutuklu milletvekillerine, siyasi parti liderlerine ve belediye başkanlarına sürekli yenileri ekleniyor. Disiplinsizlik suçlamasıyla teğmenler hakkında ihraç kararları alınıyor."
'ALGI OLUŞTURDULAR'
İddianamede Turan ve Aras'ın Bolu Kartalkaya'da meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği yangın olayı ile ilgili, depremlerle ilgili, Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeninde oluşan heyelan ile ilgili, bazı belediye başkanları ile ilgili, belediye başkanlarının yerlerine kayyum atanması ile ilgili, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile ilgili, menajer Ayşe Barım'la ilgili ve tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'yla ilgili hukuki konularda algı oluşturdukları, devam eden soruşturmalarda adil yargılanma ilkesi ve hukukun üstünlüğüne uyulmadığını söyledikleri kaydedildi.
Aras ve Turan'ın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik güven probleminin oluştuğunu söylediklerinin aktarıldığı iddianamede, yargı görevini yürüten savcı, hakim, bilirkişi ve tanıkların her türlü etkiden uzak olarak görevlerini yerine getirmelerini etkiledikleri, bu şekilde yargı görevi yapanların kamuoyu karşısında yansızlığını koruyabilmesini de engelledikleri, soruşturma veya yargılamaya konu uyuşmazlıkla ilgili kanıtların değerlendirilmesi ve vicdani kanaatin oluşturulmasını her türlü etkiden arınmış bir ortamda gerçekleşmesini engelledikleri, ayrıca telkin ve yönlendirici mahiyetteki yanıltıcı ve yanlış içerikli bilgileri ekonomi alanında bulunduğu konumu, kariyeri ile birçok üyesi bulunan derneğin başkanlık makamında bulunmasından sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle gerçekleştirdikleri ileri sürüldü.
'GERÇEĞE AYKIRI VE YANILTICI BİLGİLER'
İddianamede, Turan ve Aras'ın sözlerinin düşünce ve ifade özgürlüğü açıklama sınırlarını aştığı, sözlerinin haber ya da bilgi verme hakkı kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, hukuksuzluk ve güven problemi olduğuna ilişkin kamu barışını bozan bilgiler verdikleri, hukuki konularda yargı görevlerini yapanları manipüle etmek amacıyla gerçeğe aykırı ve yanıltıcı bilgiler verdikleri, öte yandan toplumun barış esasına dayalı hukuki güvenlik zemininde ülkede yaşadıklarına dair duyguyu zedeledikleri aktarıldı.
ADLİ PARA CEZASINA ÇARPTIRILMALARI TALEP EDİLDİ
Hazırlanan iddianamede Mehmet Ömer Arif Aras ve Orhan Turan'ın zincirleme şekilde ‘adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' 50 günden az olmamak üzere adli para cezasına çarptırılması talep edildi.
İddianame, Turan ve Aras'ın İstanbul 28.Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilen ve haklarında zincirleme şekilde ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak' suçundan 1 yıl 10 aydan 5 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen dava dosyasıyla irtibatlı olduğu gerekçesiyle aynı mahkemeye gönderildi.