Sanki akıllar mı tutuldu
ANALİZ
Saray öyle bir panikte ki artık ne yaptığını bilmiyor.
CHP İstanbul il başkanlığına yapılan operasyon akıl alacak gibi değil.
Polisin orada ne işi var?
CHP’liler il başkanlığına kayyım olarak atanan Gürsel Tekin’i içeri sokmama kararı almış.
İçişleri bakanını ne ilgilendirir bu?
Madem mahkeme kararı var, Gürsel Tekin binaya girer ya da giremez bu İçişleri’nin işi değil.
Neymiş, güvenlik sorunu çıkarmış.
Bunun çözümü il binasını ablukaya almak, milletvekillerini içeri sokmamak, gaz sıkıp coplamak olamaz.
Saray sanki aklını yitirmiş gibi.
CHP’yi kendi iç sorunları ile baş başa bırakmak yerine müdahale etmenin başta ekonomi olmak üzere toplumun huzurunu yerle bir edeceğini görmüyor mu?
Ama belli ki sorunları artık asla çözemeyeceğini anlayan saray iktidarı ülkeyi kaosa sokmanın kendini kurtaracağını sanıyor.
Bu uğurda devlet adına görev yapan herkese kanunsuz emirler verilerek hepsinin suç işlemesine neden oluyor.
İktidar bunun altından kalkamaz artık.
Bİ SOR BAKALIM
Meclis başkanı ortada yok
Saray CHP İstanbul il merkezini polis ablukasına aldırıyor.
Milletvekilleri hemen olay yerine koşuyor.
Duvar gibi duran polis milletvekillerini içeri sokmuyor.
İçerdekileri dışarı çıkarmıyor.
Milletvekilleri barikatı bir türlü aşamıyor.
Peki meclisin, milletvekillerinin onurunu korumakla görevli meclis başkanı olan zat nerede?
Sesi soluğu çıkmıyor.
Başında olduğu meclisin üyelerine uygulanan kötü davranışlara göz yumuyor.
Böyle meclis başkanlığı mı olur?
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Linç kültürü CHP’yi de sardı
İktidar ve yandaşlarının en becerdiği işlerin başında “linç operasyonları” gelir.
Algı oluşturmaya yönelik linç kampanyaları sonucu nice aydın, gazeteci, yazar, akademisyen, siyasetçi karalandı, aşağılandı, haysiyet cellatlığına kurban edildi.
Son günlerde ne yazık ki kimi CHP’lilerin de bu linç kültürüne katıldıklarını görüyorum.
CHP’yi eleştiren, hatalı uygulamaları dile getiren, öneri sunanlar anında topa tutuluyor.
Eleştirilerin ve uyarıların ezici bir çoğunluğu CHP yönetimini aşağılamak, zora düşürmek, partiyi parçalamak için yapılmıyor oysa.
Amaç giderek daha da radikalleşen AKP iktidarına karşı CHP’yi daha diri tutmak.
Ama ne yazık ki son zamanlarda kimi CHP’liler sadece duymak istediklerinin söylenmesini, yazılmasını istiyor.
Yazık ki ne yazık.
BUNU YAZMAK GEREK
Bak biz ne kadar namusluyuz
Cuma günü yaptığım YouTube konuşmamda “Önümüzdeki hafta bazı AKP’li belediyelere de operasyon yapılacağını, hatta bazı belediye başkanlarının tutuklanabileceğini duyduğumu” anlattım.
Saray ‘sadece CHP’li belediyelerin üzerine gidiliyor’ görüntüsünden rahatsız olmuş, bu nedenle göstermelik de olsa dedikoduların ayyuka çıktığı bazı belediyelerde operasyon yapmaya karar vermiş.
Belediyelere yönelik değil ama emniyete yönelik bir operasyon gerçekleşti.
Antalya Emniyet Müdürü rüşvet almak suçlamasıyla tutuklandı.
Saray yazarları hemen “işte görüyorsunuz, operasyonlar sadece CHP’lilere yönelik değil. Erdoğan adı yolsuzluğa karışan kimseyi affetmiyor” diye yayınlara başladı bile.
Gerçi emniyet müdürü Antalya Belediye başkanı ile ilgili iddialar nedeniyle tutuklandı ama o kadarı kadı kızında da olur.
Yersek yani!
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Esenyurt’ta neden seçim yok?
Sarayın CHP’li belediyelere yönelik operasyonu Esenyurt ile başlamıştı.
Belediye başkanı Ahmet Özel 9 yıl önce yine Erdoğan’ın açılım politikaları gereği devletin verdiği yetkiyle bir PKK’lı ile telefon görüşmeleri yaptığı gerekçesiyle tutuklanmış ve belediye başkanlığına da AKP’nin bir adamı atanmıştı.
CHP genel başkanı hemen o gün Esenyurt belediyesinin önüne gitti ama polis engeli ile karşılaştı.
Günlerce süren mücadeleye rağmen CHP’liler belediyeye giremedi.
Ahmet Özer terörle bağlantılı olduğu için tutuklanmıştı.
Ancak kısa bir süre sonra Apo ile görüşmelerin başlayacağı anlaşılınca alel acele bir yolsuzluk dosyası hazırlandı ve Ahmet Özer terörle bağlantıdan kurtuldu ama yolsuzluk iddiası nedeniyle hapiste kaldı.
Kayyım terörle bağlantı olması halinde atanabiliyor.
Ahmet Özer’in bu durumu ortadan kalktığına göre Esenyurt belediyesindeki kayyımın görevinin sona ermesi, belediye meclisinin geçici bir başkan seçmesi gerekiyor.
Peki bu niye hâlâ yapılmıyor?