Büyük takımlar için kötü oynarken de kazanır derler ya Beşiktaş iyi oynarken bile kazanamıyor. İlk yarıda 5-0 olacak Göztepe maçını aptalca bir kırmızı kart nedeniyle kaybettiler mesela. Kasımpaşa karşısında da devreye üstün girebilirlerdi, tam tersi oldu.
Faturayı şansa kesebilirsiniz ama şans nadiren önünüze dikilir, Beşiktaş’ınki bile bile lades, kötü bir alışkanlık. Sakarlık değil artık. Çünkü hocalar bir türlü verim alınacak oyuncuları seçemiyor, 11’i doğru kuramıyor. Solskjaer de Oxlade’i evlat kontenjanına almış belli ki. Tuvalete bile onunla gidecek. Oyun kuruluşuna zerre katkısı olmaması bir yana tempoyu da düşürüyor dün de çok basit bir top kaybı sonrası golü yedirdi. Bu ısrar niye? Aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemeye ne deniyordu?
Immobile'ye ne demeli? O kadar ağırlaşmış ki vasat bir 10 numaraya dönüşmüş. Golü koklayacak reaksiyondan uzak. İlk yarının sonunda saçma bir penaltı bekleyeceğine seken topu hemen Rafa Silva’nın önüne yuvarlasa gol gelecek ama kafası emeklilikte, belli. Rafa Silva bireyselliği dışında gol umudu yok takımın. 10 kişiye rağmen pası, organizasyonu, atağı var ama sonuçlandırma yok. O da direğe vurdu ilk yarı. Ver Rafa’ya başla duaya...
Bir de ezber tutturulmuş: Kadro kalitesi çok kötü. Kime göre neye göre? Samsun’dan mı düşük, Eyüp’ten mi, gol yemeyen Bodrum’dan mı, 10 kişi ile 9 kişi ile sana karşı kazanan Gaziantep’ten mi Konya’dan mı? Hayır! Beşiktaş’ın sorunu kenardaki hocada, tribündeki yöneticide. Oyunculara doğru hoca gerekiyor, doğru taktik gerekiyor, doğru motivasyon gerekiyor. Ole ile de bu işin olacağına dair soru işaretlerim her geçen gün artıyor. Serdal Adalı da mayıstaki seçimde beklenenden fazla terleyecek belli ki.