Bugün 23 Nisan.
Bundan tam 105 yıl önce tüm dünyaya örnek olan Milli Kurtuluş Savaşımızın başladığı gün.
23 Nisan 1920’de Mustafa Kemal önderliğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi kuruldu ve milli mücadelenin meşalesi yakıldı.
Büyük Atatürk bu kutlu günü “Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı” ilan etti.
Çok anlamlıydı bu günün çocuklara ithaf edilmesi.
Atatürk bir anlamda milli bir meclisin açılmasını, küllerinden doğan bir devletin çocukluk dönemi olarak tanımlıyordu.
19 Mayıs milli mücadelenin başlaması için Anadolu’ya geçiş günüydü ve bu gün gençlere verildi. Çünkü büyük mücadeleyi öncelikle gençler verecek, savaştan sonra ülkenin kalkınması için var güçleriyle çalışacaktı.
30 Ağustos büyük zaferin silahla kazanılmasının onuruyla silahlı kuvvetlerin bayramı oldu.
Ve 29 Ekim, yeni devletin taçlanmasını sağlayan cumhuriyet bütün milletin bayramı oldu.
Genç Türkiye Cumhuriyeti milli bağımsızlık, milli egemenlik, demokrasi ve hukuk devleti temelleri üzerine oturtuldu.
Dünyaya kafa tutmayan ama dik duran, ülkesinin çıkarlarını önde tutan, kimseye kin ve nefret beslemeyen, dostunu kollayan, düşmanını korkutan bir cumhuriyetti bu.
Ama yıllar içinde erozyona uğradı bu ilkeler.
Hele bugün geldiğimiz hale bir bakın.
Kim milli egemenlikten, bağımsızlıktan, hukuk devletinden ve demokrasiden bahsedebiliyor ki artık.
Ekonomimiz güçlü devletlerin başkanlarının iki dudağı arasında, askeri gücümüz uluslararası bir paktın ellerinde, egemenliğimiz ve bağımsızlığımız tartışılır halde, demokrasi tümüyle rafa kaldırılmış, hukuk devleti parti devletine dönüşmüş durumda.
Ama şunu çok iyi biliyoruz.
Bu ahval ve şerait altında muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut.
Korkuya, endişeye, karamsarlığa kapılmanın alemi yok.
Bu büyük millet her badireyi aşacak güçtedir.
Bİ SOR BAKALIM
Verimli ve olumlu ne anlama geliyor?
Bir açılım rüzgârı esiyor esmesine de nasıl sonuçlanacağı hâlâ bilinmiyor.
DEM Parti heyeti 4’üncü kez İmralı adasında ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilmiş terörist Abdullah Öcalan’ı ziyarete gitti.
Her ziyaretten sonra hep aynı açıklamalar yapıldı; “Görüşme çok olumlu ve verimli geçti.”
Aynı şekilde partilerle yapılan görüşmelerden sonra da bu klişe açıklama yapıldı.
Olumlu ve verimli ne anlama geliyor?
Bunu bilen yok.
Millet olarak şunları öğrenmek istiyoruz;
Bu açılım sonunda nasıl bir Türkiye manzarası olacak?
Terörsüz Türkiye ne demek?
PKK’nın silah bıraktığını nasıl anlayacağız?
Terörist Abdullah Öcalan’a ne olacak?
PYD’nin kurduğu devlet resmen tanınacak mı?
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Cumhurbaşkanına hakaret de neyin nesi?
AKP genel başkanı Erdoğan konuşurken vatandaşın biri “AKP sebep, enflasyon sonuç” yazan pankart açmış.
Ve tutuklanmış.
Neden?
Çünkü bu pankartın cumhurbaşkanına hakaret olduğuna karar verilmiş.
Dünyanın hukuk açısından en geri ülkesinde bile yaşanmaz böyle bir olay.
Savcılar muhtemelen Erdoğan’ın “Faiz sebep enflasyon sonuç” tezine bir gönderme olarak kabul etmişler bu cümleyi.
Velev ki öyle, özgür bir vatandaşın bir düşüncesini açıklaması suç mu?
Artık öyle günler yaşıyoruz ki, yargı sopasını kullanan iktidar akla gelecek gelmeyecek her bahaneyi kullanarak insanları hapse atabiliyor.
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
Bakanın baltaya ihtiyacı yok
Bakalım gazeteci Erdem Beliğ Zaman bugün için neler göndermiş;
Dinci Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, liseli protestocu öğrencilerin ellerinde baltalarla saldırı düzenlediğini söyledi! Kendileri baltaya hacet görmeden eğitim sistemini gerici elleriyle parçaladı!
***
Rize’de bir kişi 2. Abdülhamid kostümüyle sınıfta ders anlatmış… Söz konusu kişi kostüm giymeye alışkın olmalı zira sınıf kürsüsünde ders anlatabildiğine göre o güne kadar da öğretmen kostümü giyinmiş!
GÜNÜN SÖZÜ:
“TRT, kamuoyuna sunduğu doğru, ilkeli ve bağımsız haberlerle hem ülkemizde hem de uluslararası alanda örnek gösterilen bir medya kuruluşudur.”
GÜNÜN SORUSU?
Erdoğan neden Bahçeli’yi ziyaret etmiyor?