Ülkemiz sporundaki çürüme kendine uygun spor adamı tiplerini yarattı. Her işin ahbap çavuş ilişkileriyle yürütüldüğü, çıkar ilişkilerinin en öne konulduğu, köşe dönmecilik, rüşvet, yolsuzluk, bahis gibi rezillikler sıradan hale gelerek kurumsallaştı. Sistemin dişlisi haline gelenler işini bilir, Kokuşmuş sistemin dışında kalmayı tercih edenler aptal olarak lanse edildi.

Yıllar önce yazdığım bir maç raporunda “Bu maçta şike yapılmıştır” demiştim. Takımların ceza almasını beklerken, dönemin federasyon başkanı zat-ı muhterem çıkıp şike tahkik komisyonuna “Şikenin tarifini yeniden yapmak lazım” demişti! Muhterem hayatta, hala yapacak diye bekliyoruz! GSGM Ceza Kurulu ise ilgili takımın koçuna 6 hafta ceza vermişti. Gerekçesi trajikomikti: “Takımına sahada gerekli mücadeleyi verdirtmediği için.” O gün şikeye şike demekten korkup kaçan ya da siyasi nedenlerle ceza veremeyen, yukarıda tarif ettiğim kendilerine uygun spor adamı tiplerini yaratarak sisteme sokanlar, bugün gelinen noktanın en büyük sorumluları!

152 hakem operasyonu önemli bir hal aldı. Ancak yeterli değil. Futbolun diğer aktörleri ve bu işi illegal siteler üzerinden yapanlar ortaya çıkarılmadıkça bu iş hep eksik kalacak. Çünkü “turpun büyüğü” oralarda gizli. Ayrıca diğer federasyonlar bu işin içine katılmadıkça bu pislikten arınmak mümkün görünmüyor. Öyle şeyler duyuyor ki bazı branşlardaki bahis işleri futbolu bile gölgeleyecek düzeye erişmiş! Herkes biliyor, kimse konuşmuyor! Soruşturmayı yöneten savcıların tüm federasyonlarla iş birliği yaparak önce hakemler, devamında takım mensubu olan herkesi sorgulayacak bir yapı kurması şart. Naçizane önerim: Bu işlere bulaşmamış tertemiz insanlar var. Birinci elden bilgi almak ve iş yükünüzü azaltıp süreci hızlandırmak istiyorsanız, bu çürümüşlüğü en iyi bilen insanlarla iş birliği yapmanız yeterli.

Söz TFF’ye: Zorbay Küçük’e Trabzonspor-Eyüpspor maçını yönettirmeniz takdir-e şayan iş bilmezlik örneği olarak tarihteki yerini aldı! Umarım süreci daha fazla yüzünüze gözünüze bulaştırmadan sonuçlandırabilirsiniz.