Saldırıya teşekkürler

ŞAKA GİBİ

Aşağıdaki sözler bizzat Amerika başkanı Trump’a ait;

“İran, nükleer tesislerini imha etmemize resmi olarak çok zayıf bir karşılık verdi ki biz bunu bekliyorduk. Neredeyse hiç hasar almadık. İran’a önceden uyarı yaparak can kaybı ve yaralanma olmamasını sağladığı için teşekkür etmek istiyorum.”

Dünyada neler oluyor böyle?

İnsan aklını yer vallahi.

İran Katar’daki Amerikan üssüne 13 füze atıyor.

Amerikan başkanı da “önceden haber verdiniz, ne kadar da naziksiniz, teşekkürler” diyor.

Savaşın bile cılkını çıkardılar.

Ama gariplikler bitmiyor.

Trump ateşkes ilan edildiğini açıklıyor.

İran da bunu kabul ediyor.

İsrail “bir daha füze atmazlarsa ben de uyarım” diyor.

Sonra bir bakıyorsunuz füzeler yine havada.

Bunun manası şu; İş bitti aslında.

Şimdi her ülke kendi gururunu korumak için bir şeyler yapıyor, karşı taraflar ise bunu anlayışla karşılıyor.

Dünyaya ise şaşkınlık kalıyor.

KOMİK

Avukatlara “hukuksuz” uyarısı

Polis avukatlara “yaptığınız eylem hukuksuzdur” demiş.

İroniye bakar mısınız?

Bir tarafta hukuku bilim olarak okuyan ve uygulayan insanlar, diğer tarafta sadece emirleri uygulayanlar.

Emir uygulayan hukuku en iyi bilene olmayan bilgisiyle “hukuksuzluk yapıyorsun” diyor.

Türkiye komik bir ülke.

FIKRA GİBİ

Korkmayın, Şimşek önlemini almış

Amerika’nın İran’a yaptığı operasyon ve İran’ın misilleme olarak Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidi ekonomi çevrelerinde büyük endişe yarattı.

Hürmüz Boğazı’nın kapatılması dünya ekonomisini gerçekten derinden etkileyebilir.

Gerçi tehlike geçti ama bizim için bir tehlike hiç olmamış.

Çünkü Mehmet Şimşek “her türlü önlemin alındığını” açıkladı.

Şimşek şöyle dedi;

“Hürmüz Boğazı’nın kapanması durumunda senaryolar üzerinden ekonomimize yönelik yapılan spekülasyonlara lütfen itibar etmeyiniz. Programımızla ekonomimizin şoklara karşı direncini önemli ölçüde artırdık. Enflasyonla mücadelede kararlıyız, dezenflasyonun devamı için gerekli tüm adımları atmaya devam edeceğiz.”

Aslında fıkra gibi anlatılacak bir açıklama bu.

OKURDAN MESAJ

Her şeyin sahtesi su gibi satılıyor

Sürekli okurlardan uzman elektrik öğretmeni Ali Özdemir’den gelen mesajı size de sunmak istedim;

Pazar yerlerinde, mahalle aralarındaki dükkanlarda sahte, taklit, kalite belgesiz, kanserojen ham maddeler kullanılarak yapılmış ayakkabı, tişört, çorap, kap kacak vb. ürünler serbestçe satılıyor. Ciddi bir devlet bunlara izin vermez. Bizde ipin ucu kaçmış görünüyor.

Başkent Ankara’nın tam göbeğinde her türlü korsan kitap serbestçe satılabiliyor.

81 vilayetin, 930 ilçenin semt pazarlarında hiçbir kalite belgesi olmayan kablo, fiş, priz, sigorta, ütü, saç kurutucu, mikser, matkap türü ürünler yasal engellemeye maruz kalmıyor...

Çin’den ithal edilen standart dışı rezistans, kondansatör, anahtar, bobin, kablo gibi parçalar merdiven altı atölyelerde birleştirilip uyduruk markalarla satılıyor.

Evinizdeki su ısıtıcı, çaydanlık, ütü, süpürge, kurutucu vb. aygıtlara yakından bakınız. TSE, CE, ISO belgeleri yoksa asla kullanmayınız...

Uzakdoğu ürünü kablolar bakırdan değil. Plastik aksamlar tamamen kanser tetikleyici.

BAŞIMDAN GEÇEN ŞEYLER

Metrobüs yolunu yapın lütfen

Geçen hafta bir günlüğüne gittiğim Edremit’ten Çanakkale Köprüsü üzerinden İstanbul’a döndüm.

Beylikdüzü’nden de metrobüse binip Boğaz Köprüsü’ne kadar geldim.

Metrobüsü hep kullanıyorum ama kısa mesafelerde, örneğin köprünün Anadolu yakasından Zincirlikuyu’ya ya da Çağlayan Adliyesi’ne.

İlk kez yolun neredeyse tamamını kat edince yolların nasıl bozuk olduğunu gördüm.

O koca otobüs yol boyunca yolun kötülüğünden zangır zangır titriyor, böbrek taşınız olsa düşürürsünüz inanın.

Otobüslere de içindeki yolculara da çok yazık.

SON DAKİKA HABERLERİ

Can Ataklı Diğer Yazıları