ANALİZ

İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırım operasyonu neredeyse iki yılını dolduracak.

Bu süreçte dünyadan İsrail’e çok yoğun tepkiler geldi ama sonuç alınamıyor.

Çünkü “gereğini yapmak” durumunda olan ülkelerin hepsi Amerika’ya bağımlı ve İsrail’le çok ciddi ilişkileri var.

Türkiye dahildir buna.

Ama kamuoyunda yaratılmak istenen algı tam tersi.

Bu süreçte “Gazze dramını sona erdirmek için en çok çaba gösteren kişi Erdoğan” propagandası yapılıyor.

Sade vatandaşlar Erdoğan’ın ve diğer iktidar sözcülerinin laflarına bakarak İsrail’e karşı sağlam bir kale olduğumuzu düşünüyor.

Oysa durum tam tersi.

Türkiye görünürde çok bağırıyor, çağırıyor, dünyayı harekete çağırıyor ama eyleme gelince hiçbir şey yapılmıyor. Hatta Türkiye’deki protesto gösterileri bile Erdoğan iktidarının ürünü değil, hafta sonunda Ayasofya önünde yapılan gösteriler eş zamanlı olarak dünyanın birçok büyük kentinde yapıldı.

Hesapta Erdoğan iktidarı İsrail’e karşı belki çok sert açıklamalar yaptı buna karşı İsrail’i gerçekten sıkıntıya sokacak, canını acıtacak, geriletecek hiçbir şey yapılmadı.

ÖNERİ

Müslüman ülkeler ağlamasın

İsrail iki yıllık süreç sonunda Gazze’yi tümüyle işgal edeceğini ve burada yaşayanların başka yerlere sürüleceğini açıkladı.

Müslüman ülkelerde “tık” yok.

Hesapta en çok sesi Erdoğan iktidarı çıkarıyor ama bu sadece “gök gürültüsü” ama bir türlü “yağmayan yağmur” kıvamında.

Erdoğan’ın bütün çağrıları batı ülkelerine yönelik, oradan medet umuyor.

Oysa İsrail tümüyle Müslüman ülkeler tarafından çevrili, ortada adeta “bit gibi” kalıyor.

Müslüman ülkeler örneğin İsrail’e ambargo uygulayabilir.

İsrail’in tüm hava ulaşımı durdurulabilir.

İsrail’e giden bütün kara ve deniz yolları kapatılabilir. Müslüman ülkelerden oluşacak sembolik de olsa bir “askeri gücün” Filistin’de konuşlanması sağlanabilir.

Yine Müslüman ülkelerden oluşacak bir ortak donanma Gazze açıklarına tıpkı Amerikan ve NATO ülkeleri donanmaları gibi gelebilir.

Erdoğan batı ülkelerine parmak sallayacağına Müslüman ülkelere bunları hiç önerdi mi?

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Bahçeli Erdoğan’ı kızdırdı mı?

Tam da Bahçeli’nin “Başta belediyeler olmak üzere süren operasyonların hukuki süreci tamamlanmalı” açıklamasından bir gün sonra hem İstanbul’da hem Antalya’da yeni operasyonlar yapıldı.

Bahçeli’nin açıklaması özellikle muhalif medyada “Bahçeli Erdoğan’ı kızdıracak açıklama yaptı” başlıklarıyla yorumlandı.

Acaba?

Bahçeli operasyonların durdurulmasını ve tutukluların serbest bırakılmasını mı istedi? Bu bana göre az bir ihtimal.

Bana göre Bahçeli sürecin uzadığını ve bunun iktidarı yıprattığını belirterek “Bitirin bu davaları, verin cezaları, sussunlar artık” dedi.

BUNU YAZMAK GEREK

Geliyor gelmekte olan çare yok

Siz bakmayın iktidarın sanki çok güçlü gibi davranmasına.

İçeride fırtınalar kopuyor.

İktidarı elinde tutanların en büyük endişesi Erdoğan sonrası.

Erdoğan öyle ya da böyle gidecek artık, en uzun kalabileceği süre 2028’deki seçimlere kadardır. İşte bu gerçek ülkeyi gerçekte yönetenlerin en büyük kabusu.

Erdoğan olmayınca onlar da olmayacaklar çünkü.

Bu nedenle içeride “Erdoğan sonrasında da iktidarda kalabilme” savaşı yaşanıyor.

Bu uğurda göreceksiniz inanılmaz şeyler yapıldığına tanık olacağız. İşte ilk örnek; Gözaltına alınan avukat Rezzan Epözdemir’in saray danışmanı Mehmet Uçum tarafından kollandığının ve Erdoğan’ın şahin savcısı Akın Gürlek’in yıpratılmak istendiğinin gündeme düşmesi.

ŞAKA GİBİ

AKP’lileri tutarsan böyle olur

Haberin en flaş bölümünü okuyun lütfen önce;

“İBB’ye yönelik operasyonlarda gözaltına alınıp sonra tutuklanan müteahhit kardeşler Ahmet ve İsmail Sarı itirafçı olarak “İhale paralarımızı alabilmek için rüşvet verdik” dedikten sonra serbest kalmıştı. Alacakları için İBB’ye dava da açan kardeşlerin belediyeden yeni ihale aldığı ortaya çıktı.”

Şaka gibi değil mi?

Ama nedeni çok açık.

İstanbul belediyesinin tüm üst yönetimi hapiste. Alt kadroları “şirinlik olsun” diye değiştirmedikleri için şu anda belediye yönetimi aslında AKP’lilerin elinde.