Hafıza ve konuşma gibi bilişsel becerilerde gerilemeye neden olan demans nedeniyle her yıl 100 binden fazla kişi hayatını kaybediyor. Etkili bir tedavisi olmayan bu hastalığa Türkiye'de en az 800 bin kişi yakalanmış durumda.
New Zealand'daki araştırmacılar, bazı göz sorunlarının alışılageldik belirtilerin ortaya çıkmasından çok daha önce demansın habercisi olabileceğini iddia ediyor.
Otago Üniversitesi'nden ve aynı zamanda çalışmanın yazarlarından olan Ashleigh Barrett-Young, araştırmaları sırasında beyinle doğrudan bağlantılı olan retinaya baktıklarını belirtti. Göz küresinin iç yüzeyini kaplayan retina, ince yarı saydam, hafif pembe-kırmızı renkli bir zar.
İŞTE ÜÇ GÖZ SORUNU
Alzheimer'ın ilerleyişinin izlerinin retinada görüldüğünün düşünüldüğünü söyleyen Barrett-Young, demans riski altındaki kişileri belirlemek için retinaya bakmanın iyi bir erken teşhis aracı olabileceğine vurgu yapıyor.
Ekip bu amaçla Yeni Zelanda'da uzun süredir yürütülen bir çalışmadaki göz tarama verilerini inceledi.
Journal of Alzheimer’s Disease dergisinde yayınlanan çalışmalarında elde ettikleri bulgular şu şekilde: Daha dar atardamarlar (kanı kalpten uzaklaştıran damarlar), daha geniş toplardamarlar (kanı kalbe taşıyan damarlar) ve retinanın daha ince sinir lifi katmanlarına sahip olması yüksek demans riskiyle bağlantılı.
Damar ve sinirlerdeki bu farklılıklar, bulanık görme ya da görme kaybı gibi belirtilerle kendini gösterebiliyor.
ÖZELLİKLE YAŞLILARDA ÖNEMLİ
Görme bozuklukları uzun zamandır özellikle yaşlı yetişkinlerde bilişsel gerilemeyle bağlantılı olarak görülüyor.
Geçen yıl yapılan bir çalışmada görüş hassasiyet testinin demansı resmi teşhisten 12 yıl önce tahmin edebileceğini göstermişti.