Ninni ile uyutuyorlar ekonomiyi!
Önce kaseti biraz başa saralım… Mehmet Şimşek, yine para bulma umuduyla Amerika yollarına düştü. Görüşmeler her zamanki gibi “çok olumlu” geçti. Zaten bugüne kadar olumlu geçmeyen tek bir görüşmesi var mı?
ABD Hazine Bakanlığı, Şimşek’le yapılan görüşmenin özetini resmi internet sitesinde yayınladı. Şöyle konular konuşuldu, böyle temaslarda bulunuldu… Fakat açıklamanın sonunda “Türkiye’nin volatilitesini, yani piyasa dalgalanmalarını ve öngörülemez ekonomisini dikkatle izliyoruz.” yazmazlar mı!
Bu, diplomatik dille “Aman ha kimse buraya yatırım yapmasın!” demek. Neyse ki, Türkiye’nin “kibar” uyarısıyla o kısmı sonradan siteden kaldırdılar. Ama bir kere yayınlandı mı, sadece siteden siliniyor.
***
Türkiye’ye dönen Şimşek çıktı canlı yayına... Görüşmenin ne kadar verimli geçtiğini anlattı maşallah…
Sorunlar neymiş? Elbette “küresel belirsizlik!” Bizde her şey şahane, sorun hep dışarıda… New York’tan Washington’a mekik dokumuş, kredi derecelendirme kuruluşlarıyla görüşmüş, yatırımcılarla 60’tan fazla toplantı yapmış, 2000’in üzerinde kişiye seslenmiş…
Helal olsun be... İyi de biz içerideki krizle, belirsizlikle, siyasi kaosla ilgileniyoruz. Onlara tek kelime yoksa bu görüşmelerden bize ne fayda?
***
Şimşek, “Enflasyonu düşürmek birincil önceliğimiz. Siyasi destek çok güçlü, zerre kadar tereddüt yok” diyor.
Peki bu ekonomiyi bu hale getiren kimdi? Siyasi destek aynıysa, uygulama da değişmiyorsa, neyin nasıl düzeleceğini bize de anlatsa ya…
Rezervler konusu sorulduğunda da “Hiç dert değil, çünkü onlar tampondu zaten” cevabını verdi.
Tampon muydu? Keşke programa katılmadan önce ön takımlara bir baksaydı. Artık nasıl bir kazaya karıştıysa ülke ortada tampon falan kalmadı.
***
Görüşmede sık sık “yapısal dönüşüm” vurgusu yaptı. Her üç cümlede bir tekrar… Dedim, takıldı galiba… Kapayıp açsak düzelir mi acaba?
Neyse ki gerek kalmadı. Sonrasında “Petrol fiyatları düştü, iç talep yumuşadı, enflasyon da inecek” dedi. Ve büyük finali yaptı, “Hedefe ulaşmada en ufak bir tereddüt yok!”
***
Bir ara ritim kazandı adeta… Fiyatları yukarı çeken faktörler, aşağı çeken faktörler… Her üç cümlede bir “yapısal dönüşüm” tekrarı… Dedim, takıldı… Kapayıp açsak düzelir mi? Neyse ki gerek kalmadı.
“Petrol fiyatları düştü, iç talep yumuşadı, enflasyon aşağı gelecek” dedi ve ekledi; “Hedefe ulaşmada tereddüt duymuyoruz!” Yukarı çeken faktörler, aşağı çeken faktörler… Bir takım anlamsız cümleler…
***
Demek ki tüm plan, dünyadaki petrol fiyatlarının düşmesine bağlandı... Ülkenin kaderi Brent petrolün insafına kaldı. Böyle anlattı.
Bütün sorun bu kadar mı yani? Keşke o kadar kolay olsaydı. Ülke gerçeklerinden kopuk konuşmayı bir saat boyunca dinleyince insan üzülüyor haliyle…
Bir yanda kaybolan zaman, diğer yanda çözüm bulmasını beklediğin insan… Vallahi yazık ettiler bu güzelim ülkeye hiç acımadan!