Merkez Bankası'nın (TCMB) Kasım 2025 Finansal İstikrar Raporu’na göre, bireysel kredilerde riskler artış eğiliminde. Ancak yaz aylarında devreye alınan yapılandırma imkânı bu yükselişi sınırlamış vaziyette.

TCMB 2025 yılı ikinci Finansal İstikrar Raporu’nu yayımladı. Raporda, sıkı finansal koşulların iç talepte dengelenmeye ve dezenflasyon sürecine destek verdiği vurgulandı.

Merkez Bankası Başkanı Dr. Fatih Karahan, rapor için kaleme aldığı önsözde kredi büyümesinin dezenflasyon patikasıyla uyumlu seyrettiğini, yabancı para kredi büyümesinin ise makroihtiyati adımlar sayesinde yavaşladığını belirtti.

Türk lirası varlıklara ilginin arttığına dikkat çeken Karahan, rezervlerin güçlendiğini ve kur korumalı mevduat bakiyesinin düşük seviyelere gerilediğini ifade etti.

Önsözde ayrıca, küresel belirsizliklere rağmen ülke risk primindeki iyileşmenin sürdüğü, bankaların güçlü likidite ve sermaye tamponlarıyla makro finansal istikrara katkı sağladığı kaydedildi.

KREDİ BÜYÜMESİ ILIMLI SEYREDİYOR

Raporda küresel belirsizlik ve jeopolitik risklerin finansal piyasalarda oynaklığı artırdığı, buna rağmen Türk lirası varlıklara ilginin güçlü seyrettiği belirtildi.

Raporda ayrıca sıkı parasal duruşun kredi büyümesini ılımlı hale getirdiği, ticari kredilerde TL ağırlığının arttığı ve bireysel kredilerin büyümeye yukarı yönlü katkı sağladığı belirtildi.

Bankacılık sektöründe aktif kalitesinde sınırlı bozulma görülürken, bireysel kredi ödemelerinde gecikme eğiliminin yükseldiği belirtilti. Rapora göre, ekim ayı itibarıyla sektörün toplam tahsili gecikmiş oranı tarihsel ortalamasının belirgin altında yüzde 2,4 seviyesinde olurken bireysel kredi TGA oranı tarihsel ortalamasının üzerinde seyretti.

Yakın izlemedeki kredi oranının ise yüzde 8,2 seviyesinde yatay bir seyir izlediği belirtildi.

Reel sektörün borçluluğunun milli gelire oranla düşük seyrettiği, yabancı para borçlanmanın ise döviz geliri olan firmalar sayesinde riskleri sınırladığı vurgulandı. Hanehalkı borçluluğunun düşük olduğu, TL mevduat tercihinin güçlü kaldığı ve yatırım fonlarıyla tasarrufların çeşitlendiği kaydedildi.

Bankaların güçlü likidite tamponları, artan dış borçlanma kalitesi ve iyileşen kârlılık performansı finansal istikrara katkı sağlayan unsurlar olarak öne çıktı.