Ümit Özdağ’ın hakkında hazırlanan iddianameyi okuyorum…
İddianame 9 sayfa… Tam 78 günde hazırlandı… Böyle olunca da ister istemez “demek ki, itinayla, özene bezene hazırlanmış bir iddianame” diye düşünüyor insan... Bu arada da Özdağ’ın isyanını anımsıyorum: Şöyle demişti Zafer Partisi lideri:
-Dokuz sayfalık içi bomboş iddianameyi 78 günde hazırladılar, ilk duruşma tarihi olarak 11 Haziran tarihi verildi. Bir siyasi parti genel başkanını böyle bir iddianame ile tek başına önümüzdeki iki ay daha hücrede tutmak adalet değildir. Şunu bir kez daha gördük: Ben Ümit Özdağ, Öcalan için rehin tutuluyorum…
Peki ne diyor bu dokuz sayfalık iddianame? Öncelikle basın ve yayın yoluyla zincirleme şekilde “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçlamasıyla 1 yıl 10 ay 15 günden 7 yıl 10 ay 15 güne kadar hapis cezası isteniyor…
Bitmedi; ayrıca Özdağ hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 53. Maddesinde yer alan “belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” hükmünün de uygulanması talep ediliyor. Bu şu demek oluyor:
-Özdağ hakkında ayrıca siyasi yasak da isteniyor!
Deliller: 34 adet sosyal medya mesajı!
Peki, Özdağ bu suçu özellikle nasıl ve nerede işlemiş?
Kayseri’de 30 Haziran-3 Temmuz tarihleri arasında 15 bin 100 kişinin sığınmacıları protesto gösterilerine katıldığı, 263 işyeri ve 25 polis memuru ile bir itfaiye personelinin yaralandığı Kayseri’de işlemiş…
Olaya katılan kişilerin Zafer Partili ve müzahir şahıslar tarafından sosyal medyada yaptıkları paylaşımlardan etkilenmiş oldukları değerlendirilmiş!
Diğer bir anlatımla, Özdağ ve Zafer Partili şahısların kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike yarattığı değerlendirilmiş…
Orada da bitmemiş; Özdağ aylar sonra, 18 Ağustos-24 Aralık tarihlerinde de ayrımcılığı gerektirecek, nefrete yönlendirici nitelikteki paylaşımlarına devam ettiği, üzerine atılı suçu işlediği hususunda yeterli suç şüphesinin bulunduğu da anlatılmış… Kısacası 34 sosyal medya paylaşımı bir parti liderinin suçlu olduğunu göstermeye yetmiş…
İddianamede yer alan paylaşımlarda Özdağ, milyonları bulan sığınmacıların Türkiye için tehlike oluşturduğunu, yıllar içinde “Suriye mafyası” türü suç örgütlerinin oluştuğunu, saldırı, taciz, yağma suçlarında büyük artış yaşandığını örnekleriyle anlatmış.
İddianamede, hemen her mesajın altına, “şu valilik tarafından yalanlandı”, “Dezenformasyon Dairesi tarafından yalanlandı” ibaresi konulmuş. Kayseri’de ise “Özdağ’ın olayları uzaktan yönettiği” anlatılıyor, anladığım kadarıyla!
Hukukçulara sordum, bir parti liderinin böyle uyarılarda bulunmasının, yapılanları paylaşmasının doğal olduğu kadar görevi olduğunu da belirttiler…
-Dokuz sayfanın özeti bu kadar!
Aynı iddianamede Özdağ hakkında, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla ayrıca iddianame düzenlendiği de hatırlatılıyor!
-Okuduktan sonra acı acı gülümsedim, inan olsun…
Erdoğansız AKP’nin oy oranı!
Önceki akşam yakın bir dostum aradı…
“Merhaba” bile demeden “SAROS Araştırma’nın son anketini gördün mü?” diye sordu. Görmediğimi söyleyince aynen şöyle dedi:
-Sen yıllar önce söylediğinde dalga geçmiştik, hemen yolluyorum!
Çok ilginç, öğretici bir anketti doğrusu, daha da ilginç olan anket Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı, CHP lideri Özgür Özel ve diğer muhalefet partilerinin “19 Mart sivil darbesi” olarak tanımladığı günün hemen öncesinde yapılmıştı… 26 il ve 28 ilçede gerçekleştirilmiş olması da epey kapsamlı olduğunu gösteriyordu… Bu ankette sorulan kritik soru ise şu:
-AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan siyaseti bırakırsa kime oy verirsiniz?
Sonuçlar tokat gibiydi; AKP yüzde 13,2 ile güneş görmüş kar gibi eriyor! CHP ise yüzde 29,8 ile açık ara birinci parti konumunda görünüyordu… Gerçi, AKP’li Cumhurbaşkanı’nın durumu da pek parlak değildi, neredeyse tüm anketlerde koltuğunu kaybettiği ortadaydı ancak partisinin durumu geçmişteki Özal sonrası ANAP ya da Demirelsiz DYP ile aynı kaderi paylaşıyordu!
Gelelim benim yıllar önce söylediklerime; 2015 seçimleri sonrası AKP’nin tek başına iktidar konumunu yitirdiği ortaya çıktığında siyasetçilerin, akademisyenlerin ve gazetecilerin olduğu bir toplulukta şöyle demiştim:
-Bu daha başlangıç! AKP, bu gidişle hele liderini de yitirirse ANAP ve DYP’nin de gerisine düşer yok olur!
Şimdi, sonun başlangıcındalar…