Beşiktaş’ın futbolunda bir ilerleme yok. Anlık parlamalar, iki-üç dakikalık sekanslar, atılan organize bir gole karşın özellikle orta sahada rakip karşılamada yapılan amatörce hatalar...
Siyah-beyazlıların her maçında gördüğümüz şeyler yani. Rafa Silva’nın -attığı gole rağmen- santrforda ısrarla oynatılması Beşiktaş’ın A Planı haline gelmesi başlı başına bir çözümsüzlüktür; yetersizliktir.
Takımının en iyisi olan 17’lik Mustafa’nın çıktığı 60. dakika Beşiktaş’ın maçı kazanamayacağı belli olmuştu. Salih ve Tayyip’in 82’de de oyuna dahil olmasıyla siyah-beyazlılar, Mustafa Denizli’nin 10 stoperle çıktığı Manchester United deplasmanını (o maçı da kazanmıştı Beşiktaş ya neyse...) anımsattı.
Adeta 1 puana yatan Solsjkaer’in imkansızları başaran efsane Alex Ferguson’un tedrisatından geçtiğine nasıl inanalım şimdi? Anlayış farkı var demek ki... Kazanmak değil kaybetmemek Ole için geçer akçe olmuş. Risk almak yerine almamak...
Eee bu 1 puan Beşiktaş’a bayağı bir yaradı ha hocam ne dersin? Baksana Eyüp’le fark 1’e indi, teşekkürler...
Beşiktaş’ın maçı bitiren 11’inin değil galibiyet alması, önüne üç maç koysan gol bile atması mucize olur. Yazık.
Göztepe’nin bütçesi-kadrosu oranınca yaptığı, yapabileceği ortada. İstikrarlı şekilde kazanamıyorlar belki ama teknik direktör dokunuşu sahada belli oluyor. Oyuna müdahalesi görülüyor. Bir deneme var.
Ya Beşiktaş?
Beşiktaşlılar kendini kadro kalitesiz diyerek kandırmasın. Siyah-beyazlıların kadrosu rakiplerinden çok ender zamanlarda daha iyiydi. Yine de başarılar geldi. Bu korkak anlayışla başarı falan hikaye...