Yurttaş devlet için ne yapıyor devlet yurttaş için ne yapıyor!
Türkiye’de en kolay şey “Vatan, millet, Sakarya” edebiyatı yapmaktır.
Sıkıştın mı başlarsın bu edebiyatı yapmaya…
Bir bakarsın herkes seni alkışlıyor, omuzlarda taşıyor.
Siyasetçiysen oy alırsın, bürokratsan el üstünde tutulursun.
Devletin imkanlarıyla saltanat sürersin, işini rahat rahat yürütürsün.
Hele oyuncuysan, kitlelerin karşısında rahatça kılıktan kılığa girebiliyorsan hamaseti istediğin kadar abartabilirsin.
Bu giriş nereden çıktı diye merak ettiniz değil mi?
Anlatayım:
Oyuncu Tamer Karadağlı, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevine atandığı 2023’ten beri ara ara sansasyonel sözleri veya kurumdaki icraatlarıyla gündeme geliyor.
Bu kez Gaziantep Valisi Kemal Çeber’i ziyaretinde söylediği sözler olay oldu. Karadağlı, herkesin “Devletim benim için ne yapacak” dediğini hatırlattı ve ekledi: “Bir de tersini soralım, yani ben devletim için ne yapabilirim. Benim görevi kabul etme nedenlerimden biri de buydu. Ben her şeyi bu ülkede kazandım. Parayı, şöhreti, sevgiyi. Şimdi bir kısmını geri veriyorum, hizmet ederek. Ben elimi taşın altına koydum.”
Yani neymiş, “Devlet benim için ne yapacak?” değil, “Ben devletim için ne yapabilirim?” diyecekmişiz?
Madem öyle yurttaşın devlet için neler yaptığını özetleyelim:
* Bordrolu çalışansak vergimizi daha kaynağında tıkır tıkır ödüyoruz.
* Araba alırken, yüksek vergiler yüzünden 1 araba da devlete
alıyoruz. O arabayı kullanırken MTV,
yakıt alırken KDV+ÖTV veriyoruz.
* Telefona ödediğimiz paranın neredeyse yarısı devlete vergi olarak gidiyor.
* KDV, ÖTV, ÖİV, Damga Vergisi, yurt dışı çıkış harcı, pasaport harcı, ehliyet harcı gibi pek çok kalem için harç ödüyoruz.
* “Otomobilde radyo var” diye, TRT’ye para ödüyoruz.
* Vatandaş erkekse, askerlik yaparak devlete karşı görevini yerine getiriyor.
* Seçim dönemlerinde oy vererek demokratik görevini tamamlıyor.
Özetle, “Askerlik yapıp vergi vererek” devlete karşı en kutsal görevlerini yerine getiriyor. Vatana, millete, ülkesine yararlı evlatlar yetiştirmeye çalışıyor.
Peki karşılığında devlet vatandaş için ne yapıyor?
Devlet;
* Kaliteli bir eğitim sunuyor mu? Sunuyorsa, niye Milli Eğitim Bakanı bile çocuğunu özel okulda okutuyor?
* Sağlık hizmetleri çok mu iyi? İyiyse, niye devlet hastanelerinde aylar sonrasına tetkik ve ameliyat günü veriliyor?
* Güvenlik hizmetleri yeterli mi? Yeterliyse, niye insanlarımız sokaklarda patır patır öldürülüyor?
* Adalet herkesi tatmin ediyor mu? Ediyorsa, niye 2-3 yılda bir yeni yargı reformu paketi yapılıyor?
* İşsizlik sorununu çözebiliyor mu? Çözüyorsa, niye milyonlarca vatandaş yıllardır işsiz?
* Gelir dağılımındaki adaletsizlik ve eşitsizliği sona erdirebiliyor mu? Erdiriyorsa, niye milyonlarca vatandaş açlık sınırının altında geçim savaşı veriyor?
Soruları daha da çoğaltmak mümkün…
İktidara ve bürokratlarına şunu hatırlatmak lazım:
Devlet, insan için vardır. İnsanın olmadığı yerde devlet de olmaz. Vatandaşın devlet için ne yaptığından daha çok, devletin yurttaş için hukuk kuralları çerçevesinde neler yaptığına, sosyal devlet olmanın gereklerini yerine getirip getiremediğine odaklanmak daha iyi sonuçlar verebilir.
Tek derdiniz bu olsun!
Bizde dertler derya. Her gün gündem değişiyor.
İskandinav ülkesi İsveç’te ise gündem başka: Malmö kentinde müfettişler, bir depoda unutulmuş 2260 kavanoz Nutella buldu. İsveç yasalarına göre, menşei bilinmediği için bunların satılması yasak. İmha edilmeleri gerekiyor. Ancak geçen yıl çıkan bir yasaya göre, gıda ve ambalajların çöpe ayrı ayrı atılması gerekiyor.
Yani birileri oturup 2260 kavanozu kaşıkla veya başka bir yolla tek tek boşaltmalı, sonra da kavanozlar geri dönüşüm çöpüne gönderilmeli. Belediye “Bu iş için kaynağımız yok” deyip istisna istedi. İşte İsveç geçen hafta bunu konuştu. Oysa aynı sorun bizde olsa 2260 kavanoz Nutella bazılarınca afiyetle yenilir, sorun kaynağında çözülürdü.