Araplardan akıl istesek!
Eskiden Amerika’ya, Almanya’ya gitmeye can atanların yerini şimdi çölün ortasında 1971 yılında şehirleşmeye başlayan eski balıkçı kasabası Dubai aldı.
Nasıl? Önce planlı, programlı kendi hikayesini yazdı! 2008 kriziyle gözden düşer gibi oldu ama çok çabuk toparladı.
Artık sadece alışveriş ve lüks tatil merkezi değil, aynı zamanda dünyanın beyaz yakalıları için bir Silikon Vadisi, bir Wall Street olma yolunda…
Hani bizimkiler İstanbul için “Finans Merkezi” masalını anlatıyorlar ya… Dubai’nin yanında kumda oynar anca… Araplara hayran olmamak elde değil bu konuda…
***
“Dubai Ekonomik Gündemi” diye havalı bir plan açıkladılar. Hedefleri ne? On yılda ekonomiyi ikiye katlayıp 8.7 trilyon dolarlık bir deve dönüştürmek. Bu büyüklük ile Londra, New York ile birlikte ilk üç içinde yer almak.
Bizimkilerin en büyük projesi ne? Kanal İstanbul! Olan su yolunun yerine bir tane daha açmak! Tabii asıl hikâye yanına ev yapıp satmak!
Haliyle vizyon farkı hayıflandırıyor insanı… Bu arada Türkiye’nin ekonomik büyüklüğü 1.3 trilyon dolar! Boşuna kıyaslama gözlerin dolar!
***
Bunları Dubai’yi övmek için yazmıyorum… Tehlikeye dikkatinizi çekmeye çalışıyorum.
Türkiye’de eriyen maaşlar, artan vergiler ve gelecek kaygısından bunalan nitelikli profesyoneller için Dubai artık önemli seçeneklerden biri…
Onların başında Mehmet Şimşek gibi bir deha olmadığından sıfır bireysel gelir vergisi, KDV yüzde 5 kesinti… ÖTV mi? O da ne?
2023’ten beri şirketler için yüzde 9’luk kurumsal vergi var ama serbest bölgelerde “nitelikli gelir” için istisnalar söz konusu…
O destek bu teşvik derken adamlar resmen “Paran varsa, diploman sağlamsa gel” diyor...
***
Yahu bu bildiğin nitelikli insan avcılığı… Mühendis, doktor, finansçı, yazılımcı… Kimin CV’si parlaksa gel kardeşim elini ver bana…
Birkaç yıl önce 15 bin kişi olan Dubai’deki Türk nüfusu, bugün 45 bin kişiyi aştı. Bu bir göç değil, nitelikli bir tahliye neredeyse…
Hele inşaatçılar ve teknoloji firmaları… Neredeyse her hafta yeni bir ofis açılıyor. Yani sadece insanımız değil, sermayemiz ve girişimci ruhumuz da oraya kaçıyor.
***
Tabii o devasa gökdelenleri, o mega alışveriş merkezlerini kimin inşa ettiğini sanıyorsunuz? Ballı maaşlı beyaz yakalılar mı?
Hayır. Sistemin en altında, adına “Kafala” dedikleri bildiğin kölelik düzeniyle çalışan milyonlarca Güneydoğu Asyalı göçmen işçi var.
Pasaportuna el konulan, düşük maaşlarla, kavurucu sıcakta nefes aldırmadan saatlerce çalıştırılan insanlar… Yani sistem aynı zamanda ucuz emeği sonuna kadar sömürüyor.
Yani “Ne iş olsa yaparım!” diyorsan Dubai’nin yerine bile bakma haritadan!
Yine de her yıl en üst düzeyde Araplara para istemeye gideceğimize “Sahi siz nasıl yapıyorsunuz?” diye akıl istesek nasıl olur acaba? Ayıp değil ya!