Yangın yoksa bu duman ne?

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) yine duyurdu: “Yapılandırma geliyor!” Yani bir kez daha aynı nakarat… Yarısı bayat, yarısı hayat…

Kredi kartı ve ihtiyaç kredisi borç batağındaki vatandaşa bir kez daha “can simidi” atıldığı ilan edildi. Gözlerimiz yaşardı. Nasıl yaşarmasın? Devletimiz, o şefkatli kollarını bir kez daha biz fanilere açmıştı.

***

Bu sahne size de tanıdık geldi mi? Henüz on ay önce, Eylül 2024’te de benzer bir “kurtarma operasyonu” yapılmıştı.

O zamanlar daha cömertlerdi tabii… Borcunuzu ödemeniz için tam 60 ay, yani beş koca yıl vermişlerdi. Başvurmak için de acele etmenize gerek yoktu, bir senelik rahat bir süreniz vardı.

Anlaşılan onlara ekonomi geçen yıldan bugüne düzeldi gibi geldi. Yoksa kaynaklar mı eridi? Nitekim BDDK bu yeni kararında cömertliği biraz kıstı.

Artık vade 60 aydan 48 aya indi. O bir yıllık başvuru süresi de “hadi çabuk, kaçırma” dercesine 3 aya düşürüldü.

***

Bu arada faiz detayını da atlamamak gerekli... Yapılandırma faizi aylık yüzde 3.11 olarak açıklansa da vergiler dahil edildiğinde bu oran yüzde 4.04’e ulaşıyor. Yıllık basit faiz ise yüzde 48.52’ye geliyor. Sahi, son bir yılda geliri yüzde 48 artan var mı?

Peki, bu millet neden sürekli borç içerisinde ve bu tür desteklere muhtaç kalıyor? Oturup dinleseler rakamlar acı acı bağırıyor ama kim uğraşacak şimdi sorunun temel sebebiyle?

***

Haziran 2025 itibarıyla, dört kişilik bir ailenin sadece aç kalmamak için yapması gereken aylık gıda harcaması, yani “açlık sınırı” 26 bin 115 lira…

İyi de bu ülkede milyonların çalıştığı net asgari ücret ise 22 bin 104 lirada… Matematik diyor ki…

Daha ayın başında, sadece mutfak masrafı için 4 bin liradan fazla açık veriliyor. Kredi kartı artık bir alışveriş aracı değil, yaşam destek ünitesi görevini görüyor.

***

Şimdi sıkı durun ve toplama işlemine saygı duyun! Kredi kartı borcu yaklaşık 2.2 trilyon lira… Tüketici kredileri 2.3 trilyon lira… Kredili Mevduat Hesabı (KMH) yani “ek hesap” da 589 milyar lirayı bulmuş durumda… Yani toplamda 5.2 trilyon TL’lik bir bireysel borçtan söz ediyoruz.

Hani sık sık duyduğumuz “Hazine başarılı bir ihale ile yurt dışından 2 milyar dolar borçlandı!” haberleri var ya... Tüketicinin borcu bugünkü kurla 130 milyar doları aşıyor!

***

Ve şimdi en acı soruya gelelim: Yapılandırma gerçekten bir “kurtuluş” mu? Maalesef borç, artık bir tercih değil, bir zorunluluk haline geldi. Yapılandırma ise bir çözüm değil, sadece günü kurtarmaya yönelik bir manevra.

Sahi, ekonomi iyiye gidiyor olsaydı, bu kadar insan aynı anda borç batağına saplanır mıydı? Acaba milleti bu hale düşürenler duyuyor mudur vicdan azabı?

SON DAKİKA HABERLERİ

Murat Muratoğlu Diğer Yazıları