ACAYİP YAZILAR
Tarih 27 Kasım 1095. Yer İznik. Clermont Konsülü Ortaçağ döneminin en ateşli konuşmasını yapıyor karşısındaki kalabalığa.
“Tanrı bunu istiyor” diye bağırıyor “Kutsal toprakları kurtarmak için herkesi savaşa çağırıyorum” diyor.
İşte 200 yıl sürecek Haçlı Seferleri böyle başlıyor.
Yüzbinlerce Müslüman öldürülüyor, Haçlılar ancak Türklerin müdahalesi ile sona erdiriliyor.
Amerikalı Papa işte bu tarihin dönüm noktası olan “Haçlı seferlerinin başladığı günün yıldönümünde” Türkiye’ye geliyor.
Ne Osmanlı padişahlarının ne de cumhuriyet döneminin izin vermediği İznik’te ayine katılıyor.
Erdoğan’ın da bulunduğu törende Hazreti Muhammed’in Medine’ye girişinde söylenen ilahi ile karşılanıyor.
Sultanahmet Camisi’ni ziyaret ediyor.
Mor Efraim Kilisesi’ni geziyor.
Statta ayin düzenliyor.
İstanbul’da Papa Bey’in güvenliği için trafik durduruluyor, millet perişan ediliyor.
Bir dükkandaki yılbaşı süsü için “din elden gidiyor” diye ayaklanan dincilerin sesi soluğu çıkmıyor.
Televizyonlar yarış halinde ziyaretin her anını canlı yayınlama telaşına kapılıyor.
Papa Bey’i götürmedikleri bir İmralı’daki Apo kaldı yani.
Ah be Papa Bey; bir de İmralı’ya gitseniz Cumhur İttifakı’na ne güzel destek olurdu.
ÇOK GÜLDÜM
Yazacak siyasi fıkra çok ama…
Köşemizin değişmezi Yıldırım Tuna bu hafta önce bir not iletmiş sonra da iki fıkra göndermiş.
Önce notu okuyalım;
Aklımda yazacak çok siyasi fıkra var... Erdek - İmralı gezi teknesi anekdotları, mahkemeye şahit olarak çıkan ağaçlar, Meşe, Gürgen v.s… Ama iş çığırından çıktı ve “mizahla topluma tatlı bir mesaj” işi çoktan sona erdi... Toplum yaşamında başka bir boyuta geçildi... Libya’da fuara giderken uçakta “Aman ağzınızdan Kaddafi kelimesi çıkmasın, anlamasalar da şikayet ederler, perişan olursunuz…” diye öğütlerlerdi, şaşırırdık, başımıza geldi. O nedenle alakasız fıkralar göndermek zorunda kalıyorum.
Sevgilerimle.
İşe müracaat
Bir işe girmeye çok ihtiyacı olan delikanlı gazete ilanındaki adrese başvurmuş, “Kalabalık adayların arasından öne çıkabilmesi” için yakın arkadaşından yardım istemiş..
Arkadaşı her gün ofise farklı isim ve kostümle giderek aynı işe müracaat ediyor ve mülakatta elinden geldiğince saçmalıyormuş..
İlk gün kendisi olarak, ikinci gün kadın kılığında, üçüncü gün sakallı, dördüncü gün gözlüklü ve bıyıklı olarak gitmiş, bir hafta sonra da delikanlıya işyeri sahibinden beklediği telefon gelmiş..
“Hayırlı olsun, işe alındınız” demiş onu arayan işyeri sahibi, “Tanıdığınız arkadaşınız varsa söyleyin, bize daha çok eleman lazım.. Her gün buraya farklı kostümle gelen bir manyak herif vardı, o hariç, müracaat eden herkesi işe alıyoruz!”
Doğru düzgün CV
İşe girmek için bir CV hazırladım, bu işi ilk defa yaptığım için bu tip işlerde kaşarlanmış arkadaşıma gösterdim, okudu, “Aa... Ama bu olmamış.. Profesyonelce yazılmamış... Bak şimdi…” dedi,
“Örneğin sen hayatta hiçbir şey yapmayıp sadece tek bir ampul değiştirdin, onu şöyle yazacaksın... Sıfır maliyet aşımı ve sıfır güvenlik kazası ile, bir çevre aydınlatma sisteminin yenilenmesi, bir şekilde yükseltilmesi ve devreye alınmasını başarılı bir şekilde yönetti!..”
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
İlla susuz da bırakacaklar
Bu pazar için gazeteci Erdem Beliğ Zaman’dan gelen iğnelemeleri sunuyorum;
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İmralı’ya terörist başının ayağına gitmediği için partisini eleştirdi… Yetmedi, henüz kararı açıklanmamış davada partililerini suçladı… Ha bir de davet edildiği hâlde partisinin 39. Olağan Kurultay’ına katılmadı… Kısacası son bir haftada parti aleyhine ne yapılması gerekiyorsa hepsini yaptı! Tıpkı başkanlık döneminde yaptığı gibi!
***
Bir yanda su tasarrufu yapmak gerektiğini belirten kamu spotları İstanbul’un çeşitli yerlerinde teşhir edilirken diğer yanda İstanbul’un önemli su havzalarından birinin üzerinde Kanal İstanbul inşaatı son hızla yükseliyor… Yani iktidarları döneminde milleti aç bıraktıkları yetmedi illa susuz da bırakacaklar!
***
İstanbul’da, sokak köpeklerini beslemek izne tâbi olacakmış… Bunun meali ‘yasak olacak!’ Çünkü hiç sokak köpeklerinin beslenmesini isteyen beslemeyi izne tâbi tutar mı?