Katar ve Umman ne yapacak peki?
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Amerika gezisinde “F-16 ve F-35 konusunda çok ilerleme kaydettik” dedi Erdoğan ama ilerleme kaydetmek bu uçakları alacağımız anlamına gelmiyor elbette.
Zaten hem senato onayı hem de üretici firma ile bazı sorunlar yaşandığı da kesin.
İşte tam bu sırada Eurofighter uçakları devreye girdi.
Almanya Avrupa yapımı olan Eurofighter’ların Türkiye’ye satılmasına karşı çıkıyordu.
Buna karşı İngiliz Başbakanı Trump’ın talebi üzerine Türkiye’ye geldi, 8 milyarlık satış yaptı ve gitti.
Ancak eş zamanlı olarak Katar ve Umman ellerindeki Eurofighter’lardan bir bölümünü Türkiye’ye satacaklarını açıkladılar.
Merakım şu; Bu iki ülke Eurofighter’ları neden almışlardı?
Mutlaka kendi ulusal güvenlikleri için.
Şimdi bunları bize sattıklarına göre ulusal güvenlikleri sıkıntıya girecek mi?
Herhalde girmeyecektir çünkü yerine bir şey koymadan ellerindekini vermeleri çok akıllıca değil.
O halde bize satacakları Eurofighter’ların yerine ne koyacaklar?
Bize eskileri satıp yenilerini mi alıyorlar yoksa Amerika’dan bize satılmayan F-35’lerden mi alacaklar?
Neresinden bakarsanız bakın içine düştüğümüz durum pek iç açıcı değil.
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Yüreğinde nasıl bir kin saklamış…
Adam AKP’nin eski milletvekili, daha da önemlisi yıllarca Erdoğan’ın konuşma metinlerini yazmış.
Şimdi bir gazetede yazarlık yapıyor.
10 Kasım için bir yazı yazmış, ama ne yazı.
Atatürk için “Fikirleri fark oluşturmaktan, özgünlükten, orijinallikten uzaktı” diyor örneğin.
“Mustafa Kemal bugün ne fikirleriyle ne de eserleriyle var; sadece Batılı yaşam tarzlarının muhafazası için istismar edilen bir isim olarak varlığını sürdürüyor” diyor, diyebiliyor.
Dünyanın neredeyse her ülkesinden yıllardır kendisine övgüler gelmesine rağmen bakın ne diyebiliyor bu adam;
“Ne çağını ne başka toplulukları etkileyebildi. Fikirleri bugüne de ulaşmadı. Müslüman bir halkı Batılılaştırmak, laikliği İslam toplumunda uygulamak, seküler bir toplum yaratmak gibi ‘özgün’ aksiyonları ise daha sağlığında çökmüş, başarısız olmuştu.”
Aydın Ünal isimli bu kişi iktidarın en tepsine çok yakın bir isim.
Medeni görünümlü biri üstelik, içinde bu kadar kin ve nefreti nasıl biriktirmiş anlamak mümkün değil.
Hayır, bir tanesi doğru olsa gam yemeyeceğim de..
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Hakan Fidan’a bürokrat muamelesi
Amerika Başkanı Trump Suriye’nin başına oturttuğu eski terörist yeni kravatlı cumhurbaşkanı Eş Şara’yı Beyaz Saraya çağırdı biliyorsunuz.
Trump bu görüşme için Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı da çağırmış.
Anadolu Ajansı’nın haberlerinden anladığımız kadarıyla Washington’a giden Hakan Fidan Trump- Şara görüşmesinin bir bölümüne katılmış.
Yani Fidan’a devlet büyüklerinin önemli toplantılarındaki bürokrat muamelesi yapılmış.
Her yerde böyledir, önemli kişiler görüşürken konuyla ilgili teknik adamlar da toplantıları alınırlar işleri bitince de çıkarırlar.
Trump’ın bu muamelesi Türkiye için iyi mi kötü mü anlamadım.
KAFAMI BOZAN ŞEYLER
Kibir sonunda duvara çarptı
Sarayın trollerinden biri olan Furkan Bölükbaşı isimli biri var.
Bu kişi temsil ettiği zihniyetin aksine bir yaşam biçimi sürdürmesine rağmen ısrarla “şeriat isteyen” hiçbir bilgisi olmadığı anlaşılmasına rağmen sürekli olarak Atatürk’e saldıran cumhuriyeti karalamaya kalkan tuhaf biri.
Üstelik bunları yaparken çok yüksek bir kibirle “bana bir şey olmaz” havasında.
Ama bir anda duvara çarptı.
10 Kasım’da Atatürk’le ilgili övücü sözler söyleyen Erdoğan’ı “Menderes’e benzetmeye” kalktı.
Atatürk’e dil uzatmaya kalkarken geçim kaynağı Erdoğan’a da yüksek kibriyle bulaşmaya kalkınca kendini içerde buluverdi.
ŞAŞIRDIM
Karavanda yaşarsan yandın!
Mahallede geziyorum, orta yaşın biraz üzerinde biri yanaştı “Can Bey bir şey söylemek istiyorum” dedi.
“Buyrun” dedim.
Söze “ben karavanda yaşıyorum, bir evim yok” diye başladı söze ve devam etti;
“Ancak karavanda yaşayınca muhtarlıktan ve nüfus müdürlüğünden işlem yapamıyorum çünkü kaydolmam için yaşadığım yerin elektrik, doğalgaz ya da su faturası isteniyor.”
Karavana bunlar bağlanamadığı için bu vatandaş “yok” hükmünde.
Meğer böyle karavanlarda yaşayan çok kişi kimliksizmiş.
Vatandaşa ne diyeceğimi bilemedim, kanun böyleymiş.
Ama herhalde vardır bir çözüm yolu.
GÜNÜN SÖZÜ
Siyaset küfürle...
Futbol bahisle...
Para dünyası dolandırıcılıkla...
Medya yalanla...
Eğitim sahte diplomayla...
Pes doğrusu...
Neyimiz düzgün...
Ahmet ÜSTÜN