ABD'nin New York eyaletinin Albany kentinde yaşayan 53 yaşındaki Lorenz Kraus, anne ve babasını öldürüp öldürüp evlerinin arka bahçesine gömdüğünü televizyonda itiraf etti.

Açıklamalarının hemen ardından gözaltına alınan Kraus, iki cinayet ve cesetleri gizleme suçlamalarıyla mahkemeye çıkarıldı.

PİŞKİN PİŞKİN ANLATTI

CBS'in iştiraki olan WRGB kanalında Greg Floyd’a konuşan Kraus, "Onları bahçeye gömdüm" dedi. Floyd’un "Evinizin arka tarafına mı gömdünüz?" sorusuna ise "Evet" yanıtını verdi.

Babasını elleriyle boğduğunu anlatan Kraus, annesini ise iple öldürdüğünü açıkladı. "Babam öldükten sonra annem başını onun göğsüne koydu" diye sözlerini sürdüren Kraus "Birkaç saat sonra onun işini de bitirdim" diye ekledi.

Kraus birkaç gün sonra da cesetleri bahçeye gömdüğünü ifade etti.

CİNAYETİ BÖYLE SAVUNDU

53 yaşındaki adam yetkililerin ilgisini ilk olarak, yaklaşık sekiz yıldır kayıp olmalarına rağmen 92 yaşındaki Franz ve 83 yaşındaki Theresia'nın sosyal güvenlik haklarından hâlâ faydalandıklarının ortaya çıkmasıyla çekti.

Yetkililer mayıs ayında gelen bir ihbar üzerine aileyi kontrol etmek istediğinde, yaşlı çifte dair herhangi bir iz bulamadı. Geçen hafta çarşamba günü başlayan kazılarda bahçede iki ceset bulundu.

Anne ve babasının sağlık sorunları yaşadığını anlatan Kraus, annesinin trafik kazasında yaralandığını, babasının da katarakt ameliyatı sonrası araba kullanamadığını söyledi. Cinayeti "merhamet" gerekçesiyle işlediğini öne süren katil oğul, "Anne babamın acısını dindirmek görevimdi" dedi.

Açıklamalarına devam eden Kraus, "toplumun bu tür durumlarla baş edebilmesi için yasaların gevşetilmesi" gerektiğini de savundu.

DERECEYLE MEZUN OLMUŞ

Polis, Kraus’u WRGB stüdyosunun hemen çıkışında gözaltına aldı. Cuma günü mahkemeye çıkarılan sanık suçlamaları reddetti. Hakim, Kraus’un kefaletsiz olarak tutuklu kalmasına karar verdi.

Savcı Lee Kindlon, televizyondaki itirafın davada önemli olduğunu ancak fiziksel kanıt ve tanık ifadelerinin de kritik rol oynayacağını söyledi.

Times Union gazetesine göre Kraus, 1994’te Siena Üniversitesi’nden dereceyle mezun oldu. Ancak yıllar içinde başarısız bir başkanlık kampanyası, komplo teorileri ve antisemit görüşleriyle tanınmaya başladı.