Bağırsakları güçlendiren 7 şaşırtıcı alışkanlık

Bağırsak sağlığını düzenlemek amacıyla son 10 yıldır yoğurt, kefir ve probiyotik içecekler tüketimi öneriliyor. Ancak uzmanlara göre bağırsak mikrobiyumunu güçlendirmek için sadece beslenmeye değil, yaşam tarzınıza, strese, uykuya, doğayla temasa ve hatta sosyal ilişkilere de önem vermek gerekiyor.

King's College London'dan Dr. Emily Leeming, İngiliz gazetesi The Guardian'a verdiği demeçte "Beslenme şekli önemli ama daha büyük bir tablonun bir parçası. Hayatımızın neredeyse her alanı bağırsak mikrobiyomumuzu şekillendiriyor" diyor.

Araştırmalar da bağırsak mikrobiyomunun hem fiziksel hem de akıl sağlığı üzerinde büyük rol oynadığını gösteriyor.

İşte bağırsak sağlığına iyi gelen alışkanlıklar...

1. ÖPÜŞMEK

Araştırmalara göre 10 saniyelik Fransız öpücüğü, yaklaşık 80 milyon bakterinin karşı tarafa aktarılmasını sağlıyor. Ağız, sindirim sistemine açılan kapı olduğu için bu bölgedeki bakteriler bağırsaklara kolayca ulaşabiliyor.

Ancak kiminle öpüştüğünüz önem taşıyor: Boğaz enfeksiyonu, kötü ağız kokusu, diş çürüğü ya da diş eti kanaması olan birinden bulaşabilecek bakteriler bağırsak dengesini bozabilir.

2. TOPRAKLA TEMAS

Toprak dünyanın en zengin mikroorganizma kaynağı. Elinizle toprağa dokunmak, çıplak ayakla toprak üzerinde yürümek ya da bahçede çalışmak vücudun faydalı bakterilere maruz kalmasını sağlıyor. Araştırmalara göre Amazon'daki avcı-toplayıcı kabileler, dünyada kaydedilmiş en çeşitli bağırsak mikrobiyomuna sahip topluluklar.

3. KARBONHİDRATLARI YEMENİN PÜF NOKTASI

Patates, pilav, makarna, ekmek gibi nişastalı yiyecekler pişirildikten sonra soğutulursa "dirençli nişasta" ortaya çıkıyor. Bu nişasta sindirilmeden kalın bağırsağa ulaşarak oradaki faydalı bakteriler için besin oluyor. Sonuç olarak bağırsak duvarı daha sağlıklı kalıyor, enfeksiyon riski azalıyor, kan şekeri dengeleniyor.

Eğer soğuk yemeyi sevmiyorsanız iyi haber: Tekrar ısıtsanız bile dirençli nişasta bozulmuyor. Uzmanlar gece bekletilmiş yulaf lapası ve hafif yeşil muzların da dirençli nişasta açısından zengin olduğunu belirtiyor.

4. NEFES VE STRES KONTROLÜ

Bağırsaklarımız sinir sistemine doğrudan bağlı olduğu için stres, kaygı ve depresyon bağırsak bakterilerinin dengesini bozabiliyor. Derin, yavaş nefes almak parasempatik sinir sistemini aktif hale getirerek sindirim sisteminin daha iyi çalışmasını sağlıyor.

Uzmanlar basit bir rutin öneriyor: Burnunuzdan üç saniye nefes alıp üç saniye sonra verin. Daha sonra nefesi beşe kadar sayarak alın ve verirken de yediye kadar sayın. Özellikle uzun nefes verişlerin kalp ritmini yavaşlattığı ve vücuda "sakin ol" mesajı verdiği belirtiliyor.

5. BİTTER ÇİKOLATA

İçeriğinde en az yüzde 75 kakao olan çikolatalar, bağırsak dostu polifenoller açısından zengin oluyor. Polifenoller bağırsaktaki faydalı bakterilerin beslenmesini sağlıyor, aynı zamanda antioksidan etkisiyle bağışıklığı destekliyor.

Ne var ki çikolatanın hammaddesi olan kakao çekirdekleri fermantasyondan geçtiği için “fermente gıda” kategorisine de giriyor. Uzmanlar bitter çikolata alırken katkısız olan markaları tüketmenizi öneriyor.

6. GARGARA YAPIN

Beyin ile bağırsak arasında iletişimi sağlayan vagus siniri bağırsak hareketlerini ve sindirim sıvılarının salgılanmasını düzenliyor. Vagus sinirini uyaracak basit yöntemler ise gargara yapmak, şarkı söylemek, mırıldanmak, kahkaha atmak ve boynun yan tarafına hafif masaj yapmak.

7. HAYVAN SAHİPLENİN

İnsanlarla birlikte yaşayan hayvanlar, özellikle de köpekler mikrobiyomu çeşitlendiriyor. Hayvanların çevreden topladığı mikroplar eve ve bizlere taşınıyor. Bu da bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

Araştırmalar kedi ve köpeklerle büyüyen çocuklarda alerji ve astum riskinin daha düşük olduğunu gösteriyor. Ayrıca 65 yaş üzeri köpek sahiplerinde de faydalı bakterilerin arttığı, zararlı türlerin ise azaldığı tespit edildi.