Prof. Dr. Mehmet Ünal, vücudun sıvı dengesinin korunmasının yaşam için temel gereklilik olduğunu, bu dengenin bozulmasının başta halsizlik, baş dönmesi, kas krampları ve bilinç bulanıklığı gibi çeşitli belirtilerle kendini gösterebileceğini söyledi.
Vücut ağırlığının yaklaşık yüzde 60'ının sudan oluştuğunu vurgulayan Ünal, dehidrasyonu "Vücudun ihtiyacı olan sıvıyı alamaması ya da kaybetmesi sonucu oluşan bir durum" diye tanımladı:
- "Sıvı alımı yetersiz olduğunda ya da vücut fazla su kaybettiğinde bu dengesizlik baş gösterir. Özellikle yaz aylarında bu risk çok daha fazladır."
ERKEN BELİRTİLER GÖZ ARDI EDİLMEMELİ
Dehidrasyonun ilk belirtileri arasında ağız kuruluğu, halsizlik, baş ağrısı, koyu renkli idrar ve baş dönmesinin yer aldığını ifade eden Prof. Dr. Ünal, şöyle konuştu:
- "Kan volümünde azalma, kalp hızında artış, terlemenin durması gibi fizyolojik değişimler görülebilir. Bu belirtiler dikkate alınmazsa ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşılabilir."
Ünal, kişilerin sıvı kaybını basit gözlemlerle fark edebileceğini kaydedip idrarda renk değişimi ve cilt turgoru testi gibi yöntemlerin önemine değindi.
- "Açık sarı idrar normaldir; koyu sarı ya da turuncu renkteyse sıvı eksikliği söz konusudur. Cildi çimdikleyip bıraktığınızda eski haline dönmüyorsa bu da susuzluk göstergesidir."
'SUSAMA HİSSİNE GÜVENİLMEMELİ'
"Susama hissi sıvı ihtiyacını karşılamaz" diyen Ünal, vücut suyunun yüzde 1-2 oranında kaybının tolere edilebildiğini, ancak yüzde 3 seviyelerine ulaşıldığında sağlık için tehdit oluşturmaya başladığını belirtti.
Prof. Dr. Ünal, "Susamayı beklemeden düzenli su tüketmek gerekir. Susuzluk hissi oluşumu sonucu içilen sıvı vücudun ihtiyacı olan suyun yerine konulması için yeterli olmayabilir" dedi.
NE KADAR SIVI TÜKETİLMELİ?
Genel olarak bireylerin günde 2.5 ila 3 litre sıvı tüketmeleri gerektiğini belirten Ünal, fiziksel aktivite düzeyi, hava şartları ve bireysel özelliklerin bu miktarı etkileyebileceğini söyledi.
"İdrarın açık ve berrak olması yeterli sıvı alındığının göstergesidir. Koyu renkli idrar ise sıvı ihtiyacının karşılanmadığını gösterir" ifadesini kullandı.
Toplumda sık tüketilen içeceklerle ilgili de uyarıda bulunan Ünal, çay, kahve, kola gibi içeceklerin diüretik etkileri nedeniyle vücuttan daha fazla sıvı atılımına neden olabileceğini belirtti.
"Bu içecekler suyun yerini tutmaz. Sade su en doğru tercihtir" dedi.
AŞIRI SU TÜKETİMİ DE RİSKLİ OLABİLİR
Sıvı alımında dengeye dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Ünal, "Bazı kalp ve böbrek hastalarında ya da idrar söktürücü ilaç kullanan bireylerde su tüketimi doktor kontrolünde olmalı. Günde 8-10 litre gibi aşırı tüketim hiponatremi riski doğurabilir" şeklinde uyardı.
Dehidrasyon belirtileri görülen bireyin bilinci açıksa ağızdan sıvı takviyesi yapılması gerektiğini söyleyen Ünal, "Eğer bilinç kapalıysa mutlaka damar yoluyla sıvı takviyesi gerekir. Ayrıca sıvı kaybına neden olan etken de ortadan kaldırılmalıdır" dedi.