İLKE ÇITIR / NEFES
Bir yanda “Şahlandık… Çağ atladık…” söylemleri bir yanda başkentte bile terminallere sığınan yaşamlar.
Ankara’da, geçim sıkıntısı nedeniyle kiralık ev tutamayan ve bir pansiyonda dahi kalacak bütçesi olmayan vatandaşlar, Ankara Şehirler Arası Otobüs Terminali’nde (AŞTİ) konaklıyor.
Türk-İş Kasım ayı verilerine göre, açlık sınırı 29 bin 828 liraya, yoksulluk sınırı ise 97 bin 159’a ulaştı. Devam eden enflasyon ve geçim sıkıntısı vatandaşı çaresiz bırakırken dar gelirli için barınma bile lüks oldu.
Ankara’da en düşük kiralık ev fiyatı 15 bin liradan başlıyor. Yani, asgari ücretle geçinen biri maaşının en az yüzde 68’ini ev kirasını ödemek zorunda kalıyor.
Başkentte geçim sıkıntısı nedeniyle başlarını sokacak çatı bulamayan dar gelirli, soğukta sokakta kalmamak için çareyi AŞTİ’de konaklamakta buldu.
Evsizler, şehirlerarası otobüs terminalinin üst katında barınmaya çalışıyor. Burada yaklaşık 70 kişi konaklıyor. Bu kişiler arasında; emekli maaşıyla geçinemeyen emekliler, icralık olanlar, iş bulma umuduyla başkente gelenler ve eşinden gördüğü şiddetten kaçarak hayatı yeniden başlamaya çalışan kadınlar bulunuyor.
Ankara’nın meşhur kışının yaklaştığı bu zamanda ilkbaharı şimdiden dört gözle bekleyen “Başkentin evsizleri” maruz kaldıkları mağduriyetleri NEFES’e anlattı.
“DEVLETİ YANIMDA GÖREMİYORUM”
Eşinden gördüğü şiddet nedeniyle boşanan 37 yaşındaki Nazlı Yaylagül, yeni bir hayat kurmak için Yozgat’tan Ankara’ya geldi ama hayal kırıklığı yaşadı.
Yaylagül, “Kadın sığınma evinde 6 ay kaldım. Sonra hayata yeniden başlamayı, iş bulmayı denedim, olmadı. 14 yaşındaki çocuğuma bakamadığım için sevgi evinde. Yanına gitmeye yol param yok. Sosyal yardım diye 1000 lira verdiler. Devleti göremiyorum” dedi.
“ÖLÜMÜZ BURADAN KALDIRILACAK”
55 yaşındaki Serpil Güngör, borçları nedeniyle icralık oldu. Daha önce babasının 16 bin 881 liralık emekli maaşıyla geçindiğini belirten Güngör, icra nedeniyle bu parayı da kullanamadığını söyledi.
Güngör, “Aşçıyım. Yıllardır sigortasız işlerde çalıştırıldık, emekli olamadık. Üstümüz başımız kir, pas içinde. Banyo 350 lira, yapamıyoruz. Bu soğukta oğlumla beraber terminalde kalıyoruz. Soğuklar geldi, cansız bedenlerimizi terminalden kaldıracaklar” diye konuştu.
“ÜLKE İÇİN YILLARCA ÇALIŞTIM, SONUM TERMİNAL OLDU”
66 yaşındaki işçi emeklisi M.Ç., 2015’te emekli oldu. En düşük emekli maaşı olan 16 bin 881 lirayla hayatta kalmaya çalışan M.Ç., 10 yıldır pansiyonlarda ve parası yetmediği durumda ise terminalde konaklıyor.
M.Ç., “14 gün boyunca günlüğü 600 lira olan pansiyonda kaldım. 8 bin 400 lira ödedim. Maaşımı almaya iki haftadan fazla vakit vardı, mecburen pansiyondan ayrıldım. Şimdi terminalde konaklayarak ay sonunu getirmeye çalışıyorum ama para yine uçup gitti. Burada bir bardak çay 40 lira, alamıyoruz. Hayırsever bir çay ocağı sahibi var, evsizlere 10 liradan çay veriyor. Barınma evine başvurmuştum ancak emekli maaşım olduğunu öğrenince kabul etmediler” dedi.
AŞTİ’nin karşısında bulunan holding binalarını işaret eden M.Ç., “Para onlara gidiyor. Ben yıllarca bu ülkeye çalıştım ama vaziyet bu” diye konuştu.
“BİR HAFTA YEMEK YİYEMEDİĞİMİZ ZAMANLAR OLUYOR”
Bolu’dan başkente iş bulma umuduyla gelen D.K.A. ve eşi Y.Ö., altı aydır terminalde konaklıyor. D.K.A., “Bütün yetkili kurumlara gidip başımızı sokacak ev ve iş istedik. Elimizden tutan olmadı, 1000 lira yardım verip gönderdiler. Bana ‘kalacak yerin yoksa kadın sığınma evine git’ dediler. Eşim ne olacak? Biz 80 kilo olan insanlardık, sokakta kaldığımdan beri 60 kilolara düştük. Bir hafta yemek yemediğimiz zaman oldu. Çöpten ekmek yedik, yine de dilenmedik. Çamaşırımızı bile terminaldeki tuvalette yıkayıp bankların üstünde kurutuyoruz” ifadelerini kullandı.