Emlak vergisi soygunu!
Bu ülkede iyi bir şeye şaşırmak ayıptır; kötüye alışmak esastır. Sen de alışacaksın! Artık vergi almıyorlar adeta tecavüz ediyorlar. Katlanacaksın!
Gelirimizden gelir vergisi kesiliyor. Aldığımız her ürün ve hizmet için KDV ödüyoruz. Bir araba aldığımızda değerinin yarısından fazlası ÖTV’ye gidiyor.
***
Bunlarla kalsa iyi... Motorlu Taşıtlar Vergisi, Özel İletişim Vergisi, Akaryakıt Tüketim Vergisi, Konaklama Vergisi, Dijital Hizmet Vergisi, Şans Oyunları Vergisi, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi, Emlak Vergisi, Damga Vergisi…
Akrabamız vefat ediyor, karşımıza Veraset ve İntikal Vergisi çıkıyor. Ev veya iş yeri alıyoruz, Tapu Harcı ödüyoruz; beş yıl içinde satarsak bir de Değer Artış Kazancı Vergisi... Bitti mi? Bu sadece ana yemeğin aperatifi…
***
Devletin görevi, adil bir şekilde vergi toplamak olmalıdır; zenginlerin borçlarını silip faturayı halka kesmek değil. Peki devletin “adalet” kelimesinden anladığı ne?
Muhtarlıklara tebligatlar gitti. 2026’da ödenecek emlak vergilerinin temelini oluşturan yeni arsa metrekare değerleri ilan edildi. Sanırsınız ki memleketteki bütün arsaların altından petrol fışkırdı, evlerin hepsi bir gecede Boğaz’da yalı oluverdi!
***
Takdir komisyonları öyle rakamlar “takdir etmiş” ki, akıl alır gibi değil. Yüzde 1000, yüzde 1.400, hatta yüzde 1.500’lük artışlar havada uçuşuyor. Yıllık enflasyon ve döviz artışı bile bu rakamların yanında devede kulak kalır.
İyi de dört yılda bu memlekette ne değişti de arsalar 10-15 kat değerlendi? Yoksa arsaların altına gizli gizli otoyol, köprü, havalimanı garantili tüneller mi döşendi de haber verilmedi?
***
İşin trajikomik yanı, kimsenin net bir cevap verememesi… Diyorlar ki, “Bu kararı sadece belediyeler almıyor” Elbette almıyor!
Komisyona bakıyorsun; Defterdarlık, Vergi Dairesi, Tapu Müdürlüğü… Hepsi orada… Hepsi toplanıp hep birden vatandaşa maşallah!
Hükümetin temsilcileri zamma gaz veriyor, fatura kesilince top muhalefetteki belediyelerin kucağına atılıyor.
Vatandaş kapıya dayanınca belediye başkanı, “Valla benim suçum değil, komisyon kararı” diyor. İktidar da kenara çekilip, “Gördünüz mü, bunlar yönetemiyor” diye kıs kıs gülüyor.
***
İşin en acı tarafı bu vergi kazandığın paradan alınmıyor. Bu vergi hayali zenginlikten alınıyor.
Emekli Hüsnü Amca, 40 yıl çalışıp aldığı 150 metrekare evinde oturuyor. Tek geliri, kuşa dönmüş emekli maaşı ve memleketteki tarlası… Ama devlet diyor ki, “Ahmet Amca, senin o evin artık 10 milyon lira ediyor. Buyur bu da faturası!”
***
Peki nedir savunmaları? Herkes ödemeyecek, muaf olanlar var! Kim? Hiç geliri olmayan, tek emekli maaşıyla geçinen, engelli, gazi… Tabii 200 metrekareyi geçmeyen tek meskeni varsa… Geri kalan herkes bu soygunun potansiyel kurbanı…
Hani Mehmet Şimşek geçen yıl “yeni vergi yok, artış yok” diyordu ya… İşte bu o! Adı yeni vergi değil, “değer güncellemesi”. Adı artış değil, “takdir komisyonu tespiti”. Ülke yönetimi hakikaten artık işin tadını kaçırdı sanki!