Merhaba canlarım…

Ben gerçek biriyim…

Gerçekten bu ülkede yaşıyorum…

Gerçekten vergimi ödüyorum...

Gerçekten okudum (Sahici diploma sahibiyim…) …

Yani…

En azından öyle sanıyorum.

Hoş geldiniz: Sahteland’a!

***

Burası öyle bir ülke ki…

Diplomalar sahte, ihaleler sahte, anketler sahte, kurumlar sahte ve en önemlisi:

Gerçek sandıklar da galiba biraz maket gibi…

Son haber şu: 400 akademisyenin diploması sahteymiş…

Şaka gibi değil mi?..

Yani bu ülkede diploması sahte olmayan akademisyen var mı onu konuşalım…

Düşünsenize, adam profesör olmuş ama lise mezunu bile değil ama itiraf edeyim, bazı hocaların konuşmalarını dinleyince “bu kadar boşluğu ancak sahte bir diploma yaratır” diyordum…

Haklı çıktım!..

Cumhurbaşkanı diploması

Şimdi bir de en tepede var...

Hani o “şeffaf olacağız” diyen kişi var ya...

Hani bütün arşivleri açacağız diyen...

Kendi diplomasını 15 yıldır bulamıyorlar...

En son YÖKgördük biz bi yerde” dedi…

“Nerede gördünüz?” dedik…

“Ya bi ara elimize geçmişti, sonra koyduk bi kenara…”.

Hani bizim dolabın üstüne koyduğumuz eski fişler gibi!..

Sahteye övgü

Ama hakkını verelim… Bu ülkede sahte olmak, CV’de artı puan...

“Sahte diploma + torpil + yalan beyan = Daire Başkanı…”.

Ama sen 10 yıl oku, dil öğren, yüksek lisans yap…

Sana düşen nedir?..

“Size haber veririz…”

Sonuç

Sonuç olarak canlarım…

Gerçek olan bir şey varsa o da şu:

Biz bu “Sahteland” içinde gerçekten yaşamaya çalışıyoruz…

Gerçek kiralar...

Gerçek zamlar,...

Gerçek açlık…

Sahte olan sadece umutlarımız gibi dursa da…

Ben hâlâ umutluyum…

Belki bir gün bu ülke de:

Diplomalı olur…

Tabi diplomalar gerçekse...