Bunun neresi barış?

ANALİZ

O ne büyük şovdu değil mi?

Trump önde dünyanın önemli liderleri arkasında bardak gibi dizilmişler.

Erdoğan ise imzacı diğer ülkelerin yöneticileriyle koltukta oturup bu şovu izliyor.

Bizim yandaş medya bu manzarayı tam bir bayram havasıyla habere dönüştürdü.

Gazze’ye barış dünya lideri Erdoğan’ın çabalarıyla gelmişti, zaten Trump da iki cümlede bir bunu vurguluyordu.

Peki Gazze’ye gerçekten barış mı geldi?

O halde irdeleyelim;

BİRİNİCİSİ: Bugüne kadar iktidar ve yandaşları Gazze’deki soykırımın bizzat Amerika tarafından körüklendiğini söylemiyor muydu? Bu durumda barışa en büyük katkıyı Erdoğan yaptıysa aslında Trump’ın bu politikasına destek verilmiş olmadı mı?

İKİNCİSİ: Barış deniyor ama barışın bir tarafı yok. “Bu İsrail’in zaferidir” diyen Trump masada ama bırakın Gazze’yi Filistin halkını temsil eden bir kişi bile yok.

ÜÇÜNCÜSÜ: Barış denilen şeyde Filistin’in bir devlet olduğu/olacağı tanımı var mı? Tam tersine Gazze artık Filistin’in bile değil, burayı uluslararası bir konsey yönetecek.

DÖRDÜNCÜSÜ: En az 70 bin kişinin ölümüne neden olan soykırımın suçlusu ilan edildi mi? İsrail’den ya da en azından katliam kararları veren Netanyahu’dan hesap sorulacağına ilişkin bir ip ucu var mı?

Şimdi bunlar ortada dururken barış geldi diyebilir miyiz?

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Bahçeli suç mu işlemiş oldu?

MHP genel başkanı Devlet Bahçeli dünkü meclis grubu toplantısında beni de yakından ilgilendiren bir konuya parmak bastı.

Bahçeli askeri hastanelerin kapatılmasının büyük hata olduğunu belirterek “Bunların yeniden açılması gerek” dedi.

Beni ilgilendiren bölümü şu; Milli Savunma Üniversitesi rektörü Erhan Afyoncu’nun şikâyeti üzerine hakkımda bir kamu davası açıldı.

Yaptığım bir YouTube konuşmasında askeri hastanelerin kapatılmasının büyük bir hata olduğunu, kapatma kararı ile savaş tıbbı konusunda büyük zafiyet yaşadığımızı anlatmıştım.

Afyoncu bu sözlerimin devleti aciz göstermek olduğunu belirterek şikayetçi olmuş, şimdi hakkımda hapis cezası ve kamu haklarımın kısıtlanması isteniyor.

Eğer askeri hastanelerin kapatılmasının yanlış olduğunu söylemek devleti zafiyete uğratmak suçu ise şimdi bu suçu Devlet Bahçeli de işlemiş olmuyor mu?

OKURDAN MESAJ

Tunç Soyer: Kooperatif mi, komplo mu?

Değerli dostum ve sıkı okurum İsmail Hoca İzmir eski belediye başkanı Tunç Soyer’in duruşması ile ilgili ilginç bir saptama yapmış.

Birlikte okuyalım;

Tunç Soyer, 86 gündür tutuklu bulunduğu Aliağa Cezaevi’nde hâkim karşısına çıktı. “Kooperatifçilik dolandırıcılık değildir” diyerek başladı söze.

Haklı olabilir.

Ama soru şu: Türkiye’de artık ne dolandırıcılık sayılıyor ne değil?

Bir yanda hükümetin açıkladığı “Kooperatifçilik Eylem Planı” diğer yanda Soyer’e yöneltilen “nitelikli dolandırıcılık” suçlaması

Aynı devlet, aynı yıl ne garip değil mi? Soyer’in savunmasında en dikkat çekici cümle şuydu: “Sayın Cumhurbaşkanı yanlış bilgilendirilmiş olabilir.”

Açık bir mesaj. Yumuşak ama net. Tıpkı Soyer’in bugüne kadar izlediği çizgi gibi:

Kavgacı değil, ama geri adım da atmıyor. Siyasetin gölgesi bu dosyanın üstünde dolaşıyor.

Elbette hukuk konuşmalı ama konuşan şeyin gerçekten “hukuk” olduğuna kim ikna olacak?

Şunu hatırlamak gerek: Yerel yönetimler, artık yalnızca kaldırım taşlarını değil, demokrasinin taşlarını da döşüyor. Soyer’in davası bu anlamda sadece bir yargılama değil, bir testtir. Adaletin terazisi bakalım bu kez hangi yöne eğilecek?

Ne yazık ki bu gerçeğe rağmen Tunç Soyer son duruşmasında yine tahliye edilmedi.

DEDİKODU

Milliyetçi Cephe’nin adayı Yavaş mı?

Anket sonuçlarının meclise sadece üç partinin girebileceğini göstermesi milliyetçi tabanda yeni arayışlara yol açıyor.

İyi Parti ile Zafer Partisi’nin görüşmesi bu çevrelerde heyecan yarattı.

Üç parti dışında kalan partilerin oy tabanı olmadığı bilinse de siyasi gözlemciler “yaratılacak sinerji ve parlar bir cumhurbaşkanı adayı durumu değiştirebilir” yorumunu yapıyor.

Dolaşan kulis dedikodularına göre bir milliyetçi cephe kurulması mümkün olursa cumhurbaşkanı adayı olarak Mansur Yavaş gösterileceği konuşuluyor.

Bir araya gelebileceği söylenen partiler şunlar; İYİ Parti, Zafer Partisi, Anahtar Parti, Bağımsız Türkiye Partisi. Kutlu Parti, Milli Yol Partisi, Milliyetçi Türkiye Partisi, Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi, Milliyetçi Aydınlar.

SON DAKİKA HABERLERİ

Can Ataklı Diğer Yazıları