Bazı sabahlar kalkıyorsunuz, haberleri açıyorsunuz, içinizden bir ses şöyle diyor:
“Bu iş buraya kadar… Bundan sonrası tufan…”.
Ama işte tam orada, o cümlenin sonunda, insanın insanlığı başlıyor...
Çünkü o “tufan” dediğiniz şey, eğer siz bir olur, birlik olur isterseniz, durabilir...
Ve duracak da...
***
Latince “Meliorism” denilen düşünce akımına göre insanlar birlik olup çaba gösterirlerse dünya çok daha iyi bir yer olabilir...
Osmanlıca’da da çok sevdiğim bir deyim vardır ve bir bakıma benim Meliorismimdir…
Benim hayat felsefemdir:
“Hayr - ul umuri evsatuha...”
Günümüz Türkçesiyle söylersek:
Her işin en hayırlısı dengede olanıdır, yani ortada olandır...
***
Bu deyim benim içimi ısıtan, hayata tutunmamı sağlayan bir cümledir...
Bu söz:
“Her şey daha kötüye gidiyor” diyen kötümserle “Her şey zaten harika” diyen iyimserin ortasında bir yerde durulmasını tavsiye eder:
Ne karanlığa teslim olun ne de saflığa kapılın...
Ve der ki: “Evet, dünya kusurlu ama dert etme, değiştirilebilir...”.
Silahımız fikirlerimiz olsun
Bakın canlarım, biz ulus olarak ne tam karanlıktayız ne de aydınlığa ulaştık... Arada bir yerde, tam da değiştirebileceğimiz bir noktada...
O yüzden: “Dünya daha iyi olabilir, yeter ki biz uğraşalım” demek, bu topraklarda bir lüks değil; bir sorumluluktur.
***
Şimdi soruyorum: Kimimiz çocuklarımız için, kimimiz torunlarımız için, kimimiz de “Bu ülkede hâlâ nefes alabilen güzel insanlar için” mücadele etmiyor muyuz?..
Ben bu mücadelenin: Silâhla değil, fikirle… Bağırarak değil, ısrarla ve…
Teslim olmayarak yapılmasını tavsiye eden taraftayım…
Daha iyi bir dünya mümkündür
Her sabah: “Bugün bir kişiye umut verebilir miyim” diye uyanıyorum...
Çünkü biliyorum ki umut tıpkı yılgınlık gibi, bulaşıcıdır...
O yüzden biz yılmayacağız...
Çünkü bizim inadımız onların zulmünden daha kalıcıdır...
Ve bizim umudumuz, onların karanlığından daha parlaktır...
***
Unutmayın, tarih boyunca karanlık hep vardı...
Ama hiçbir karanlık, insanın “Daha iyi bir dünya mümkündür” diyen inadından uzun sürmedi...
O yüzden tekrar ediyorum: “kötü gidiyor” diye hep böyle gideceğini zannetmeyin...
Çünkü biz buradayız... Çünkü biz çoğuz... Ve biz yıkılmadık, yıkılmayız, yıkılmayacağız...
***
Ne demişti büyük Nietzsche:
“Başkalarının onayı olmadan yaşayabilmek, gerçek özgürlüktür…”.
Toplumsal maskeler takmadan, beklentilere boyun eğmeden yaşayacağımız günler öylesine yakın ki…