İBB Başkanı Erdoğan, 1997’de Siirt’te düzenlenen bir açık hava toplantısı sırasında topluluğa yaptığı konuşmada okuduğu bir Ziya Gökalp şiiri nedeniyle:
“Halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle savcılığa davet edildi…
Savcılığa götürmek için sabahın köründe evine bırakın polis ordusunu…
Bir tek sivil bile gönderilmedi…
İfade vermeye, Belediyenin kendisine tahsis ettiği makam otosuyla ve “Belediye Başkanı” olarak gitti…
Yargılandığı sürece Belediye Başkanlığı görevi devam etti…
Yargılama sonunda “suçu sabit” görüldü ve görevden alınıp 10 aylık hapis cezasını çekmek üzere (90 gün) Pınarhisar cezaevine kondu…
Yargılanmasından önce, yargılanma süresince ve yargılandıktan sonra (Mahkemeden ellerine kelepçe vurulup doğrudan cezaevine götürülmediği için) hiç kimse sokaklara düşüp:
“Hak, hukuk, adalet” diye bağırmadı çünkü bütün bunlar demokratik hukuk devleti çerçevesinde yürütülürken iktidarda (Sözde) 28 Şubatçı hükümet vardı…
28 ŞUBAT’IN ADALETİNİ ARAMA DUYGUSU
Geleyim Ekrem İmamoğlu’na…
Belediyede çok büyük yolsuzluklar yapan çetenin reisi olduğu, bizzat yargı tarafından iktidar medyasına servis edilen bir haberle tutuklanacağı duyuruldu…
Daha önce, her savcılık davetine bizzat giden Ekrem Başkan’ın evine sabahın köründe bir polis ordusu gönderildi…
İmamoğlu dört günlük sürecin ardından MEDYA AŞ üzerinden yapıldığı iddia edilen yolsuzluk suçlamaları nedeniyle tutuklandı…
DEM’in İmamoğlu’na meydanlarda verdiği destek, DEM’le arasını bozmaya korkan iradeye geri adım attırdı ve terör suçlamasıyla tutuklama kararı çıkmadı…
Belediyeye (Şimdilik) kayyum atanmayacak…
Millet lokantaları ve kreşler halka hizmet vermeye devam edecek ancak…
Savcılık bu karara itiraz edip yeniden tutuklama talep edebilir…
***
Keşke İmamoğlu bu muamelelere muhatap edilmeseydi…
Keşke, Erdoğan ve yandaş medyasına göre “Faşist 28 Şubat hükümeti” döneminde İBB Başkanı olan Erdoğan için hangi hukuk yolu uygulandıysa o uygulansaydı…
Sözümün özü:
Hukuk ve adil yargılama için günümüz rejiminin mi 28 Şubat dönemi hükümetinin mi daha tehlikeli olduğuna siz karar verin…
BİZLER DE SİZİ ÇOK SEVDİK
Bizim ergenlik dönemimizin en güzel ve zarif kadını Filiz Akın da hakkın rahmetine kavuştu…
Kendisiyle yapılan bir söyleşide şöyle demişti:
“Sinemayı gerçekten çok ama çok seviyorum. Biz sevgi, saygı, mutlu sonlar, fedakârlıklar üzerine hayatlar sunduk seyirciye. Onlar da bu filmleri çok sevdiler…”.
***
Bizler de hem sizi hem de o güzel konulu filmlerinizi çok sevdik Filiz Hanımefendi…
Allah mekânınızı cennet eylesin…
Sevenlerinizin başı sağ olsun…