X, İmamoğlu için harekete geçti: 765 sayfalık itiraz

23 Mart'tan bu yana tutuklu bulunan ana muhalefetin cumhurbaşkanı adayı - İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yaklaşık 10 milyon takipçili X (eski adıyla Twitter) hesabının erişime engellenmesi, sosyal medya platformunu harekete geçirdi.

Avukat Gönenç Gürkaynak, X'in talebiyle bahse konu mahkeme kararına itiraz ettiğini duyurdu.

Ekleriyle birlikte 765 sayfayı bulan dosyada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarından Yargıtay hükümlerine dek birçok örnek yer aldı.

Bilindiği üzere İmamoğlu, İBB Medya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun’un avukatı Serkan Günel ve Kazım Yiğit Akalın'ın gözaltına alınması sonrası yaptığı paylaşımda şunları kayda geçirmişti:

"(...) Şimdi de avukatları gözaltına almanın, korkutmanın ve insanların görevlerini yapmalarını engelleme çabasındasınız.

Yeter artık! Kimsiniz siz, kime ve neye hizmet ediyorsunuz? Kimden öğrendiniz bu usulleri? İnsanların namusuna ve haysiyetine saldırmaktan hicap duymuyor musunuz?

Milletime sesleniyorum: Bu bir avuç muhteris, hem millete hem de devlete büyük zarar veriyorlar. Şikayetçi olun, susmayın ve sesinizi yükseltin."

İmamoğlu'nun hesabının tümü için verilen erişim engeli kararında yalnızca "(...) Şikayetçi olun, susmayın ve sesinizi yükseltin" ifadesine yer verildiği belirtilen dilekçede bunun bir suç teşkil etmeyeceği anlatıldı:

"Sayın Hakimliğinizin de takdir edeceği üzere, bu ifadelerde muhataplarını suç işlemeye teşvik eden herhangi bir unsur bulunmamaktadır.

Aksine, paylaşım her vatandaşın sahip olduğu anayasal hak ve özgürlüklerin (örneğin şikayetçi olma, sesini duyurma) kullanılmasına çağrıda bulunmaktadır. Şikayetçi olmak ve sesini yükseltmek, kanunen suç olarak düzenlenmiş fiiller değildir; dolayısıyla bu tür fiillerin gerçekleştirilmesine çağrıda bulunmak da 'suç işlemeye tahrik' olarak değerlendirilemez."

ADALET YÜRÜYÜŞÜ'NDEKİ TEHDİT 'ÖRNEK' OLARAK GİRDİ

Gürkaynak'ın bu kapsamda gösterdiği onlarca emsal arasında 2017 yılında eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından düzenlenen Adalet Yürüyüşü'nde yöneltilen bir tehditle ilgili karar dikkati çekti.

Dönemin Eğitim Bir-Sen 4 No'lu Şube Başkanı Talat Yavuz, Düzce'de yürüyüşe katılanların konakladığı alana tezek dökülmesini savunup ve bunu bir 'uyarı' olarak nitelemişti:

"Düzceli vatandaş yolunuza bir kamyon gübre dökerek sizi uyardı. 15 Temmuz'dan beri sabır taşına dönen milleti, daha önceki şımarıklıklarınıza sabreden millet zannetmeyin. Bizden uyarması, biz de sivil itaatsizlik hakkımızı kullanırsak kaçacak cezaevi bile bulamazsınız.

Bu milletin sabrını bu kadar zorlamayın." "Gerekirse biz de tatile giden bütün üyelerimizi göreve çağırır, Maltepe'yi size dar ederiz. Bekliyoruz... Maltepe Cezaevi bu görüntüsüyle daha çok haini bünyesinde barındırabilir. Ona bu sabah yerinde teşhis ettim ve huzurla oradan ayrıldım. Milletimiz rahat olsun."

'ŞİDDET VEYA TEHDİT ÇAĞRISI NİTELİĞİNDE OLDUĞUNU SÖYLEMEK ZOR'

Avukatın dilekçesinde bahse konu olay hatırlatarak şunlar anlatıldı:

"Bu kapsamda, TCK madde 214 kapsamında ‘tahrik’ edilen fiilin suç olarak değerlendirilebilmesi için söz konusu fiilin suç olarak öngörüldüğü bir yasal düzenlemenin de yürürlükte bulunması gerekmektedir.

