ANALİZ

Dur durak bilmeyen İsrail önceki gün 4 Müslüman ülkeye birden saldırdı.

Hepsi de “Hamas’a yönelik” operasyonlardı.

En önemli saldırı Katar’a yapıldı.

İsrail 2 bin kilometre uzaktaki Katar’ı vururken yine Katar’dan kalkan İngiliz tanker uçaklarından da destek almış.

AKP genel başkanı Erdoğan da çok sert bir mesaj yayınlayarak İsrail’i lanetlemiş.

İsrail’in Gazze’deki soykırım saldırıları 2 yılı aştı neredeyse.

Bu süreçte Erdoğan sürekli konuştu, hep konuştu.

Peki eylem?

İşte o yok.

Sadece Erdoğan mı, bütün Müslüman ülkeler sadece lafla yetiniyor.

İsrail sadece Müslüman ülkeleri vuruyor ve bu ülkelerden en küçük bir karşı tepki yok.

Sonra “Bu Amerikan bağımlılığı yetti artık” dediğimizde bize kızıyorlar.

Hay Allahım yarabbim.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Canları isterse yapacaklarmış

CHP’nin eski başkanlarından Hikmet Çetin önce MHP genel başkanı Devlet Bahçeli sonra da MHP’nin hukuk işlerine bakan başkan yardımcısı Feti Yıldız ile konuştu.

Hikmet Çetin güreşmeden sonra yaptığı açıklamada Yıldız’ın “başından beri tutuksuz yargılamadan yanayım” dediğini aktararak “aldığım izlenime göre belediye başkanları tutuksuz yargılanacak” demiş.

Çetin, ayrıca “Özellikle Ekrem İmamoğlu’nun ve diğer arkadaşlarımızın tutuksuz yargılanmaları konusunda bir adım atacak mısınız?” diye sormuş. Feti Yıldız buna “Bu konuda henüz karar vermedik. Şu anda söyleyecek bir şey yok” karşılığını vermiş.

Eee hukuk nerede kaldı?

Bizzat iktidar ortağı tutuklamaların mahkemeler tarafından değil siyasetçiler tarafından verildiğini itiraf etmiş olmuyor mu?

ÇOK GÜLDÜM

Taze taze bir kayyım fıkrası

Hafta sonundan bu yana İstanbul CHP il başkanlığına kayyım atanmasını konuşuyoruz.

Yıldırım Tuna da durur mu, taze taze bir kayyım fıkrası göndermiş;

İki arkadaş markette karşılaşmışlar, “Beni kayyım yaptılar” demiş biri.

“Hadi ya? Nedir o?”

“Seni bir yere atıyorlar, sabahları motosikletli polis eskortları önünde işe gidiyorsun, sokağın başında kalkanlarla seni polisler karşılıyor. TV, gazeteler, herkes hemen her gün senden bahsediyor. Pek havalı.”

“Çok iyi yaa. Sendeki de ne şans.”

“İstersen ben ileteyim hallederler, benim yerime geçebilirsin.”

“Sen ciddi misin? İnanamıyorum. Çok teşekkür ederim.” Aradan bir hafta geçmiş, iki arkadaş tekrar aynı markette karşılaşmışlar. “Bana kakaladığın şey için her gün sana lanet okuyorum” demiş ikincisi, “Küfür, hakaret bir tarafa, binaya her girişimde tükürüklere bulanıyorum, sokağa çıkamaz oldum. Çocuklarım okula gidemiyorlar.”

“Şşşşştt, yavaş konuş duyacaklar” demiş bizimki, “Bu tarzınla o görevi asla başka birine kakalayamazsın!”

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Astrolog gözüyle son durum

Tanınmış bir astroloji uzmanından son gelişmelerle ilgili kısa bir mesaj aldım.

Size de sunuyorum;

21 Eylül güneş tutulması Özgür Özel’in güneşinin üzerinde gerçekleşecek.

Zor bir mücadelenin içine girecek, kişisel güvenliği arttırılmalı, saldırı tehdidi gibi.

Sağlık göstergeleri de öyle. Muhalefette çarsı karışacak.

OKURDAN MESAJ

O gece sokağa çıksaydınız

Hem sıkı bir takipçim hem de yakın dostum İsmail Hoca bir mesaj göndermiş.

Size de sunmak istedim;

Rejim elden gidiyordu… Biz evde haber kanalı arıyorduk.

Ümit Özdağ geçen gün çıktı, yine konuştu. Lafı dolandırmadı: “O gece sokağa çıksaydınız, bugün bunları konuşmuyor olurduk” dedi. Kime diyor? Elbette muhalefete.

Kılıçdaroğlu o geceyi “silahlı adamlar varmış” diye açıklamaya çalıştı, Özdağ “Ben oradaydım, yoktu” dedi. Kimin dediği doğru bilinmez ama bildiğimiz şu: YSK’nın mühürsüz pusulaları meşru saydığı geceydi o gece.

Özdağ, “Siyaset masada değil, gerektiğinde sokakta yapılır” diyor.

Siyaset cesaret işidir derler. O gece cesaret neredeydi?

Sahi… O gece nerede kaldınız?