Gazeteci ve akademisyen Dr. Kubilay Çelik, Atatürk’ün doğumundan ölümüne kadar geçirdiği hastalıkları ve mücadele ettiği sağlık sorunlarını “Atatürk Kaç Yıl Yaşadı?’ adlı kitapta topladı.

Kitap, Nobel Yayınları’ndan çıktı. Çelik, kitaba dair şu bilgileri verdi:

- Atatürk, hastalıkların bazılarıyla, çocukluk döneminde tanışmış. O yıllarda yalnızca Osmanlı topraklarında değil, dünyanın birçok yerinde bu hastalıklar hakkında tedavi yoktu. Mustafa Kemal, şu hastalıkları geçirdi: Sıtma, difteri, zatürre, kulak egzaması, böbrek rahatsızlığı, idrar yolları iltihabı, göz rahatsızlığı, cephelerde yaralanmalar, ateşli hastalıklar, diş problemleri, kalp krizleri ve karaciğer rahatsızlığı.

- Bu hastalıkları okuduğumda, hep aklıma şu soru takılıp kaldı. ‘Acaba Atatürk’ün sağlığı yerinde ve hayatı cephelerde geçmemiş olsaydı, daha doğrusu birileri tarafından rahat bırakılsaydı, bu ülke için daha neler yapardı?’

- Atatürk 57 yıllık ömrünün 17 yılını, ilkokul ve disiplinli askeri eğitime harcadı. 18 yılını, sıcak yatak yüzü görmeden, hastalıklarla mücadele ederek, bir cepheden diğerine koşarak, sürgünde, hapiste, ölüm tehditlerinin gölgesinde geçirdi. 15 yılını da Türkiye Cumhuriyet’in kuruluşu ve gelişmesi için harcadı. Ömründen 50 yılı çıkarırsanız, geriye yalnızca 7 yıl kalıyor.

- 22 Ocak 1937’de Yalova’da muayene edilen Atatürk’e ‘siroz başlangıcı’ teşhisi konuldu ve hastalık gizli tutuldu. Atatürk, Başbakan Celal Bayar’ın, yabancı doktor getirmek istediğinden bahsetmesi üzerine “Bizim doktorlara ayıp olur” diyerek reddetti. Günümüzde Atatürk’ün “Beni Türk doktorlarına emanet edin” lafının da buradan çıktığı söylenmektedir.

- Herkes Atatürk’ü “Savarona’da tatil yapıyor” sanıyordu ama, o güvertede talimatlarını hazırlarken, çevresinde 40’tan fazla leğen vardı. Leğenlerin içi buz kaplarıyla doluydu. Yanıyordu, hastaydı. O kadar acı ve ıstıraba rağmen hep vatanı düşündü.

HATAY KURTULANA KADAR TEDAVİ OLMADI

Atatürk hastaydı, ayakta duracak hali yoktu. Ancak tüm dünyaya güçlü görünmek istiyordu. Hatay konusunu takip etmek için, Savarona yatındaydı. Hatay kurtulmadan dönmek istemiyordu. Adana ve sınıra yaptığı seyahatler son derece yorucuydu.