ANALİZ

Kimi CHP’liler Özgür Özel “İmamoğlu aday olamazsa bu görevi yürütecek birini mutlaka buluruz” dediğinde şaşırmışlardı.

Hatta bazıları “Özel kendisi aday olmak istiyor” demişlerdi.

Yine CHP içinde “İmamoğlu Özel’in açıklamasına çok içerledi, aralarında soğuk rüzgarlar esiyor” diye dedikodu bile üremişti.

İmamoğlu dün bir yabancı yayın kuruluşuna verdiği röportajla noktayı koydu.

“Ben kesinlikle aday olamazsam muhalefetin çıkaracağı ortak adaya destek vereceğim” dedi.

İmamoğlu’nun yapması gereken ve kendine yakışan da buydu.

Çünkü her ne kadar 15 milyon kişi İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı için oy vermiş olsa da iktidarın ayak oyunu ile yapılan diploma operasyonu adaylığın önünü şimdilik kesmiş durumda.

Buna rağmen CHP’nin ısrarla ve tek hedef olarak İmamoğlu’nun adaylığını öne sürmesi siyaseti de sıkıştırıyordu.

CHP İmamoğlu bağlantısı nedeniyle kendi içinde de çelişkiler yaşıyordu.

Şimdi bu bitti.

CHP yönetimi bundan sonra elbette İmamoğlu’nu yine sembol yaparak daha farklı siyasi ataklara geçebilme şansı yakaladı.

İmamoğlu son açıklamasıyla CHP’nin önünü açtı.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

AKP büyümüş oluyormuş

Son günlerin en çarpıcı haberlerinden biri uzun yıllardır Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı hiç kaptırmayan ve “topuklu efe” namıyla anılan Özlem Çerçioğlu’nun bugün CHP’den AKP’ye geçecek olması.

Yazıyı yazdığım saate kadar aksi bir haber gelmemişti, bu durumda Çerçioğlu’nun bugün yapılacak AKP kuruluş yıldönümü törenleri sırasında rozetinin Erdoğan tarafından takılması gerçekleşecek.

Konu dün AKP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Acar’a soruldu.

Acar, “Bugün ve dün itibarıyla kamuoyunda sizlerin de merak ettiği üzere bazı katılımlarımız olacak. AK Parti’mizin büyüdüğünü gösteren bu katılımlar, yarın itibarıyla salonda bir şekilde karşılık bulacaktır” dedi.

Sonra bir baktım, Erdoğan da transferlerle partisinin büyüdüğünü söylüyor.

Bir partinin büyümesi “şaibeli” biçimde transfer edilen siyasilerle olacaksa AKP bitmiş demektir.

Burada konu bir partilinin başka bir partiye geçmesi değil, bu geçişin arkasında yatan nedenlerdir.

Çerçioğlu’nun AKP’ye fikren değil muhtemelen kendisini ve ailesini korumak için zorunlu olarak geçeceği söylentilerini yabana atamayız.

GÜNÜN SÖZÜ

İktidar
muhalefetle...
Muhalefet
iktidarla...
Kirli çamaşırları ortalığa dökme kavgası tam gaz devam ediyor...
Vatandaş da sürünüyor...
Kime ne? Ahmet ÜSTÜN

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

YAŞ kararlarına bir bakış

Sosyal medya hesaplarımdan birine emekli tuğgeneral Cihangir Duman’ın bir yazısı geldi.

Duman son YAŞ kararlarını değerlendiren yazısında can alıcı bazı sorular sormuş.

Uzman gözüyle bu soruları size de sunmak istedim;

Bu yılın Ağustos YAŞ’ı sekiz sivil ve dört askerle toplandı. Görev alanları general/amiral terfileri ile ilgisi olmayan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Adalet, Dışişleri, Hazine ve Maliye, İçişleri ve Milli Eğitim Bakanları TSK’nın yeni komuta kadrosunu belirlediler

Şimdi sorulması gereken sorular şunlar:

1) Askeri bilgi ve deneyimleri sınırlı bu Bakanlar terfilere hangi kriterlere göre karar verdiler?

2) Terfi edenlerin mesleki yeterliliklerini nasıl değerlendirdiler?

3) Bütün diğer kurumlarda olduğu gibi TSK’da da kendi siyasi görüşlerine yakın olanları mı tercih ettiler?

4) Terfi edecek albay ve general/amirallerin mesleki performanslarını yakından değerlendirebilecek durumdaki orgeneral/oramiraller YAŞ’tan neden çıkartıldı?

5) Bundan sonra terfi sırasındaki albay ve general/amirallerin mesleki yeterliliklerini kendi komutanlarına göstermek yerine iktidar partisine yakın görünme çabaları nasıl önlenebilecek?

6) Genelkurmay Başkanı neden emekli edilip askeri hiyerarşi ve gelenek bozulmuştur?

7) Siyasi iktidar değişirse yeni iktidar bu general/ amiralleri “ eski iktidarın adamları” olarak görmeyecek mi?

Bu orduya siyasetin sokulması değil midir?

Bir orduya siyasetin sokulması o orduya yapılabilecek en büyük kötülüktür. Harp tarihi bunun acı örnekleri ile doludur.