Şahıs devleti!
Siyasette yıllardır “Şahıs devleti” tartışmaları var…
Tesadüf
bu ya…
Dünyanın En İlginç Kitabı (The Most Interesting Book in the World) isimli İngilizce bir kitap elime geçti (aslında bir e-kitap). Edward Brooke Hitching’in yazdığı kitapta, insanlık tarihindeki ilginç olaylar ve bilgiler yer alıyor. Bunlar gerçek olamayacak kadar tuhaf ama bir şekilde gerçek…
İşte bu kitapta, 20-25 yıl önce gazetelerde haber olarak kullandığımız ama unutulup giden, Z kuşağının ise belki de ilk kez okuyacağı bir şahıs devleti örneğine rastladım.
Kitapta şöyle bir bölüm var:
“Türkmenistan’ın eski cumhurbaşkanı Saparmurat Niyazov Türkmenbaşı (1940-2006) ülkesinin kültürüyle bağdaşmadığı gerekçesiyle opera ve baleyi yasakladı. Ayrıca altın diş kullanılmasını, sirkleri, düğünlerde ve kamusal alanlarda kayıttan (kaset-CD gibi) müzik çalınmasını, erkeklerin arabada radyo dinlemesini, sakal bırakmasını da yasakladı. Ayların isimlerini kendi ailesinden kişilerin adlarıyla değiştirdi.
Niyazov’un 2006’da ölümünün ardından onun diş hekimi olan Gurbangulu Berdimuhammedov cumhurbaşkanı oldu. O, operaya izin verdi. Ancak bale yasağı yürürlükte. Onun da tuhaflıkları var. Beyaz rengi sevdiği için ülkeye siyah otomobil ithalatını yasakladı. Siyah arabaların beyaza boyanmasını zorunlu tuttu.”
Tuhaflıklarıyla bilinen, ülkesini şahıs devletine çeviren Niyazov için, Türkiye’de ve demokrasinin beşiği ülkelerde farklı tanımlamalar var.
Şöyle ki… Wikipedia’nın Türkçe sürümünü hazırlayanlar Niyazov’un “halka su, elektrik ve doğalgazı ücretsiz verdiği” bilgisini yazmış.
İnsanın “Halk adamıymış” diyesi geliyor.
Wikipedia’nın İngilizce sürümünü hazırlayanlar ise kendi bakış açılarıyla şu bilgiyi yazmış:
“1999’da Türkmenistan Meclisi onu ömür boyu cumhurbaşkanı ilan etti. Zamanında dünyanın en totaliter, despot ve baskıcı kişilerinden biriydi. Kişisel eksantrikliklerini ülkeye dayattı.”
Sözün özü: Demokratik seçimle gelip ülkesini şahıs devletine çeviren liderler her dönemde çıkıyor…
Yeni bakanlık ne demek?
Geçen hafta şöyle bir haber yayıldı:
“Afet Bakanlığı kuruluyor…”
İktidardan “Böyle bir çalışma yok” açıklaması gelebilir düşüncesiyle bekledim. Ancak gelmedi…
Anlaşılan Afet Bakanlığı kurulması ciddi ciddi düşünülüyor.
Söz konusu haberde, Afet Bakanlığı’nın kurulmasını gerektiren bazı nedenler sıralandı… Örneğin: “Türkiye’nin coğrafi ve jeolojik koşullar açısından yüksek afet riski taşıması. Yerleşim yerleri ve sanayi bölgelerinin afetlere karşı dirençsizliği. Afet yönetim planlarında kurumların yetersiz katılımı.”
Tüm bunları 23 yıllık iktidarlarında ancak şimdi fark edebilmişler.
Aslında bu konuda ilk öneri CHP’den gelmişti. Şu anda Balıkesir Belediye Başkanı olan Ahmet Akın 2023’te milletvekiliyken “Doğal Afetler ve Deprem Bakanlığı kurulmalı” çağrısı yapmıştı. Aynı şekilde CHP lideri Özgür Özel de geçen şubatta “Deprem Bakanlığı” önermişti…
Ancak iktidar bu tekliflere karşılık vermemişti. Eğer Afet Bakanlığı kurulacağı haberi doğruysa insan sormadan edemiyor: Ne oldu da, şimdi bu konu iktidarın gündemine geldi?
Aslında Afet Bakanlığı, geç kalmış doğru bir karar. Sonuna kadar desteklenmeli… Birçok ülkede “Acil Durumlar Bakanlığı” var. Diğer taraftan “Bu yeni bakanlık, yandaşlara yeni kadro ve ihaleler açma planı mı?” diye de düşünmeden edemiyorum…
Çünkü yeni bakanlık ne demek?
Bir yeni bakan demek…
Bu bakan ve bakanlığı için Ankara’da bina ve kadro demek.
Daire başkanlıkları oluşturulması demek.
Bakanlık için 81 ilde, il başkanlığı kurulması demek.
81 ildeki il başkanının kendisi, yardımcısı, memuru, sekreteri, şoförü ve daha pek çok kadro demek. Yaygın bir bakanlık ağı ve örgütlenme demek…
Bakana, yardımcılarına, danışmanlarına, müdürlerine makam araçları tahsis edilmesi demek.
Demek de demek…