Bizler savaşla, yoksullukla yatıp kalkarken ne oldu dersiniz?

-Enerji ve madencilik faaliyetlerini amaçlayan torba yasa teklifi Meclis Komisyonu’ndan geçti!

Ne kadarda geçti? 26 saatte! Kimlerin oylarıyla geçti? Tabii ki Cumhur İttifakı üyelerinin oylarıyla! Zaten komisyon başkanı AKP Bursa Milletvekili Mustafa Varank, kazandıkları büyük zaferi önceki gün şöyle açıklamıştı:

-Bu teklif özellikle kritik ve stratejik madenlerle ilgili yatırımların önünü açacak!

Hangi yatırımlar acaba bu kritik ve stratejik maddeler? Onu da paylaşayım:

-Altın, gümüş, bakır, kömür…

Devamı da var ama en çok göze batan madenler bunlar! Yazının devamında nedenini de göreceksiniz…

Çevre örgütleri bu teklifin, sadece zeytinlikleri değil ormanları, korunan alanları, sulak alanları, yaban hayatını geliştirme sahaları da dahil önemli doğal alanların madenlere ardına kadar açılmasını kolaylaştırdığında birleşiyor… O zaman ne oluyor peki?

-Tam bir ekolojik cinayet oluyor, doğa elimizden kayıp gidiyor!

Ölmez ağacının sonu!

Sadece zeytin değil tüm doğa bitiyor ama zeytini özellikle anlatacağım…

Teklifin 11’inci maddesi çok açık; zeytinlikler madencilik faaliyetlerine açılıyor! Teklifin tam bir “kara komedi” tarafı ise şu:

-Düzenlemeye göre maden yapılacak alanlarda mümkünse zeytin ağaçları öncelikle aynı il veya ilçede başka bir alana taşınacak…

Burada yaşamsal sözcük “mümkünse!” Bir, iki “uzman” dışında başta TEMA Vakfı olmak üzere tüm çevre örgütleri buna şiddetle karşı çıkıyor. Çünkü böyle bir taşınma neticesinde o güzelim zeytin ağaçlarının epey bir bölümü ölüyor! İçinde 2 bin yaşına erişmiş ‘Ölmez ağaçları’nın da bulunduğu doğa harikaları bir anda çöpe dönüşüyor…

Bir kısım ağaç ise ölmüyor ancak yeni yerinde ürün verecek hale gelmesi 10 yılı buluyor!

Kara komedinin ikinci kısmına gelelim; ağaçların taşınması “mümkün değilse” ne oluyor peki? Düzenlemeye göre uzman görüşleri doğrultusunda eşdeğer büyüklükte yeni bir zeytinlik sahası kurulması zorunlu hale getiriliyor. O zaman ne oluyor sorusuna hiç gerek yok bence; yeni sahaya ekilen fidanlar büyüyecek, zeytin verir hale gelecek de üretici de “ay, ne güzel” diyecek öyle mi?

-Buna ancak “ölme eşeğim ölme” özdeyişi yanıt verebilir!

Böyle yetkiler krallıklarda sultanlıklarda yok!

Gelelim en şahane bölüme…

Teklifin ikinci maddesinde, maden izinleri konusunda karar vermeye yetkili bakanlardan oluşan bir de kurul var…

Şimdiii!.. Dikkat edin bu kurul ne yapacak? Çok basit; dördüncü grup denilen, yukarıda adını saydığım madenler hakkında ilgili kurumlar izin vermese bile kurul kararı ile izin alınabilecek, iyi mi!

Bir başka şekilde anlatayım; bu düzenlemeyle birlikte Tarım ve Orman Bakanlığı gibi bakanlıkların koruma ve denetim görevleri “baypas” edilebilecek!

Bitmedi; bu madenler için acele kamulaştırma yapılabilecek. Bu konuda da karar yetkisi özel kurulda olacak!

Peki ormanlar ne olacak?

Kaçar mı hiç onu da düşünmüşler! Madencilik yapılacak orman alanları da Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) devrediliyor!

MAPEG’in bu alanları ruhsatlandırma yetkisi olacak. İzin verilen alanlarda daha sonra idari kararlarla faaliyetin durdurulması engelleniyor, kazanılmış haklar korunuyor! Maden şirketleri açısından sonsuz bir “ye kürküm ye” durumu yani!

ÇED dediğinizi duyar gibi oldum; onu da halletmeden olur mu! Ne yapmışlar anlatayım:

-Projeler için artık “ÇED olumlu kararı beklenmeden teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başlanabilmesinin önü açılıyor… İzin süreçleri de 4 ayla sınırlandırılıp hızlandırılıyor…

Daha bitmedi! MAPEG’e tüm kuruluşlardan 3 ay içinde görüşlerin tamamlanmasını isteme yetkisi de verilmiş. Bu süre içinde cevap verilmezse, görüş olumlu kabul edilecek…

-Buna ancak “Kaymaklı ekmek kadayıfı” denir zannımca!

İşin içinde tehdit de varmış!

Son olarak “bu ne biçim bir yasa teklifidir” sorusu gelebilir aklınıza…

Medyada yer alan bir haberi paylaşayım o halde; Halk TV’den Bahadır Özgür’ün haberine göre Limak-IC Holding ortaklığına ait YK Enerji doğrudan iktidara mektup yazmış. Ne demiş bu mektupta peki?

-Zeytinlik alanlar bize tahsis edilmezse elektrik üretimini durduracağız!

Vay arkadaş, buz gibi tehdit bu yahu! Ayrıca yurttaşların direnişi ve açtığı davalar nedeniyle kendilerine ek maddi destek sağlanmasını da istemiş!

-Tevfik Fikret yaşasaydı Han-Yağma şiirini yeniden yazar mıydı dersiniz? “Yiyin efendiler yiyin bu han-ı iştiha sizin…”