ANALİZ

Dünyayı endişeye sevk eden Amerikan operasyonundan sonra neredeyse bütün dünya ülkeleri Trump’ı eleştiren ve kınayan açıklamalar yaptı.

Elbette Erdoğan iktidarı da bir açıklama yaptı ama ne gariptir ki açıklamada “kınama” hiç yok.

Bunun yerine “derin endişeden” söz ediliyor.

Oysa Erdoğan’ı tanıyoruz, bütün dünya ülkelerine “Eyy” çekmekle ünlü.

Ama nedense Trump’a karşı çok mülayim.

Ne Gazze planı ne İsrail’e destek ne de İran’a operasyon konusunda bir şey söylemiyor Erdoğan.

Yerine son zamanlarda sıklıkla rastladığımız gibi görev yine Bahçeli’ye düşmüş.

Erdoğan Trump’ın adını bile ağzına alamazken Bahçeli “ABD’nin, İran ile İsrail arasındaki fiili savaşa dahil olarak hedef olarak tespiti yapıldığı söylenen üç nükleer tesisi dün itibariyle bombalaması skandal ve sorumsuz saldırıdır” diyor.

Ekliyor; “Savaşları bitirmenin vaadini veren ABD Başkanı’nın yeni savaşlar fitilini tutuşturması elbette derin bir tenakuz ve politik tutarsızlık, aynı zamanda sahtelik ve samimiyetsizliktir.”

Bahçeli diyor da diyor.

Erdoğan’ın ise Trump’a karşı sessizliği çok şaşırtmıyor mu hepimizi?

BUNU YAZMAK GEREK

Birleşelim değil, peşime düşün

İsrail-İran dalaşmasına Amerika da katılınca dünya ister istemez endişeye kapıldı.

Türkiye’de ise başka bir korkutma operasyonu yapılıyor.

İktidar ve yandaşları zaten sürekli olarak “hedef Türkiye” derken muhalif kesimler de bana göre bilinçsizce bu kampanyaya katılıyor.

İşin aslına bakarsanız daha önce de anlattığım gibi hedef Türkiye değil ama Türkiye etkilenebilir.

Erdoğan ise bu korku iklimi üzerinden hamaset edebiyatına soyunarak bu korkuyu güçlendirmeye çalışıyor.

Makul düşünenler elbette “birlik beraberlik” çağrıları yapıyor.

Buna karşı Erdoğan’ın uyguladığı politika bir milli birlik beraberlik ruhu yaratmak değil, “Benim etrafımda toplanın” hatta “benim peşime düşün” demekten başka bir şey değildir.

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Fotoğraftan bile korkuyorlar

Konuyu ben de Müyesser Yıldız’ın yazısından öğrendim.

“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedikleri için ordudan atılan yeni mezun teğmenlerle fotoğraf çektirmek bile suç olmuş.

Ordudan atılan teğmenlerden Ebru Eroğlu çarşıya çıktığında Harbiyeli öğrencilerle karşılaşıyor, bir hatıra fotoğrafı çektiriyorlar. Ancak öğrenciler okula döndüğünde komutan telefonları kontrol ediyor ve çekilen fotoğrafları görünce hiddetlenerek bunları sildiriyor.

Ne tuhaf bir durum bu böyle.

Koskoca Türk Silahlı Kuvvetleri Atatürk’ten uzaklaşmış, Atatürkçü oldukları için attıkları mensuplarının fotoğraf çektirmesinden bile korkar hale gelmiş.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Turizm bakanı gezeceğine buna baksın

Süper lüks yatını Türkiye’ye değil Yunanistan’a bağlayan, tatil için Yunan adalarında gezmeyi tercih eden turizm bakanı Amerika’nın uyarısını duydu mu acaba?

Amerika vatandaşlarına “Türkiye’ye gitmeyin, giderseniz de şunlara dikkat edin” diye bir bildiri yayınladı.

Bu bildiride 22 il “tehlikeli” gösterilmiş.

Amerikan yönetimi vatandaşlarına Adana, Adıyaman, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hakkari, Hatay, Mersin, Kilis, Kahramanmaraş, Malatya, Mardin, Muş, Osmaniye, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Tunceli ve Van’a gitmemelerini öneriyor.

Turizm bakanı Yunan adalarını gezerken Amerika bu yıl turizmi öldürecek bir darbe vuruyor.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Fatih Altaylı’nın işi zor

Nasıl bir “tehdit” unsuru buldularsa artık Fatih Altaylı ani bir operasyonla tutuklandı.

İlk anda “Bu bir gözdağı, bu suçlama ile Fatih Altaylı tutuklu kalamaz” diye düşünmüştüm.

Ama önce Adalet bakanı sonra da iletişim başkanlığı öyle açıklamalar yaptı ki inanılır gibi değil.

Altaylı’nın tutuklanmasına en tepeden karar verildiği ve bundan dönüşün mümkün olmadığı, demokrasi ve hukukun tamamen rafa kaldırıldığı bu kararla kesinleşmiş oldu.