Milyonlarca insanımızı ilgilendiren…
Ülkemiz geleceğini ilgilendiren…
Bir önemli sorunu ısrarla hiç konuşmuyoruz! Yüzleşmek istemiyoruz eğitim hayatındaki tümörle...
Geçen hafta sonu liselere giriş sınavına, 1 milyonun üstünde öğrenci girdi…
Bu hafta sonu üniversite giriş sınavına 2 milyonun üstünde öğrenci girecek...
Bu sınavların adı sürekli değişiyor ama bir tekniği hep aynı; çoktan seçmeli soru sistemi…
Kompozisyondan, mülakata kadar niçin başka kriterler göz ardı ediliyor? Nedir bu çocuklarda ağır stres kaynağı olan çoktan seçmeli soru ölçüm takıntısı?
Öyle ya:
Psikoloji gibi yığınla dış etkiyi dikkate almayan belirli günde birkaç saatlik bu ölçüm sistemi, salt çocukların geleceğini belirlemiyor; teste bağımlılık eğitimi yanlış yola sokuyor. İnsan kalitesini de bozarak ülkeyi farkında olunmayan vasatlığa sürüklüyor.
Meslek hayatımdan örnek vereyim:
Test bağımlısı hale getirilen gençler gerçek yaşamda karşılaştıkları sorunlarda seçim yapabilecekleri şıklar bekliyor, ortaya fikir koymakta zorlanıyor, çözüm üretemiyor. Hele entelektüel sığlık ürkütücü seviyede!
Maalesef… İktidarlar cehalet yaratan bu sorunu seyrediyor, eğitim sistemine dair aklına şüphe gelmemesinin sebebi de bu standart test ölçüm sistemiyle (ki müfredata hiç girmiyorum) ezbercilik olabilir mi: Akıl değil, nakilcilik…
Çocuğu “makine” yapan sistem
Çoktan seçmeli test sistemi şunu ölçemez:
- Öğrencideki yaratıcılığı, beceriyi, duygusal zekayı…
- Öğrencideki merakı, şüpheyi-kuşkuyu…
- Öğrencideki tutkuyu, cesareti…
- Öğrencideki azmi, coşkuyu, dürüstlüğü, empatiyi…
- Öğrencideki estetik duygusunu, kolektif bilinci…
Peki bunları ölçemeyen bu sağlıksız sistem nasıl kariyer planı yapabilir; sen şu okula gidebilirsin, sen şu okula… Saçma.
Hayat sadece doğru-yanlış testine sıkıştırılamaz! Kimin muhakemesi-yargısına-akıl yürütmesine göre, doğru veya yanlış? Ki, yanlış seçeneğinin bile farklı kalitesi vardır hayatta. Yahu sosyal bilimlerde tek doğru yanıt olabilir mi? Neler… Neler…
Standart testler öğrenciyi ancak standart hayata hazırlar; üretken yetişkin olmaya değil…
Evet çoktan seçmeli testler, sadece belirli alanlardaki bilgiyi ve bu bilginin kullanımını ölçebildiğinden ancak kısıtlı bir ölçüt oluşturur…
Sonuçta:
Çoktan seçmeli testler sayesinde öğrencileri gerçek ile pek ilgisi olmayan aşırı basitleştirilmiş ve belirsizliklerden arındırılmış dünyaya hazırlıyoruz. Bu sebeple, test sınavındaki başarı ile yaşam başarısı arasında ilişki çok zayıfladı…
Testlere hazırlanmak ile içeriği öğrenmek arasında büyük fark oluştu. Türkçe yazamayan-konuşamayan nesiller yetiştiriliyor…
Ah ne yazık ki, öğretmenler de öğrencileri hayata değil, test sistemine hazırladıkları için test odaklı öğrenim veriyor: Ve “tümörün” oluşum süreci başlıyor! Arkasından test merkezli kurslar, özel hocalar vs. geliyor. Yani, öğrencilerin duygusal-sosyal aktiviteleri bırakıp, salt ezberciliğe tutsak edildiği “ölüm” süreci…
Çocukluğun, gençliğin çalındığının kimse farkında değil mi?
Başarı gelmeyince yaşanan ağır travma sonucunun “kendine güvensizlik” gibi pedagojik sorunlara yol açtığını kimse görmüyor mu?
Sahiden, kimse yok mu orada? Kimse bu ağır sorunu niçin dile getirmiyor? Farklı çözüm önerileri neden tartışılmıyor?
Toplumsal cinnet hali
Sadece çocuklar değil, sınav sosyal baskısı ailelere de cinnet yaşatıyor…
Sadece çocuklar değil; aileler de bu süreçte belirgin bir kişilik bozulması yaşıyor, hatta bir bakıma insanlıktan çıkıyor!
Yazık değil mi bu hayatlara? Ne için katlanılıyor
bunlara?
Bu vahşi sistemin en öncelikli sebebi, parasal boyut:
Ülkeye hiçbir katma değer sağlamayan, devasa teste hazırlama sisteminin ekonomik boyutu her geçen yıl astronomik rakamlara yükseliyor…
Sınava hazırlık talebi ailelerde büyük maddi güç ihtiyacına neden oluyor: Okula para, dershaneye para, özel hocalara para, test dergilerine-kitaplarına para…
Sosyal devletin ücretsiz eğitim sistemi mi dediniz, geçiniz lütfen...
Merkezi sınav sistemi öğrenciler arasındaki ayrımcılığa son veriyor, fırsat eşitliği yaratıyor mu diyorsunuz, geçiniz lütfen…
Paranız yoksa bu yarışta yoksunuz!
Vahşi neoliberalizm, eğitimi tamamen para ölçekli yaptı.
Bir “yarış atı” olan sadece çocuklar değil, aileler de bundan nasibini alıyor. Ah yazık! Ailesinden öğrencisine herkes bu sınavların hayati önemde olduğunu sanıyor.
Rahat olunuz, sonuç ne olursa olsun hayatınızı karartmayınız; yaşam sadece bu test sınavından ibaret değil, “çoktan seçmeli hayat” bekliyor sizi, kendinize güveniniz…
Aslında bu test sistemi sizleri “ortalama” biri yapmaya çalışıyor. Siz yaratıcı olma seçeneğini işaretleyin…