Sakın “Tek kişiden ne olur?” demeyin
YENİ ÖĞRENDİM
İnsanlar haksızlığa, yolsuzluğa, hukuksuzluğa öfkeli.
Ama herkesin dilinde “Ben ne yapabilirim ki” sözü var.
Elbette ülkenin her yanından yükselen protesto sesleri var, bu yetmiyor tabii.
Oysa haklı olan tek başına da olsa gücünü adaletten aldığı için başarılı olabilir.
İşte bir örnek;
Adı Erol Temürçi.
Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinin Elmalı köyünde çiftçilik yapıyor.
Kahramanmaraş belediyesi köye giden yolun hemen yanında işletme ruhsatı bile olmadan kum çıkarıyor.
Elbette ihtiyaç halinde bir araziden kum çıkarılabilir ancak belediye öyle bir çalışma yapıyor ki ortaya derin bir uçurum çıkıyor ve heyelan tehlikesi yaratıyor.
Erol Temürçi bu haksızlığa ve hukuksuzluğa tek başına direnmeye başlıyor.
Tek başına sadece iş makinalarının olduğu araziye giderek yapılanın kanunsuz olduğunu çalışmanın durdurulması gerektiğini söylüyor.
Ama dinlemiyorlar, buna rağmen direniyor.
Kimi çalışanlar fiziki saldırıda bulunmak istiyor hatta biri silahını bile gösteriyor.
Ama Erol Temürçi yılmıyor tek başına da olsa bir elinde kamera olarak kullandığı cep telefonu ile direnişini sürdürüyor.
Sonunda Kahramanmaraş belediyesi pes ediyor, konu valiliğe yansıyor ve kum çıkarma operasyonu durduruluyor.
Erol Temürçi “Tek başıma da olsam köyümün geleceği için mücadelemi sürdüreceğim, bugün yolumuzu, toprağımızı sonraki günlerde de meramızı köyümüzü kaybederiz yoksa” diyor.
Demek ki “Tek başına ne olur ki” demek doğru değil, Erol Temürçi bunun en güzel örneği.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Hata da bile kahramanlar
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Libya’yı yöneten Hafter’le buluşmuş, el sıkışmışlar, sarılmışlar, karşılıklı sevgi gösterisinde bulunmuşlar.
Oysa bu Hafter bir dönem Türkiye’nin en büyük hasmı gibiydi.
Libya’da “hakimiyet!” kurmaya çalışan AKP iktidarı Hafter’i saf dışı bırakmak için milyonlarca Dolar harcamıştı.
O tarihlerde Libya’ya giden içi para dolu bavullar gündem bile olmuştu.
Ama hesaplar tutmadı,
Libya Türkiye’nin hakimiyetine girmedi,
Hafter şu an çok daha etkili bir konumda.
Ama AKP iktidarı için fark etmiyor.
Neymiş dış politika böyleymiş, Türkiye’nin çıkarı ne ise öyle davranırmışız, ebedi dostluk da düşmanlık da olmazmış.
Bu iktidar her türlü başarısızlıktan bile kahramanlık çıkarmakta çok usta.
Nasıl olsa karşısında siyah dediğinde de beyaz dediğinde de alkışlayan yüzde 30’luk bir kitle var.
GÜNÜN SÖZÜ
Yolsuzluk diz boyu...
Transferler yetti gari...
Sefalette sınır yok...
Adalet nirede...
İşte Türkiye gerçeği... Ahmet ÜSTÜN
ŞAŞIRDIM
Yandaşların aklına vicdan geldi
Hukuk dışı uygulamalar, içi boş iddialar, baskı altına alınarak itirafçı yapılanlar sayesinde CHP’li belediyelere ve beğenmedikleri veya muhalif gördüklerine yönelik operasyonlar tam gaz sürüyor.
Ancak geçen süre içinde oluşan kuşkular AKP’lileri bile rahatsız etmeye başladı.
İktidar ise bu yoldan artık geri dönemiyor, çünkü döndüğü an kendi yıkılışının hızlanacağını biliyor.
Durum böyle olunca iş yine yandaş yazar çizer takımına kaldı.
Dikkatleri başka yöne çekmek için “Murat Çalık ve Ayşe Barım” konusunda hassasiyet göstermeye başladılar.
Bunlar güya “vicdanlı” gibi rol yaparak “Ağır hasta olanlar hapiste ölmesin, bari bu ikisi tutuksuz yargılansın” diyerek diğer hukuksuzlukların üstünü kapamaya çabalıyor.
ÇOK GÜLDÜM
Güvenlik uzmanı böyle olur
Bugünkü Yıldırım Tuna fıkrası politik değil ama günün şartlarına göre isteyen öyle de yorumlayabilir;
- Evlere güvenlik sistemleri kuruyorsunuz. Satışlarınız inanılmaz seviyede başarılı. Peki bunu nasıl beceriyorsunuz?
- Kapı kapı gezerim efendim. Eğer müşteri evde yoksa broşürümü ve kartvizitimi mutfak masalarının üzerine bırakırım!