ANALİZ

Kafalar karıştı, karar açıklanınca pek çok siyasi, gazeteci ve akademisyen “tam tahmin ettiğim gibi erteleme kararı çıktı” dedi.

Oysa zaten olasılıklar üç taneydi.

İptal.

Davanın reddi.

Erteleme.

Hukuken bakıldığında davanın reddi olması
gerekiyordu
ama tek CHP’li bile bu tahminde bulunmadı.

Kılıçdaroğlu ekibi “iptal kararı çıkmalı” derken CHP yönetiminin genel tahmini ertelemeden
yanaydı.

Erteleme çıkması Erdoğan’ın henüz tam karar veremediğinin bir göstergesi.

Tabii konu “Uzatma sayesinde CHP içinde kavga daha da büyür, sertleşir ve dağılma sürecine girilir” diye de değerlendirilebilir ki bu Erdoğan’ın işine gelir.

Ama bana göre durum farklı.

Erdoğan CHP ile anlaşmak istiyor.

İktidarının her gün daha da kötüye gittiğini görüyor biliyor.

Yeniden cumhurbaşkanı seçilemeyeceğinin de farkında.

Bu nedenle CHP ile anlaşmak zorunda, hatta parlamenter sisteme geçmenin kendini de kurtaracağını düşünüyor.

Karar veremediği Özgür Özel’le ve arkasındaki İmamoğlu ile mi anlaşmak daha elverişli yoksa Kılıçdaroğlu ile mi?

Erdoğan yaz boyu gelişmeleri izleyecek ve sonunda bir karara varacaktır.

BUNU YAZMAK GEREK

Uzaması AKP’yi de zora sokar

Başta Erdoğan olmak üzere AKP kurmayları CHP’nin “mutlak butlan” davasının uzamasını kendi lehlerine görebilir.

Kararın 2 ay sonraya bırakılması CHP içindeki çatışmaları körükleyecektir.

Ancak bir de madalyonun tersi var.

Şu an toplumda oluşan Kılıçdaroğlu düşmanlığı nedeniyle parti yönetimi de tam olarak ne yapacağını bilemiyor.

Geçen süre içinde aklı selim galip gelebilir ve parti içinde bir anlaşma sağlanabilir.

Kılıçdaroğlu-Özel görüşmesi yapılabilir ve bir ortak karar alınabilir.

İşte o zaman sarayın oyunu bozulur.

Burada Özgür Özel’e büyük iş düşüyor.

Genel başkanlıktan liderliğe geçmek istiyorsa sorunu toplumun da içine sinebileceği biçimde çözmelidir.

O zaman CHP daha da güçlenecektir.

Bİ SOR BAKALIM

Basın kartları niye basılmaz?

Bir gazetecinin en değerli varlığı basın kartıdır.

Çünkü basın kartı meslekteki kariyerini tayin eder.

Basın kartları eskiden basın yayın enformasyon genel müdürlüğü tarafından verilirdi.

Basın kartı almak kolay değildir, pek çok prosedürden geçersiniz.

Şimdi ise basın kartlarını Cumhurbaşkanlığı iletişim merkezi veriyor.

Ama aslında veremiyor.

Örneğin ben meslekte 25 yılımı doldurduğumdan bu yana “sürekli basın kartı” hakkına sahibim.

Haziran ayında kartın süresi doldu, yeni başvuruya rağmen kartlar “basılamadığı” gerekçesiyle dağıtılmıyor.

Böyle olunca basın kartına tanınan hiçbir hakkı kullanamıyoruz.

Örneğin bir toplantıya davetliydim, basın kartı taşıma şartı varmış, kartın fotokopisini istediler, ama süresi bittiği için katılma şansım olmadığı bildirildi.

CİMER aralarında kendi yandaşlarının da olduğu gazetecilere neden bu kadar duyarsız davranıyor anlamak mümkün değil.

KOMİK

1999’dan bir manşet

Oyunu ertelediler - Resim : 1

Bundan 26 yıl önce Erdoğan yasaklı siyasetçiydi.

Ama buna rağmen her yere gidiyor siyasi konuşmalar yapıyor, gazetecilerle, iş dünyasıyla, sanatçılarla buluşuyor ve yeni siyasi dönemin hazırlıklarını yapıyordu.

Bu manşet şimdi yayın hayatında olmayan Star gazetesinin 16 Mart 1999 tarihli sayısının manşetinde yayınlanmıştı.

Erdoğan siyasetin hep yaşlılar tarafından yönetildiğini söyleyerek gençlere yol açılması gerektiğini belirtmiş ve “Yaş 70 iş bitmiş” halk sözünü kullanmıştı.

26 yıl sonra Erdoğan ülkenin tek yöneticisi 72 yaşında 73’ünden gün alıyor.

En yakın ortağı Devlet Bahçeli 77 yaşında.

CHP’nin başına geçirmek için hamle yaptığı Kemal Kılıçdaroğlu 76 yaşında.

Şimdi biri çıkıp “Yaş 70 iş bitmiş” derse ne düşünürsünüz?