İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun cezaevine gönderildiği operasyonun ardından Saraçhane’de düzenlenen eylemlerde taşıdığı Türk bayrağı elinden alınan ve gözaltına alınarak tutuklanan üniversite öğrencisi Ayberk Ünlü, 68 gün sonra 30 Mayıs’ta özgürlüğüne kavuştu.

Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Antrenörlük Eğitimi Bölümü son sınıf öğrencisi olan Ünlü, cezaevinden çıktığı anlardaki duygularını "Çok heyecanlıydım. Tahliye kararını aldıktan sonra cezaevinden çıkmamız biraz uzun sürdü, birkaç saat bekledik. 70 günün verdiği heyecanla, özlemle, hasretle, çıktığımızda ailemizi görmek gerçekten çok mutluluk vericiydi. İyi hissettik, mutluyduk özgür olmaktan” ifadeleriyle aktardı.

'İSTİKLAL MARŞI'NI CEZAEVİNDEYKEN DE OKUYORDUK'

“İlk kantin hakkımızda kendimize Türk bayrağı aldık, koğuşumuzun duvarlarına, kapılarına astık. Gazetelerden kestiğimiz Atatürk’ün portrelerini de asıyorduk” diyen Ünlü, cezaevinin çıkışında diğer öğrencilerle birlikte İstiklal Marşı’nı okumalarını ise şöyle anlattı:

- "Biz İstiklal Marşı’nı cezaevindeyken de okuyorduk. İlk (olarak) 19 Mayıs’ta, sabah sayımdan sonra avluda hep beraber İstiklal Marşı okuduk. Orada bile o gururu hissettik. İstiklal Marşı’nı okurken hepimizin tüyleri diken dikendi.

- Çıkışta da, hem Cumhuriyet’in çocukları olmanın hem Atatürk’ün izinde gidiyor olmanın verdiği gururla, bu ülkesi için, geleceği için, adalet için bir şeyler yapmak isteyen gençler olduğumuz için, İstiklal Marşı’nı okumak, herkesin de okuduğunu görmek istedim. Böyle bir karar aldık, çıkışta da okuduk İstiklal Marşı’nı okuduk ve çok gururluyduk

- Ben gerçekten vatanını, milletini seven biriyim. Küçüklüğümden beri hep böyle yetiştim. Bayrağına aşık biriyim. İlk milli takım forması giydiğimde 16 yaşındaydım. O gün o formayı giydiğimde yaşadığım gururun aynısını Saraçhane’de o bayrağı sallarken de yaşıyordum...

- Ben orada gerçekten ne bir slogan atmış, ne polise taş atmış şişe fırlatmış biri değilim. Asla da yapmam... O gün benim Saraçhane’de bulunmamın tek sebebi Türk Bayrağı sallamaktı, sadece de Türk Bayrağı salladım.

- Bayrak gittikten sonra ben de döndüm arkamı gidiyordum, oradaki kalabalıkla beraber uzaklaşıyordum. Orada başka insanlar gözaltına alınıyor, darp edilenler oluyordu. Marmaray’a yürürken bir anda arkamda koşuşturmacayı duydum.

- Bir baktım polisler üzerimize doğru koşuyor. O an düşündüm, ben sadece Türk Bayrağı sallamışım, kaçmam gerektiğini düşünmedim açıkçası. Bir suç işlemedim, yanlış bir şey yapmadım; orada gittim gururla Türk bayrağını dalgalandırdım ve evime dönüyordum. Ve gözaltına alındım.

'YATTIĞIM YATAK RAHAT DEĞİLDİ AMA VİCDANIM RAHATTI'

- Bir yerden sonra neden burada olduğumuzu sorgulamak değil de, çıkınca ne yapacağımı sorgulamayı düşündüm. Çünkü sürekli haberlerde görüyoruz, cinayet haberleri, kadın cinayetleri, trafik kazaları, ekonominin gidişatı, içeride iyice moralimiz bozulmaya başladı.

- Bu süreç bittikten sonra ne olacak? Dışarıda beni güzel bir hayat beklemiyor sonuçta. 18 yaşında Bursa’dan çıkıp, İstanbul’a okumaya geldim, 4-5 senedir tek başıma mücadele ediyorum. Hem çalışıyorum, hem okuyorum, dedim 'bu mücadelenin içinde sürükleneceğim, nereye kadar gidecek? Geleceğimi kurtarabilecek miyim?'

- Diplomamı da alamadım. Bu sene normalde son dersimi de verip mezun olmam gerekiyordu, şimdi 1 sene daha bütün bu süreç uzadı. Zaten gelecek kaygıları hepimizin vardı, bizim bu saatten sonra daha da fazla gelecek kaygımız olacak. Yatmadan önce, neden orada olduğumu sorguluyordum. Yattığım o yatak rahat değildi belki ama en azından vicdanım rahattı."