DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Siyaset operasyonlara kilitlenmişken AKP genel başkanından beklenmedik bir çıkış geldi biliyorsunuz.

Erdoğan yeni bir anayasa yapmak için CHP ile el ele verilmesini isterken, “Benim adaylık derdim yok, her şey Türkiye için” dedi.

CHP anında “Anayasaya uymayan biriyle yeni anayasa mı yapılır?” diyerek tavır koyarken AKP’liler ise sessizliğe büründü.

Muhtemelen Erdoğan bu açıklamayı kendi adamlarına söylemeden kamuoyuna yaptı, bu nedenle AKP’liler endişeli biçimde konunun açıklığa çıkmasını bekliyor.

Ama Bahçeli öyle değil.

Erdoğan’dan bile daha fazla Erdoğancı olan Bahçeli adına hemen bir açıklama yapıldı.

Bahçeli “Benim tekrar aday olma derdim yok ifadesi bizim nazarımızda adil ve hakkaniyetli bir hal beyanı değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin, yeni yüzyılın yol haritasını çizen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a çok ihtiyacı olduğu tartışmasız bir tarih ve hayat gerçeğidir” deyiverdi.

Bahçeli’nin aklında anayasa falan yok. Bahçeli Erdoğan’ın bir daha aday olamayacağını da hiç dikkate almıyor.

Diyor ki “ne olursa olsun Erdoğan görevinin başında kalacak.”

Erdoğan olmazsa MHP’nin de olmayacağının net bir itirafıdır bu son açıklama.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

CHP’den garip bir vefasızlık

Geçen hafta CHP grubunda meclisin ikinci çalışma dönemi için meclis başkanlık divanı seçimi yapıldı.

Kısa bir süre önce mecliste Can Atalay ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararını okutan Gülizar Biçer Karaca CHP milletvekilleri tarafından bu göreve yeniden seçilmedi.

Karaca’nın Can Atalay kararını okutması Meclis başkanını çileden çıkarmıştı.

Erdoğan karşısında zorda kalan Kurtulmuş Karaca’yı korsan eylem yapmakla suçlamıştı.

Ancak Kurtulmuş’un imdadına CHP milletvekilleri yetişti ve Gülizar Biçer Karaca’yı yeniden başkanlık divanına seçmedi.

Bu vefasızlık niye yapıldı acaba?

Onca karşılıklı ağır suçlamalara rağmen arada bir anlaşma mı yapıldı yoksa?

ÇOK GÜLDÜM

Aman, bu fıkranın bizle ilgisi yok

Bu hafta Yıldırım Tuna’dan gelen fıkrayı okuduktan sonra bunun Türkiye’de yaşanabileceğini düşünenler olabilir.

Sakın haaa. Yok öyle bir şey. Tamamen başka ülkede olan bir olaydır bu.

Gelin okuyalım birlikte;

Kasaba yönetimi yolsuzluk iddiaları ile çalkalanırken polis merkezinin telefonu çalmış, karşıdaki ses kendini tanıttıktan sonra “Komşumu ihbar etmek için arıyorum. Aldığı rüşvetleri odunların içini oyup orada saklıyor” demiş ve telefonu kapatmış.

Ertesi gün polis sabahın köründe bahsedilen eve baskın yapıp odunların olduğu kulübeyi didik didik aramış, her bir kütük ince parçalara ayrılmış, ancak hiçbir şey bulamayıp çalışmaktan kan ter içinde kalan polisler mecburen ayrılmışlar.

Bizim ihbarcı komşusunu hemen “Polisler geldi mi?” diye aramış.

“Evet?”

“Kışlık odunlarını ince ince kırdılar mı?”

“Evet?”

“Harika.. Bunlar tam gaza gelmişken şimdi sıra sende. Benim için ‘Rüşvet paralarını bahçesine gömerken gördüm’ de. Aylardır canımıza okudular, bari bahçemi de sürsün keratalar!”

GÜNÜN SÖZÜ

İktidar İmamoğlu’nun fotoğrafını, Bahçeli’nin ise sesini yasakladı.

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

Gitmekle gelmek arasındaki fark

Bu pazar için gazeteci Erdem Beliğ Zaman’dan iğnelemeleri sunuyorum;

Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de her on kişiden yedisi ekonominin kötüye gittiğini düşünüyormuş. Geriye kalan üçü, gitmek fiiliyle gelmek fiilini ayırt edemeyenler sanırım!

***

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bazı velilerin erkeklerle birlikte okumasını istemedikleri için kızlarını okula göndermediğini söyledi. Bu gerici zihniyetle mücadele etmek yerine karma eğitimin delinip, kız okullarının açılması gerektiğini ifade etti. Bizdeki eğitim şu an için “karma”; bakanın kafasıysa “karmakarışık”!

***

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyaseten zora girince boyuna gaz bulduk açıklaması yapıyor. Bizim milletin çok kolay “gaz”a geldiğini iyi biliyor!

KOMİK

Başına bir şey gelmez tabii

Silivri’de Ahmet Özer’in duruşmasını izleyen ve İmamoğlu’nu da ziyaret eden Özgür Özel burada yaptığı açıklamada “Salı gününe kadar süre veriyorum, AKP’nin yolsuzluklarını açıklamaya başlayacağım, ilk olarak da Fatih belediyesini anlatacağım” demişti.

Fatih belediye başkanı Mehmet Ergün Turan telaşla cevap vererek “bir genel başkan böylesine bir cümle kullandıysa ona da bu konuda haddini bildirmem gerekiyor” diye konuşmuş.

Tabii Turan AKP’li, korktuğu bir şey yok. Velevki büyük yolsuzluk dosyası çıksa bile hakkında soruşturma açılabilir mi?