Saatli bomba işsizlik! Tik tok tik tok…
Amerika Birleşik Devletleri’nde Merkez Bankası faiz kararlarını belirlerken özellikle işsizlik oranı ve istihdam piyasasını kritik önemde görür.
İşsizlik, gelişmiş ülkelerin en büyük önceliğidir çünkü çalışabilir nüfusun üretime katılamaması devasa bir kaynak israfı ve büyüme kaybıdır.
Birey için ise işsizlik, gelirsizlik, yoksulluk, psikolojik bunalımlar ve ailevi sorunlar anlamına gelir.
***
Hadi rotamızı Türkiye’ye kıralım. Haziran 2025 iş gücü rakamlarına baktınız mı? Bakmadıysanız endişelenmeyin, hiçbir şey kaçırmadınız!
Nitekim TÜİK, alışıldığı üzere “gerçek” işsizliği değil, yönetimin işine gelen “kağıt üzerindeki” işsizliği hesapladı yine…
***
Açıklanan işsizlik oranımız yüzde 8.6… Ne harika değil mi? Son 10 yılın neredeyse en düşük seviyesi…
Zira biraz detaya inersek işin rengi değişiyor. Ülkede çalışabilir nüfus tam 66 milyon 373 bin kişi... Bunlardan sadece 32 milyon 452 bini istihdam edilmiş durumda…
TÜİK’in resmi işsiz sayısı ise yalnızca 3 milyon 47 bin... Oysa gerçek işsizliği, yani atıl iş gücünü hesaba katarsanız durum vahim; tam 13 milyon 383 bin kişi!
Ne kadar çok sayı… Özetle, o şirin yüzde 8.6 işsizlik oranı aslında büyük bir aldatmacadan ibaret... Gerçek şu ki, ülkede “her üç kişiden biri” fiilen işsiz durumda!
***
Son yıllarda dar tanımlı işsizlik ile gerçek yani geniş tanımlı işsizlik arasındaki uçurum, Türkiye’nin en büyük kabusu aslında…
Gösterişteki rakamlar ya yerinde sayıyor ya da düşüyor gibi yapılırken, gerçek işsiz ordusu çığ gibi büyüyor.
Bunun net tercümesi; Ekonomi insanlara tam zamanlı, güvenceli işler yaratmak yerine, onları ya birkaç saatlik sefalet ücretli işlere ya da tamamen umutsuzluğa mahkum ediyor.
***
Daha da acısı, resmi işsiz olarak açıklanan 3 milyon kişinin yüzde 85’i, yani yaklaşık 2.6 milyonu, ağır koşullar sebebiyle tek kuruş işsizlik maaşı bile alamıyor.
Üstelik şu anda yaz aylarındayız... Turizm, tarım gibi sezonluk işlerin zirve yaptığı dönemler… Bu dönem sona erdiğinde kabusa uyanacak Türkiye!
***
Bu işsiz ordusu, sadece bugünün sorunu değil... Geleceğin Türkiye’sini şekillendirecek saatli bomba adeta… İşsiz bir insanın çaresizlik ile yapabileceklerini sizin hayal gücünüze bırakıyorum. Gerçekten çok fena!
Bitti mi? Keşke bitebilseydi! Mevcut durum Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tabutuna son çiviyi çakıyor. Bugün prim ödemeyen milyonlar, yarın emekli maaşı beklediğinde sistemin nasıl çökeceğini hep birlikte göreceğiz.
***
Bu mesele yalnızca bir ekonomi politikası sorunu değil; nasıl bir ülkeye sahip olmak istediğimizin göstergesi… Vizyon meselesi…
Sahte enflasyon düşüşleriyle övünmek yerine, gerçek işsizliğin felaketiyle yüzleşilebilseydi… İyi de kim yapacak bunu? AKP mi?