Silivri'de meydana gelen 6.2 büyüklüğünde deprem ve devamında yaşanan artçı depremlere ilişkin uzmanlar değerlendirmede bulundu.

“FAYIN BİR KISMI KIRILDI, UCUZ KURTULDUK”
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi'nin (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İstanbul açıklarındaki 6.2 büyüklüğündeki depreme ilişkin, “Deprem Kuzey Anadolu Fayı üzerinde meydana geldi. Fayın tümü değil bir kısmı kırıldı. Ucuz kurtulduk, geçmiş olsun" dedi.
DEÜ Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, depremi değerlendirdi. Prof. Dr. Sözbilir, “Depremin şiddetini göz önüne aldığımızda tsunami etkisini beklemiyoruz. Artçı sarsıntıların olması iyi bir şey. Deprem Kuzey Anadolu Fayı üzerinde meydana geldi. Fayın tümü değil bir kısmı kırıldı. Birkaç saat sonra gelen bilgiler ışığında fayın nereden ne kadarının kırıldığını daha iyi anlayacağız." dedi.
"BÜYÜK BİR DEPREM DEĞİL AMA GENİŞ BİR ALANDA HİSSEDİLDİ"
Prof. Dr. Hasan Sözbilir, depremle ilgili "Deprem Kuzey Anadolu Fayı üzerinde meydana geldi. Silivri'ye yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta. Büyüklüğü ortalama 6 civarında. Mal ve can kaybımız yok. Sınırda olan bir deprem. 6 büyüklüğü bir eşik değer. Ülkemiz için orta büyüklükte bir deprem. Büyük bir deprem değil ama geniş bir alanda hissedildi. Bu da sığ odaklı bir deprem olmasından kaynaklı. 300 kilometre yarıçaplı alandaki herkes sallanır" dedi.
"BEKLENEN DEPREM DEĞİL"
Depremin büyük İstanbul depremi olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Sözbilir, şöyle konuştu:
- "Bu deprem büyük İstanbul depremi değil, o fayın üzerindeki bir deprem. Küçük ölçekli bir fay kırıldı. Onun da bir kısmı kırıldı. Fay eğer parça parça bu tarz depremlerle kırılırsa büyük İstanbul depreminin oluşma olasılığı azalır. Gerçekleşme olanağı azalır. Çünkü kırılacak fay kalmaz. Gelecekte de fayın bu büyüklükteki depremlerle kırılması iyi olur. Artçı depremler bir hat boyunca ilerliyor. Faydaki engellerin hepsi kırılıncaya kadar artçı depremler devam eder."
DEPREMİN ŞİDDETİ 7.7 OLARAK ÖLÇÜLMÜŞ
Depremin şiddetinin fay üzerinde 7.7 olarak ölçüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Sözbilir, "Şiddet haritasına göre fayın üzerinde depremin şiddeti 7.7 olarak ölçülmüş. Fayın üzerinde olsaydık can veya mal kaybı yaşardık. Faydan 25 kilometre uzakta olduğumuz için 6 şiddetinde hissetmişiz ve çok büyük bir problem olmamış" diye konuştu.

“EVE GİRMEYİN UYARISI”
Jeofizik yüksek mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, İstanbul’da Marmara açıklarında meydana gelen depremlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ercan, "Sabah olan 4 büyüklüğündeki deprem bu depremin öncüsüdür. Arkasından 6.2 büyüklüğünde 13 bin km derinliğinde ana deprem oluştu. O ana depremin oluştuğu derinlik granit katmanın tam tabanında oluştu. Kuzey Marmara’da beklenen en derin depremlerden bir tanesi gerçekleşti. Kuzey Anadolu kırığı boyunca sağ atımlı bir deprem olarak gerçekleşti. Yaklaşık denizin içinde 7 ila 10 km bir kesimi kırmış olabilir. Buradaki birikmekte olan gerginliğin bir kısmını boşalttı ama gerginliğin tamamı boşalmadı” ifadelerini kullandı.
Ercan sözlerine şöyle devam etti:
“Bunun ardından beklediğimiz 7,7 olabilir mi ne zaman olabilir bu konuda bir bilgimiz yok. Bu 7,7’lik bir depremin olabilmesi için 6 milyar gigatonluk bir güçle bastırması gerekiyor, eğer bu güç oluşmuş olsaydı zaten kırılma gerçekleşirdi.
Bir kişinin depremden ölmesinin Türkiye’ye maliyeti 1 milyon 250 bin dolar ile 2 milyon 500 bin dolar arasında değişiyor. Ülkenin kalkınma hızı da 1-2 puan geriye düşüyor. Bu deprem bile Türkiye’nin ekonomisine etkileyecektir. Benim halka önerim özellikle bugün için evlerine güvenmiyorlarsa evleri sağlam olan dostlarının yanında kalsınlar birkaç gün. Sağlam konutta oturan varsa kaygılanmadan oturmaya devam edebilirler. Deprem daha büyük olsaydı o zaman bir yıkımdan söz edebilirdik.”

“ENERJİ TRANSFERİ VASITASIYLA KIRILMALAR YAŞANABİLİR”
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, yaşanan depremlere ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu, beklenen bir depremdi. Biliyorsunuz 1999 Marmara Depremi’nden sonra özellikle Yalova açıklarından başlayıp Tekirdağ, Silivri açıklarına kadar devam eden bir kesimdi. Kırılmayan Kuzey Anadolu fayının ilgili segmentlerinin her an kırılabileceği, buranın bir sismik boşluk olduğu ve bunun kırılması sonucunda bölgede hasar yapıcı veya can kayıplarına neden olan olguların beklenebileceğine ilişkin değerlendirmeler zaten neredeyse her gün basında ifade edildi. Yapılan bilimsel çalışmalar, bunu gösteriyordu zaten. O yüzden bizler için sürpriz ve öngörülmeyen ve hiç bilinmeyen bir konu değildi. Bunu özelikle belirteyim.
İkincisi, bölge halkına geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. Burada yaşayan yurttaşlarımız önemli bir süreçten geçiyorlar. 6.2 şiddetinin görece düşük olması hepimiz için sevindirici. Hiç olmaza can veya olası hasarların daha düşük olabileceği yönünde beklentilerimi ifade edeyim. Bizler, İstanbul Jeoloji Mühendisleri Odası şubemiz vasıtasıyla süreci takip ediyoruz.
Anadolu Yakası’nda yaşayan vatandaşlarımız, görece biraz daha az hissetmişler buradaki depremi. Avrupa Yakası, özellikle Silivri ve Tekirdağ bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın daha çok hissettikleri yönünde bize bildirimler geldi. Hasar dağılımına ilişkin henüz net bilgilere sahip değiliz, çok yeni. Toplumumuzun, o bölgede yaşayan insanlarımızın olası artçı sarsıntılardan etkilenmemeleri ve olası can kayıpların önlenmesi amaçlı dikkatli olmaları, bütün vatandaşlarımızın afet toplanma alanlarında süreci takip etmeleri gerektiği yönündeki düşüncemi de paylaşmak isterim.
6.2 büyüklüğü, ve devamında yaşanan artçı depremlerin ardından yine aynı şiddetle bir depremin yaşanıp yaşanmayacağı sorusuna Alan, “Olabilir çünkü öyle anlaşılıyor. Bu bölgede üç parçalı, kırılmayan farklı segmentlerden bahsediliyordu yapılan bilimsel çalışmalarda. Bunlarda da enerji transferi vasıtasıyla kırılmalar yaşanabilir. Dikkatli olmakta fayda var.”
Her depremde aynı soru: Nerede toplanacağız?Gündem