Geçtiğimiz hafta Gazi Meclis’te bir ilk yaşandı…

DEM Parti’nin Grup Toplantısı’na Diyarbakır’dan Ankara’ya, “Umutla Özgürlüğe Yürüyoruz” yürüyüşünü düzenleyen kadınlar katıldı. DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Güzey Koçyiğit, kadınları görünce bir coştu pir coştu ve şu sözleri sarfetti:

-Umudu kuşanan, özgürlüğe yürüyen Diyarbakır’dan kadim şehirden Kürdistan’ın dört bir yanından Öcalan’ın özgürlüğü için yürüyen kadınlar hoş geldiniz… Ehh, böylesine bir pas verilince kadınlar da coştu tabi ve salon şu çığlıklarla inledi:

-Biji Serok Apo!

Türkçesi şöyle: Çok yaşa Başkan Apo!

Kurtuluş Savaşı’nın mabedi, TBMM için hazin bir manzaraydı ve bir ilkti! Ama geçmişe bakınca hiç de garip değildi! Yıllardır pişirilen, ara sıra rafa kaldırılıp sonra yine sahaya sürülen “terör örgütü elebaşı Apo’ya özgürlük” planının yeni bir zemine taşınmasıydı…

Ayrıca MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Kurucu önder” olarak tanımladığı Abdullah Öcalan’ı meclis Komisyonu üyesi bir heyetin İmralı’da ziyaret etmesinin hiçbir garip tarafı olmadığını ilan etmesi sonrasında gayet doğaldı da! -Bakın, bu sonu gelmeyen oyunla ilgili olarak tam 20 yıl önce yazdığım yazı bugünlere nasıl ışık tutuyordu.

Hazır olun ey halkım!

Plan yürüyor...

Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı bir takım ‘’liberal etiketli düşünürlerle’’ yaptığı toplantıda hem de yaklaşık 600 kişinin izlediği Diyarbakır konuşmasında ‘’Pandora’nın kutusu’’nu ağzına kadar açıverdi. Kutu açılınca ortaya çıkanlara bir göz atalım:

-Avrupa Birliği, Türkiye’ye, Güneydoğu’daki sorunların çözümünün acilen hızlandırılması için bir komite kurulması önerisinde bulundu. Kimler bulunacaktı bu komitede? IMF, Dünya Bankası ve tabii ki AB!

Nasıl plandı ama? Işıklar içinde uyusun, Sevgili Hasan Pulur, Milliyet’teki köşesinde tarihin nasıl tekerrür ettiğini şu satırlarla anlatacaktı:

-Bir zamanlar da Osmanlı’yı ‘’adam etmek’’ için ‘’Islahat Heyetleri’’ kurmuşlardı. Tuna Vilayetleri Islahat Heyeti, Şark Vilayetleri Islahat Heyetleri gibi... Balkan milletlerini de böyle ayaklandırdılar, Ermenileri de...

İşte bu denli açık; gözümüze soka soka gerçekleştirilen plan bu:

-Yeni Sevr!

“Diyarbakır Baharı önerileri!”

Bitmedi!

Daha AB’nin gayet açık önerisinin şokunu atlatamadan, ABD’nin Milliyet Washington Temsilcisi Yasemin Çongar aracılığıyla yaptığı ‘’gayri resmi’’ teklifle apışıp kaldık! Amerikalı bir ‘’üst düzey yetkili’’, Çongar’a ‘’Diyarbakır Baharı’’ adını verdiği önerileri dikte etmişti! Buyurun okuyun:

-Kürt sorununun geniş katılımla tartışılabileceği bir toplumsal ortam.

-Güneydoğu’ya yönelik refah arttırıcı önlemlerin kâğıt üzerinde kalmaması.

-Ankara’nın Iraklı Kürtlerle pozitif ilişki kurması.

-Bir Kürt partisinin acilen kurularak TBMM’de temsil edilmesi.

İlk iki maddenin AB’nin istediği ‘’Acil Eylem Komitesi’nden” hiçbir farkı yoktu! Bu konuda düğmeye basıldığı ise çok açık sırıtıyor... Üç ve dördüncü maddeler ise açıkça bu senaryoyu, yani ‘’plan’’ ı tamamlıyordu; Barzani ile sıkı ilişkiler ve nereye bağlı olacağı çok açık bir Kürt partisinin acilen siyasal arenada temsili!

-Yani, ‘’Yeni Sevr’’in hayata geçirilmesi!

“Duygusal olarak hazırlanacak bir millet!”

Peki, ya sonra?..

Sonrasını da Leyla Zana’nın takımından eski DEP Milletvekili Orhan Doğan anlatıyordu:

-Gün gelecek, böyle bir süreç (yani Cumhuriyet hükümeti ile PKK’nin masaya oturması) Türkiye’de başlayacak... Ben şunu da söylüyorum; zamanı geldiğinde Öcalan’ın serbest bırakılacağı biliniyor. Zamanı geldiğinde muhtemelen serbest kalacak... Türk toplumunun da buna duygusal olarak hazırlanması gerekiyor...’’

Ya işte böyle! Dikkat ederseniz Doğan, ‘’Serbest bırakılması gerekir’’ ya da ‘’Umuyoruz’’ demiyordu, ‘’Serbest bırakılacağı biliniyor’’ diyordu. Bu ne demekti peki? Şu demekti:

-Perde arkasında bazı anlaşmalar çoktan kotarılmış, ‘’zamanı geldiğinde’’ Öcalan İmralı’dan törenle uğurlanacak!

Peki, adam hayal mi görüyordu? Kesinlikle hayır! İşte içinde yaşadığımız günler tam da 20 yıl önce bahsini ettiğim günler! “Sayın Öcalan” zaten sakız oldu çiğneniyor bir de “Kurucu önder” olarak ilan edilmiş “umut hakkı” bizzat milliyetçi bir partinin lideri tarafından ilan edilmiş vaziyette!

İşin sonunda bir zamanlar işbirlikçi kalemlerin, İmralı sakininin karşısında eğilip bükülerek söyledikleri o meşhur ifade yeniden ve daha da tumturaklı bir şekilde hayat bulacak demektir, ‘’duygusal olarak’’ hazırlanın ey halkım:

-Sayın başkan Öcalan!