MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Beklenen PKK’nın kendini feshettiği açıklaması beklenmeyen sonuçlara yol açıyor.

İktidar ve yandaşları her ne kadar bayram havası yaşıyorsa da kısa süre sonra tatsız tartışmaların çıkması şaşırtıcı olmayacaktır.

PKK sadece kendini feshettiği açıklaması yapmadı, manifesto niteliğinde uzun bir bildiri de yayınladı.

Zaten tartışma PKK’nın kendini feshetmesi üzerine değil bu bildirinin içeriği ile ilgili.

Merak ettiğim sarayın bu bildiriden önce haberi oldu mu?

Eğer olduysa ayrı bir sorun, olmadıysa daha da büyük sorun.

Bildiri önceden görüldüyse demek ki iktidar PKK’nın soykırım, Lozan, 1924 anayasası göndermelerine tepki göstermemiş.

Hatta bunu onaylamış.

Eğer bildiriden haberi yoksa bu kez de PKK’nın oyununa gelmiş demektir.

Çünkü PKK bir devlet değil terör örgütü.

Bir terör örgütü ve lideriyle önceden görüşmeler yapılıyorsa ve kendini feshetmesi, silah bırakması isteniyorsa bu manifesto gibi bir bildiriyle yapılmaz/yapılamaz.

Doğru olan PKK’ya birkaç cümlelik fesih açıklaması için izin verilmesiydi.

Eğer PKK sadece kendini feshettiğini açıklamakla yetinseydi, sonraki yasal düzenlemeler daha sakin bir ortamda yapılabilirdi. Oysa şimdi fesih kararı bildirinin gölgesinde kaldığı için sonraki adımlarda zorluk çıkacaktır.

BUNU YAZMAK GEREK

Bu meclis sorunu çözemez

PKK’nın kendini feshetmesinden sonra gözler “bundan sonraki adımlara” çevrildi.

Bu konuda pek çok görüş ve öneri var.

İktidarın asıl amacı bu fırsattan yararlanarak DEM Parti’yi de arkasına alarak bir yeni anayasa çıkarmak.

Ancak ne yeni anayasa ne de Kürt sorunu konusundaki alınacak kararlar bu meclisin işi olamaz.

Çünkü bu meclis bu konuda yetkisizdir, arkasında milli irade yoktur.

AKP ve koalisyon ortakları 2023 seçim kampanyasını tamamen PKK karşıtlığı ve CHP’nin terörle işbirliği yapması üzerine kurmuştu.

Erdoğan, Bahçeli ve diğer koalisyon ortaklarının başkanı seçim kampanyası boyunca CHP’nin terörle işbirliği yaptığını, DEM’le ortak olduğunu, emirlerin Kandil Dağından geldiğini ileri sürdüler.

Sonuçta 27 milyon seçmen AKP koalisyonunun bu politikalarına destek verdi.

Oysa şu anda tam tersi yapılıyor.

O halde bu iktidarın arkasında bu konuda millet desteği yok.

Eğer sorunun çözümü için yasal düzenlemeler yapılacaksa derhal erken seçime gidilmelidir.

Partiler ne yapacaklarını halka anlatmalı ve halk da kararını verdikten sonra adımlar atılmalıdır.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Tebligat için tam da gününü seçtiler

İstanbul üniversitesi diplomasını iptal ettiğini Ekrem İmamoğlu’na tam 55 gün sonra tebliğ etti. İşe bakın ki tam da tebligatın yapıldığı gün PKK kendini feshettiğini açıkladı.

İmamoğlu’nun diploması türlü çeşitli oyunlarla ve usulsüz biçimde iptal edildi.

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı temelsiz suçlamalarla ve iddianame bile hazırlanmadan tutuklandı. Diplomanın iptal tebligatının tam da PKK’nın sorunlu bildirisinin açıklandığı güne denk gelmesi sanki “Biz terörden, Apo’dan değil senden daha çok korkuyoruz” mesaj gibi değil mi?

ŞAŞIRDIM

Hangi kurban daha makbul?

Kurban Bayramı yaklaşıyor.

Diyanet her yıl olduğu gibi yine vekaletle kurban kesim bedellerini açıkladı.

İki yıldır bu vekaletle kurban kesme fiyatlarında bir gariplik var.

Diyanet yurtiçinde kurban kesim bedelini 13 bin 500 lira olarak açıklarken yurtdışı bedelini ise 5 bin 450 lira olarak belirlemiş.

Neden?

Yurtdışında canlı hayvan daha ucuzmuş.

Ekonomik tarafını bir kenara bırakalım, konuya dinen bakalım.

İki arkadaş düşünün biri 13 bin 500 lira verip yurtiçi kesim için Diyanete yetki verirken diğeri 5 bin 450 liraya ödeyerek yurtdışı kesimi seçmiş.

Diyanet işleri başkanına soruyorum “Hangisi makbul?”

Ve diğer soru “iki kurban fiyatı arasında iki kattan fazla fark koymak dinen caiz midir?”

GÜNÜN SÖZÜ

PKK’nın manifesto gibi açıklamasından sonra “kandırıldım Allah affetsin” sözünü duyar mıyız?