Çok dillilik, dikkat dağıtıcı unsurları görmezden gelme, karmaşık görevleri planlama ve yeni bilgilere uyum sağlama gibi “yürütücü işlevleri” geliştirdiği iddiasıyla uzun süredir araştırılıyor. Hatta bazı çalışmalar, iki dil bilen kişilerin demans başlangıcını ortalama dört yıl geciktirdiğini öne sürüyor. Ancak bu sonuçlar her zaman tekrarlanmadığından, uzmanlar etkinin kesin doğası konusunda temkinli.
DİL ÖĞRENMEK İÇİN ASLA GEÇ DEĞİL
2019’da yapılan bir araştırma, yetişkinlikte orta düzeyde dil öğreniminin yürütücü işlevleri belirgin biçimde geliştirmediğini, ancak yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi yavaşlattığını ortaya koydu. En büyük faydaların, ikinci dili derinlemesine öğrenip günlük yaşamda aktif olarak kullananlarda görüldüğü belirtiliyor.
EN GÜÇLÜ ETKİ GÜNLÜK KULLANIMDA
Araştırmalar, günlük hayatta sık sık dil değiştiren kişilerin daha fazla bilişsel avantaj sağladığını gösteriyor. Örneğin çevirmenler ve tercümanlar üzerine yapılan çalışmalar, bu kişilerin zihinsel esneklik gerektiren görevlerde tek dil konuşanlara göre daha hızlı olduklarını ortaya koyuyor.
Çok dillilerin tek dillilerden farklı sosyoekonomik koşullara sahip olabileceği, bu nedenle bazı bilişsel avantajların dilden bağımsız gelişebileceği vurgulanıyor. Öte yandan, eğitim olanaklarının sınırlı olduğu bölgelerde çok dilliliğin çocukların beyin gelişimine daha fazla katkı sağladığı gözlemleniyor.
Yaş da önemli bir faktör. Çalışmalar, çok dilliliğin etkilerinin küçük çocuklar ve yaşlılarda genç yetişkinlere göre daha güçlü olduğunu gösteriyor. Altı yaşından küçük çocukların üçte ikisinde bilişsel avantaj saptanırken, bu oran 6-12 yaş aralığında daha düşük çıkıyor.
BEYNİ KORUMANIN BİR PARÇASI
Kanadalı araştırmacı Ellen Bialystok, çok dilliliğin sağladığı bilişsel korumayı delikli İsviçre peynirine benzetiyor. Tek başına tam koruma sağlamasa da, egzersiz gibi diğer beyin dostu aktivitelerle birleştiğinde daha güçlü bir kalkan oluşturuyor.
Sonuçlar her ne kadar değişken olsa da, dil öğrenmenin tartışmasız en büyük avantajı açık: Daha önce iletişim kuramayacağınız insanlarla konuşabilmek. Uzmanlara göre, bu tek başına bile yeni bir dil öğrenmeye başlamak için yeterli bir sebep.