Gerçekten de, bu ilke Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 4 Temmuz 2023 tarihli 2022/917 E. ve 2023/5735 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.

Söz konusu kararda sanığın sosyal medyadaki ‘Gerekirse biz de tatile giden bütün üyelerimizi göreve çağırır Maltepe'yi size dar ederiz, bekliyoruz. Maltepe Cezaevi bu görüntüsüyle daha çok haini bünyesinde barındırabilir.’ şeklindeki paylaşımlarının kesin olarak şiddet ya da tehdit çağrısı niteliğinde olduğunu söylemenin zor olduğu’ değerlendirilmiştir.

İlgili kararda Yargıtay ‘suç işlemeye tahrik’ suçunun vücut bulabilmesi için, çağrıda bulunulan fiilin yürürlükteki bir yasal düzenleme ile yaptırıma bağlanmış bir suç olması gerektiğini belirtmiş; ayrıca Yargıtay, fiilin bir kabahat veya bir makam tarafından verilen emre riayetsizlik için yapılan bir çağrı dahi olamayacağını vurgulamıştır.

Kararın ilgili bölümünde Yargıtay aşağıdaki şekilde hüküm kurmuştur:

‘Failin, işlenmesi için tahrikte bulunduğu eylem bir ‘suç’ olmalıdır. Suç, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu veya Türk Ceza Kanunu dışındaki yasalarda, yaptırım olarak ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis, hapis veya adli para cezasını gerektiren eylemleri ifade etmek için kullanılır.

Bu suçun, hangi kanunda düzenlenmiş olduğunun ve cezasının miktarının herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Ancak bir eylemi suç haline getiren Kanun'un yayınlanmış olması bu eylemin suç olarak nitelendirilebilmesi için yeterli olmayıp, ayrıca o hükmün yürürlüğe girmesi de aranacağından, bir eylemin suç olarak düzenlenmesi değil, suç olarak yürürlüğe girmiş olması aranmalıdır.

Ayrıca failin işlenmesi için belirsiz kimseleri tahrik ettiği fiil kabahat ise, eylem suç işlemek için tahrik suçunu oluşturmayacaktır. Örneğin fail, emirlere riayetsizlik oluşturacak bir eylemi belirsiz kimselerin işlemesi için tahrikte bulunmuş ise, eylem bu suçu oluşturmayacaktır.

Suç işlemeye tahrik suçunun işlenebilmesi için, tahrik edilen suçun belirli bir suç olması gerekir. Ancak failin tahrik edilen suçla ilgili kanuni unsurlarını, suçun adını vermesine, suçun ne zaman, nerede işlenmesi gerektiğini belirtmesine gerek yoktur.' (EK-11).

'DOĞAL BİR HAK'

Aynı kararda Yargıtay, siyasi figürlerin ve sivil toplum kuruluşlarının toplumun sorunlarını dile getirmelerinin, hükümetlerin ve yöneticilerin ya da diğer siyasi ve kamusal grupların yanlış veya eksik yönlerini eleştirmelerinin ve görüşlerini ifade etmelerinin doğal bir hak olduğunu açıkça belirtmiştir."

'ŞİKAYETÇİ OLMAK SUÇ İŞLEMEYE TAHRİK OLARAK DEĞERLENDİRİLEMEZ'

Gürkaynak, bu örneğin ardından İmamoğlu'nun bahse konu mesajla her vatandaşın sahip olduğu anayasal hak ve özgürlüklerin (örneğin şikayetçi olma, sesini duyurma) kullanılmasına çağrı yaptığını vurgulayıp "Şikayetçi olmak ve sesini yükseltmek, kanunen suç olarak düzenlenmiş fiiller değildir; dolayısıyla bu tür fiillerin gerçekleştirilmesine çağrıda bulunmak da 'suç işlemeye tahrik' olarak değerlendirilemez" dedi.

'X DUYURU YAPACAKTIR'

Gürkaynak, konuyla ilgili bu sabah yayınladığı bir başka mesajda da "X de bu adımın atıldığını ayrı bir post ile kamuoyuna duyuracaktır. Bir ihtimalle tüm dilekçenin içeriğine de o post içeriğinde link verirler" ifadesine yer vermişti.