Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 5 Eylül'de, CHP'nin, İstanbul’daki ilçe seçim kurullarının, CHP ilçe kongrelerinin yapılamayacağına ilişkin kararlarını, “tam kanunsuzluk” yetkisini kullanarak, kaldırması talebiyle CHP’nin yaptığı başvuruyu kabul etmişti. YSK, Sarıyer, Tuzla, Bakırköy, Başakşehir, Ataşehir ilçe seçim kurullarının başlayan kongre sürecini durdurmasına ilişkin alınan kararları tam kanunsuzluk nedeniyle kaldırmış ve kongrelerin kaldığı yerden devamına karar vermişti.

CHP başvuru dilekçesinde, partinin İstanbul İl Kongresi’ne ilişkin İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2 Eylül 2025 tarihli ihtiyati tedbir kararının, maddi ve hukuki imkansızlık sebebiyle icra edilemeyeceğinin tespit edilmesini de istemiş, Kurul, bu itirazı ise reddetmişti.

YSK'nın kararının gerekçesi tamamlandı. 9 sayfalık gerekçede, şunlar kaydedildi:

"İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2025/254 Esas sayılı Ara Kararı ile Cumhuriyet Halk Partisi Merkez Yönetim Kurulu tarafından başlatılan 39. Olağan Kurultay süreci kongre takviminde yer alan seçim çalışmalarından yalnızca İstanbul İl örgütünce yapılacak ilçe kongreleri ve il kongresi seçim çalışmalarının tedbiren durdurulmasına karar verildiği gerekçesiyle Tuzla, Sarıyer, Başakşehir, Ataşehir, Bakırköy İlçe Seçim Kurulu Başkanlıklarınca anılan ilçelerde başlatılmış olan olağan kongrelerin yapılamayacağına karar verilerek kongre süreçleri sona erdirilmiş ise de; Siyasi partilerin, 2820 sayılı Kanun, siyasi parti tüzük ve yönetmelik hükümlerine göre usulüne uygun şekilde başlamış ve devam eden bir kongre sürecinin durdurulması konusunda ilçe seçim kurullarının herhangi bir görev ve yetkisi bulunmadığından Tuzla, Sarıyer, Başakşehir, Ataşehir, Bakırköy İlçe Seçim Kurulu Başkanlıklarınca alınan bu kararlar tam kanunsuzluk halini oluşturmaktadır."

"SİYASİ PARTİ KONGRELERİNDE SEÇİM KURULLARI, SINIRLI BİR YETKİ KULLANIR"

Gerekçede, Anayasa ve kanun hükümlerine göre, Yüksek Seçim Kurulu ve seçim kurullarının, Anayasa ve ilgili mevzuat uyarınca, seçimlerdeki yönetim ve denetim faaliyetlerinin, “seçim öncesi”, “seçim günü” ve “seçim sonrası” olmak üzere temel olarak üç safhaya ayrıldığı kaydedildi.

Cumhurbaşkanı, milletvekili, mahalli idareler seçimleri ile halkoylamalarından farklı olarak kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, sendikalar ve siyasi parti kongrelerinde seçim kurullarının, sınırlı bir yetki kullandığı aktarılan gerekçede, şu tespitler yapıldı:

“Bu seçimlerde esas itibarıyla 'seçim günü' ile 'seçim sonrası'na ilişkin işlemler üzerinde sınırlı bir denetim ve gözetim yapılması nedeniyle, seçim kurullarının denetim ve gözetim yetkisinin bulunmadığı ‘seçim öncesi’ne ilişkin işlemler bakımından 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 29 ve 121'inci maddeleri uyarınca Türk Medeni Kanunu ve Dernekler Kanunu hükümleri çerçevesinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanmak suretiyle karar verme yetkisine sahip adli yargı mercilerince verilen kararların uygulanması Anayasanın 138’inci maddesi uyarınca yetki gaspı olarak nitelendirilemez.”

Gerekçede, YSK’nın 2006 tarihli içtihat haline gelmiş bir kararında, seçim kurullarının siyasi partilerin seçimli kongrelerindeki gözetim görev ve yetkisinin; Anayasanın 67’nci ve 79’uncu maddelerinde yazılı milletvekili ve mahalli idareler seçimleri ile ilgili olarak verilen "yönetim" ve "denetim" görevinden farklı olduğu ve seçim kurullarına daha kısıtlı bir “gözetim” görev ve yetkisi verildiğinin açıkça belirtildiği de vurgulandı.