KOMİK
Önceki akşam bir çok dünya ülkesinde ekran başında oturanlar, Trump- Netenyahu görüşmesinin sonucunu bekliyordu.
Aslına bakarsanız Netanyahu kimsenin umurunda değildi ama Trump dünyayı ateşe atan son kararları ile ilgili yeni açıklamalar yapabilirdi.
Ve kimsenin aklına, birden Türkiye’nin de gündem olacağı gelmiyordu. Netanyahu’nun, “Türkler Suriye’den çekilsin” sözlerinden sonra sazı ele alan Trump, “Erdoğan diye biri var biliyor musunuz, ben onu çok severim, o da beni sever, çok akıllı adam, sorunlarımız oldu ama mesela rahip olayını çözdüm, sizin aranızdaki sorun da çözülür ama siz de biraz mantıklı olun” dedi. Trump ayrıca Erdoğan’a Suriye’yi aldığını söylediğini ama Erdoğan’ın “Yok ben almadım” dediğini de ekledikten sonra “Belki de benimdir” diye konuştuğunu aktardı.
Bizim yandaş medya Trump’ın konuşmasını canlı izledikten sonra coştu.
Bir sevinç bir sevinç görmeyin gitsin.
Hepsi Trump’ın Erdoğan’ı övdüğünü, Erdoğan’ın bir dünya lideri olduğunu, İsrail’in bizden korktuğu için Amerika’ya sığındığını söylediler. Oysa Trump’ın konuşmasında övgüden çok bir tepeden bakma, “bizim oğlan” yaklaşımı vardı. Yargılanan ve hapse gren bir rahibi nasıl aldığını anlatması da aslında bir skandaldı.
Üslubu “Onu dert etmeyin, ben bir şey istersem yapar” havasındaydı.
Bizim yandaşların “İsrail’e mantıklı ol dedi, yani ayar çekti” diye sevinmesi de çok saçma, farkında değiller ama asıl ayarı Erdoğan’a verdi.
Sadece şunu görelim yeter; Eğer Amerika başkanı tepeden bakan bir üslupla Erdoğan’ı pohpohluyorsa altında mutlaka bir şey vardır.
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Adalet Bakanı fena bozum oldu
Amerikalı bir senatör İmamoğlu’nun tutuklanması için Trump’ın izin verdiğini tahmin ettiğini söyledi.
CHP genel başkanı Özel de bu cümleyi tekrarlayarak “Demek yurtdışından icazet alıyorlar” diye konuştu.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Özel’in bu sözlerine çok öfkelenerek “Böyle saçma sapan bir şey olur mu? Yargı bağımsızdır kimseden icazet almaz” diye karşılık verdi.
Ama işe bakın tam da adalet bakanının konuştuğu günün akşamı Amerika Başkanı Trump “Rahibi (Brunson) nasıl aldıklarını” anlatmaz mı?
Gerçi bildiğimiz olay; Rahip Brunson 15 Temmuz’a katılmak iddiasıyla tutuklanmıştı. Trump da Erdoğan’a telefon ederek “Rahibi bırak” demişti. Brunson çok kısa bir süre sonra serbest bırakılmış ve Trump’ın gönderdiği uçakla ülkesine gitmişti.
Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu da söyleyen Yılmaz Tunç, Trump’ı dinlerken acaba ne düşünmüştür?
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Bahçeli’nin mesaisi ne oldu?
Geçirdiği kalp ameliyatından sonra iki ay hiç görünmeyen Bahçeli, 4 nisan günü ortaya çıkmış ve “mesaisine” başladığını açıklamıştı.
Makamında fotoğraf da çektiren Bahçeli hafta başı mesaiye gelmedi..
Dün yapılması gereken grup toplantısı da iptal edildi. Muhtemelen Bahçeli yine kayıplara karışacak. Ancak Bahçeli’nin ortada görünmemesi “mesaisine” devam etmediği anlamına gelmiyor.
Belli ki sesiyle de kendini göstermek yerine yine uzun sosyal medya mesajlarıyla sürdürecek mesaisini.
Zaten anladığım kadarıyla saray da Bahçeli’nin böyle devam etmesinden yana.
ÖNERİ
Özel gereken nezaketi göstermeli
Yeniden ve ezici bir çoğunlukla genel başkan seçilen Özgür Özel’i diğer siyasi partilerden arayıp kutlayan oldu mu bilmiyorum.
Bu tür seçimlerden sonra kutlamak âdettendir oysa.
Sanıyorum Bahçeli de arayıp kutlamadı Özel’i.
O halde Özgür Özel kendinden yaşça da hayli büyük olan Devlet Bahçeli’den kutlama beklemek yerine yeniden seçilmiş CHP genel başkanı sıfatıyla MHP liderini ziyaret etmeli ve geçmiş olsun dileklerini iletmelidir.
Bu Türkiye’nin en büyük partisinin genel başkanına yakışacak bir siyasi nezaket örneği olacaktır.
Ama bilemiyorum tabii, Bahçeli acaba ziyaret için randevu verir mi?
Sanki vermez gibi geliyor bana.
Çünkü “Yeni Türkiye”de siyasi nezaket pek umursanan bir haslet değil.
GÜNÜN SÖZÜ
Bakalım Apo’ya hakaretten ilk dava kime açılacak?
ÇOK GÜLDÜM
Saddam’ın dublörü olmak ne fena
Tabii ki yine Yıldırım Tuna’dan gelen bir fıkrayla neşelenelim;
Saray doktoru Saddam’ın bütün dublörlerini toplamış, “Sizlere bir iyi bir de kötü haberim var..” demiş, “İyi haber şu ki Saddam bombalı suikasttan kurtuldu, yaşıyor ve yakında yurt gezisine çıkacak.. Sizler için kötü haber ise bir kolunu, bir de bacağını kaybetmiş olması!”