Nobel ödülleri bize verilmeli!

İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, Fizik, Kimya, Edebiyat, Tıp ve Barış alanında Nobel’e layık görülen isimleri açıkladı. Hepsi de birbirinden değerli çalışmalarıyla dünya çapında ses getirdi. Ödüllerin bilim yönünü bir tarafa koyacak olursak bence her alanda Nobel’i hak ediyoruz… İşte, bize uyarladığım ödüller…

Nobel Ekonomi Ödülü: Yağmur gibi yağan zamlara, yıllardır tek haneye düşürülemeyen enflasyona, günden güne katlanan borçlar, icra ve hacizlere rağmen ayakta kalmayı başardığı için Türk halkına verilmeli.

Nobel Edebiyat Ödülü: İktidarın vaat dolu nutuklarını, hamaset dolu edebiyatını yıllardır bıkmadan dinlediği için Türk halkına verilmeli.

Nobel Kimya Ödülü: Düşük maaşlara, geçim sıkıntısına ve gelecek kaygısına rağmen vücut kimyasını bozulmadan muhafaza ettiği için Türk halkına verilmeli.

Nobel Fizik Ödülü: Dikey mimariyle betona gömülen şehirlerde yaşamaya çalıştığı, yüksek kiralara göğsünü gerdiği için Türk halkına verilmeli.

Nobel Tıp Ödülü: Sağlık sistemindeki sorunlarla boğuştuğu, devlet hastanelerinde aylar sonrasına tetkik ve ameliyat günü verilmesine rağmen sağlığını korumaya çalıştığı için Türk halkına verilmeli.

Nobel Barış Ödülü: Siyasetçilerin her türlü kutuplaştırıcı söylemine rağmen sağduyusunu, birlik-beraberliğini korumayı başardığı için Türk halkına verilmeli.

Belediye başkanları biraz sokağa çıksa çok şey değişir

Bizde belediye başkanları genellikle seçimden önce oy istemek için halka görünür, kazandıktan sonra da halkın yolunu unutur.

Oysa başkanlar biraz çarşı pazarda dolaşsa, halkın arasına karışsa o illerde, ilçelerde birçok sorun daha çabuk çözülür.

İşte bir örnek…

Edirne’den Kars’a kadar tüm pazarlarda şu olay her gün yaşanır.

Kendisini “uyanık” sanan bazı fırsatçı esnaf, tezgahın arkasına dizdiği ezik, bozuk, çürük ürünleri sağlam ürünlerle karıştırarak vatandaşa yutturur. Vatandaş eve gittiğinde kazıklandığını anlar ama iş işten geçmiştir. Bunu yapan pazarcı da çoğunlukla cezasız kalır.

Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, pazara çıkıp esnafı denetledi. Tezgahın arkasına dizdiği çürük malları çaktırmadan vatandaşa iteleyen esnafı uyardı.

Darısı diğer başkanların başına… Onlar da çarşı-pazarda denetime çıksa eminim büyük bir değişim yaşanır.

44 yılda bir arpa boyu yol gitmişiz

Lise yıllarımda GIRGIR dergisiyle tanıştım. 80’li yılların başıydı. Her şey rahatça çizilebiliyor, her siyasetçi karikatür aracılığıyla rahatça eleştirilebiliyordu.

O yıllardan elimde kalan dergileri geçen gün karıştırdığımda, iş kazalarına karşı alınan önlemlerin yetersizliğini anlatan bir karikatüre denk geldim. 1981 tarihli karikatür, “Yılda 2 bin kişi iş kazalarında ölüyor” başlığıyla sunulmuştu.

O yıldan bu yana 44 yıl geçti. SGK verilerine göre geçen yılki iş kazalarında 1908 işçi hayatını kaybetti.

Yani o kadar önlemlere rağmen iş kazası sonucu ölümlerde büyük bir azalış kaydedememişiz.

Yazık…

SON DAKİKA HABERLERİ

Serdal Saraç Diğer Yazıları