Bugün, tarihten silinmeye çalışılan Türk milletine dünyanın en güzel ülkesini armağan eden, yüzlerce yıl kul olarak yaşamış, çilekeş insanlara çağdaş bir Cumhuriyet sunan Büyük Devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ü sonsuzluğa karışmasının 87. yıldönümünde yine büyük bir minnet ve özlemle anıyoruz…

Kocaeli Müftülüğü, bugün kentteki tüm camilerde büyük önder için mevlit okutulacağını günler önce açıklamıştı. Atatürk karşıtı gerici yobazlardan itirazlar yükseldi; prof. kılıklı zibidinin teki nefret kusarak şu mesajı paylaştı mesela:

-Atatürk, İslam’ı bu topraklardan söküp atmaya çalıştı, kimi memnun etmek için mevlit okutacaksınız?

Utanmadan yazdığı mesajı, büyük tepki alınca silmek zorunda kaldı!

Diyanet İşleri Başkanlığı cuma hutbesinde bir Fatiha okumayı bile çok gördü. Özgür-Der isimli dernek, İstanbul Fatih’te mevlit protestosu için insanlara çağrıda bulundu. Büyük hazırlıklar yaptı. Bu eyleme kaç kişi katıldı biliyor musunuz?

-25 kişi (yazıyla yirmi beş!), onlar da düzenleyenlerdi zannımca…

Hiç şaşırmadım; Mustafa Sabrilerin, İskilipli Atıfların, Şeyh Saitlerin artıklarından başkaca bir şey beklenmezdi zaten… Sadece 25 kişinin katılımı bir şey anlatmış mıdır bu yobazlara bilmiyorum ama sanmıyorum da! Ancak bir öneride bulunabilirim:

-Neden rezil olduklarını anlamak istiyorlarsa, her bayramda, anmada Anıtkabir’e akan milyonlara baksınlar belki bir nebze olsun akılları başlarına gelir!

Atatürk kaybetseydi ne olurdu?

Mustafa Kemal kaybetseydi, Sevr Antlaşması kabul edilirdi.

Neydi bu antlaşma? 10 Ağustos 1920’de Paris’in Sevr kasabasında Damat Ferit Paşa başkanlığındaki Osmanlı heyetinin 1. Dünya Savaşı’nın galip devletleriyle imzaladığı “Ölüm Fermanı” idi!..

Yine aynı sıralarda padişahın emriyle, Şeyhülislam Dürrizade Abdullah isimli alçağın Mustafa Kemal ve arkadaşları için çıkardığı “katli vaciptir” fetvası ise İngiliz uçakları tarafından Anadolu halkının üzerine atılıyordu!..Eğer Sevr Antlaşması, Mustafa Kemal tarafından tarihin çöplüğüne atılmasaydı Türkler, Anadolu’da bir avuç toprakla yetinen bir köle topluluk haline düşecekti. Yurdun dört bir tarafı İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan’ın kurduğu devletçikler tarafından yutulacaktı.

-Ama Mustafa Kemal akıl almaz bir mucizeyi başardı!

Büyük önder, kimsenin, hatta en yakınındakilerin bile inanmadığı “imkânsız” dediği mucizeyi gerçekleştirdi; ancak bu zafer yalnızca Türk ulusunun bağımsızlığını kazanmasını sağlamadı:

-Ulusal Kurtuluş Savaşı dünyada insanlığa bayrak oldu. Yalnız savaşla değil, ardından gelen aydınlanma devrimi ve uluslaşma süreciyle...

Dünyanın büyük devletleri Mustafa Kemal Atatürk’ü hiçbir zaman affetmediler!.. Niçin affetmediler peki? İşte yanıtları:

-Öncelikle büyük devletlerin Çanakkale’den geçmesine izin vermediği, onlara tarihin ilk büyük yenilgisini tattırdığı için!..

-Bağımsızlık savaşını kazanıp dünyanın ezilen uluslarına “kötü örnek” olduğu için!..

-Türkleri köleleştirip, yok eden Sevr Antlaşması’nı yırtıp, Lozan Antlaşması zaferine imza attığı için!..

-Bir sultanlık değil, bir Cumhuriyet kurduğu için!..

-Tüm dünyanın hayret ve hayranlıkla izlediği devrimleri başardığı için!..

-Kadına yüzyıllardır yoksun olduğu eşitliği sağladığı için!..

Türk milletine en büyük armağan!

Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarı o derece yükselmişti ki, Milletler Cemiyeti yani zamanın “Birleşmiş Milletler” örgütü, tarihinde ilk kez Türkiye’yi üye olmak için davet etti!

Amerikalı tarihçi ve psikiyatrist Prof. Arnold Ludwig, dünyanın çeşitli siyasi önderlerinin başarı ve önem derecelerini 11 ölçeğe sınıflandırdı, tam 2 bin dünya liderini bu ölçeklerle değerlendirdi. Tam 18 yıl süren bu değerlendirmeler şu kriterleri kapsıyordu:

-Sıfırdan ülke yaratmak, toprakları genişletmek, iktidarda kalınan süre, askeri başarı, sosyal tasarım gücü, ekonomik başarı, devlet adamlığı, ideoloji ortaya koyma, ahlaken örnek olma, siyasi miras ve ülkenin nüfusu...

Prof. Ludwig, yıllar süren kıyaslamaların sonucunu 2008’de açıkladı:

-İlk sırada Atatürk vardı! Tüm dünya liderleri onun arkasına dizilmişti...

İşte bu nedenle, Atatürk 20. yüzyılın tartışmasız en büyük lideridir...

İşte bu nedenle, Atatürk, 21. yüzyılda da hâlâ fikirleri ve yaptıklarıyla yaşayan neredeyse tek liderdir...

İşte bu nedenle, Atatürk Türk milletine büyük bir armağandır...

İşte bu nedenle, Anıtkabir her yıl milyonlarca yurttaş tarafından ziyaret edilmektedir... Tarihe altın harflerle adını kazımış bu büyük devrimciyi, sonsuzluğa yürüyüşünün 87. yıldönümünde çok büyük bir sevgi, saygı, minnet ve özlemle anıyorum...

-Adı, bin yıllar sonra bile pırıltısını sürdürecektir...